Hafriyat Kamyonunun Altında Kalan Üniversite Öğrencisinin Annesi: "Ömrüm Yettiği Sürece,...
Hafriyat kamyonunun altında kalan üniversite öğrencisinin annesi: "Ömrüm yettiği sürece, sorumluların hesap vermesi için elimden geleni yapacağım"İSTANBUL - Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere'nin ölümüne ilişkin...
Hafriyat kamyonunun altında kalan üniversite öğrencisinin annesi: "Ömrüm yettiği sürece, sorumluların hesap vermesi için elimden geleni yapacağım"
İSTANBUL - Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere'nin ölümüne ilişkin 7 sanık 6'şar yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıktı. Duruşma sonrası açıklama yapan anne Nesrin Aslan, "Ömrüm yettiği sürece, sorumluların hesap vermesi için elimden geleni yapacağım" dedi.
Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere'nin ölümüne ilişkin duruşma bugün görüldü.
Anadolu 57'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar kamyon şoförü Mümin Kılıç, İbrahim Ruhi Kelleci, Saffet Altındağ, Zafer Karasaçlı, Teyfur Bingöl, Kamil Celal Yıldırım ve Ergun Ata katıldı. Kazada hayatını kaybeden Şule İdil Dere'nin annesi Nesrin Aslan ve babası Berdan Dere duruşmaya katılırken, taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
"Geri geldiğime ilişki ikaz sesi vardı"
Duruşmada söz alan kamyon şoförü Mümin kılıç, olay günü boş vaziyette geri geri yük alacağı alana doğru gittiğini söyleyerek, "Aracımın geri vites ışığı ve geri geldiğime ilişkin ikaz sesi de vardı. Hatta aşırı derecede duyuluyordu. Geri vitese taktığımız zaman araçtaki mekanizma gereği 20-25 metre kadar mesafeyi ışıklandırıyordu. Ben bu ışıkların yardımı ile gidiyordum, ayrıca yolun kenarındaki balıkçı barınağının kenarında aydınlatma direği de vardı. Gittiğim yol dardı" dedi.
"Gözcüler fiilen hiç bir zaman yanımızda bulunmuyordu"
"Bu tür işlemleri yaparken yanımızda gözcüler bulunur bize talimat verirler" diyen Kılıç, "Ancak kazanın olduğu anda bu işle görevlendirilen kişi benimle birlikte değildi. Kaza anında neden yanımda olmadığını bilmiyorum. İsim olarak da bilmiyorum yalnızca sima olarak tanırım. Böyle bir görevlendirme yapılsa dahi fiilen hiç bir zaman böyle bir kişi yanımızda bulunmuyordu" şeklinde konuştu.
"Birinin onu ittirdiğini düşünüyorum"
Sanık Kılıç savunmasında, aracının arkasını kontrol ettiğinde sağ taraftan insanların geçiş yaptığını ve aracın diğer tarafından da çıkış yaptığını gördüğünü söyleyerek, "Kimsenin olmadığını düşündüğüm için geri geri gelmeye devam ettim. Hatta yarım dakika da kişilerin geçişini bekledim. Bu husus görüntülerde mevcuttur. Ben bağırış seslerini duyduğum anda aracımı durdurdum. Baktığımda sol ön tekerleğin yanında sol tekerleğin dış tarafında olduğunu gördüm. Yabancı uyruklu bir bayan kamyonun altından rahmetliyi çekmeye çalışıyordu. Hatta onu ittirdim, müdahale etmesini engelledim. Benim şahsi kanaatim şudur. Ben kamyonun altına rahmetliyi almış olsaydım orada bulunması gerekirdi. Ancak o sol tekerin dış tarafında bulunuyordu. Araç ağır tonajlı bir araçtır. Üstünden geçtiğimde daha ağır sonuçlar doğurması gerekir. Birinin onu ittirdiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Diğer sanıklar da söz alarak suçlamaları kabul etmediklerini söyledi.
Şule İdil Dere'nin annesi Nesrin Aslan, "Ben bu konuda sorumluluğu olan herkesten şikayetçiyim" dedi. Bunun üzerine söz alan baba Berdan Dere, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini söyleyerek, "Kaza sonrasında yaya yolu olarak bildirilen yerde iş makineleri çalışmaya devam etmektedir, herhangi bir güvenlik önlemi alınmamıştır" şeklinde konuştu.
Müşteki avukatı söz alarak sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutuklanması yönelik talepleri reddederek, duruşmayı erteledi.
Duruşma sonrası açıklama yapan anne Nesrin Aslan, "Ne kadar zaman alırsa alsın ömrüm yettiği sürece, bu asıl sorumluların hesap vermesi için elimden geleni yapacağım. Avrupa'nın en büyük metropollerinden birinde, bir parka hafriyat kamyonu dalıyor ve bir cinayet işleniyor. Bunu hiç kimse hiçbir şekilde açıklayamaz. Bütün işim bu olacak bundan sonra ve şundan çok eminim asla yalnız olmayacağım. Uzaya gitmem gerekiyorsa oraya da gideceğim. ve yalnız olamayacağım" dedi.
Ailenin avukatı Murat Özveri, "Etkili bir yargılama yapıp ve layık oldukları cezayla cezalandırılmaları için en azından caydırıcılık unsuru anlamında biz hukukçular olarak, diğer meslektaşlarımla birlikte bundan sonra da elimizden geleni yapmaya çalışacağız" diye konuştu.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Mayıs 2016 tarihinde Şule İdil Dere'nin Kadıköy'de bulunan Yoğurtçu Parkı ile Kurbağlıdere arasında kalan yaya ve bisiklet yolunda yürüdüğü sırada, Kurbağalı Dere ıslah çalışması nedeniyle olay yerinde bulunan şüpheli Mümin Kılıç'ın kullandığı hafriyat kamyonunun geri manevra yapması neticesinde kamyonun altında kalarak hayatını kaybettiği anlatılarak söz konusu ıslah çalışmasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yüklenici firma İstaç İstanbul Çevre Yönetimi Ticaret ve Sanayi AŞ şirketine verildiği belirtildi.
İddianamede, İstaç AŞ'nin yetkili ortağı Ruhi Kelleci, şirketin Asya yakası kıyı temizleme şefi Teyfur Bingöl, şirketin iş güvenliği uzmanı Zafer Karasaçlı, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü'nde kıyı temizleme şefi Saffet Altındağ, kontrol elemanı Ergun Ata, Kamil Cemal Yıldırım ile kamyon şoförü Mümin Kılıç hakkında "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.