İTÜ mezunu genci öldüren sanıkların yargılanmasına başlandı
İTÜ mezunu Halit Ayar'ı İstiklal Caddesi'nde bıçaklayarak öldüren sanıklar ağırlaştırılmış müebbet ve 47 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
İTÜ mezunu Halit Ayar'ı İstiklal Caddesi'nde bıçaklayarak öldüren sanıklar ağırlaştırılmış müebbet ve 47 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Duruşmada söz alan sanıklardan Emra Yaşar, "Çok alkol almıştım. Kaç bıçak darbesi vurdum hatırlamıyorum" dedi.
İTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden bu yıl mezun olan Halit Ayar, 7 Eylül 2019'da iki arkadaşıyla birlikte Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde tramvay durağında otururken bıçaklı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmişti. Ayar'ı öldüren sanıklar Emra Yaşar ve Erhan Kurdal'ın, 'Kasten öldürme', 'Nitelikli yağmaya teşebbüs' ile 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 31 yıldan 47 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Emra Yaşar, Erhan Kurdal, Ayar'ın annesi Hanife Ayar, babası Mehmet Ayar mağdurlar Tolga Ozan, Mustafa Sinan Nalçacı ve tarafların avukatları katıldı. Duruşmada Ayar ailesinin yakınları izleyici olarak yer alırken, Halit Ayar'ın annesinin ağladığı ve mağdur Tolga Ozan'ın Ayar'ın annesine destek olduğu gözlendi.
Kimlik tespitinin yapılmasıyla başlayan duruşmada sanık Emra Yaşar işsiz ve sabıkalı olduğunu beyan ederken, sanık Erhan Kurdal fotoğrafçı olduğunu, aylık kazancının 3 bin lira olduğunu ve sabıkalı olduğunu kaydetti.
"Alkolün verdiği cesaretle kavgaya başladık"
Savunmasında olay günü gezmeye çıktığını belirten tutuklu sanık Erhan Kurdal, "Karşı taraf gasp olayı söylüyor. İkili diyaloğum bile olmadı. Evet ben bir bardak bira istedim doğru. Kavgaya başladık, alkolün verdiği cesaretle diyelim. Onlar bize vurdu bizde onlara vurduk. Arkamı döndüğümde yerde bir arkadaş yatıyordu, ölen arkadaşmış. İki tekme vurdum. Elimdeki cam şişeyi kırıp salladım ama saldırmadım. İsabet edip etmediğini bilmiyorum. Bıçaklama anını görmedim. Bıçaklandığını bilsem tekme atmazdım. Bıçaklanmış kişiye tekme atacak kadar insafsız değilim. Biz bira istedik. Yumrukla birbirimize girdik. Evet tekme attım, kendimizi korumak amaçlı saldırdık. O yüzden böyle bir olay gerçekleşti. Çok alkollüydüm. Para isteme falan da olmadı" ifadelerini kullandı.
"Erhan geldiğinde cebinde parası yoktu"
Olay günü Kırklareli Açık Cezaevi'nden haftalık izne geldiğini belirterek savunmasına başlayan tutuklu sanık Emra Yaşar, "Oturduğum semtteki parkta 2-3 gündür takılıyordum. Şans eseri orada görüştük. Alkol alıyordum. Erhan geldiğinde cebinde parası yoktu. Saat 20: 00'ye kadar takıldık. Bir yerlere gidelim diye çok ısrar etti. Erhan'ın evine uğradık. Üzerini değiştirdi. Yanında hançer bıçağı getirdi. Erhan'ın saldırgan yapısını bildiğim için bıçağı ondan aldım. Çünkü daha önce Erhan'ın bir olayına şahit olmuştum. Onu bildiğim için bir felaket olmasını istemedim. Tekrar parka gittik. Ben bu bıçağı parkın yakınındaki tekel bayisine bırakmak istedim. Bayiciye 'Bu bıçak burada kalsın istersen senin olsun' dedim. Fakat kabul etmedi. Biraları aldık parkta içemeye devam ettik. Sonra İstiklal'e gittik. Erhan bir bayanla 2 saat muhabbet etti. Benim o gün üzerimde bulunan 300-400 lira para bitmişti" dedi.
"Pişmanım savunulacak bir tarafı yok"
Metro durağında Erhan Kurdal'ın 3 kişinin yanına gittiğini belirten sanık Emra Yaşar, "Şişhane metro durağının orada Erhan 3 kişi gördü yanlarına gitti. Ben arkadaşlar sandım. Konuşuyorlardı ne konuştuklarını duymadım. Erhan içlerinden birine tokat attı. O kişi de 'Ben babamdan bu yaşıma kadar tokat yemedim' dedi. Sonra 3'ü birden Erhan'a saldırdı. Ben de Erhan'ın ağzından burnundan kanlar geldiğini görünce ayırmak için yanlarına gittim. İçlerinden şişman olanı bana saldırdı. Can havliyle bıçağı alıp bende onlara saldırdım. Onlar bana vuruyordu, ben de rast gele bıçağı sallıyordum. Polis diye bağırdılar. Kaçtım eve gittim. Pişmanım. Bunun savunulacak bir tarafı yok. Kimseyi gasp etmedim. Neticede bir can gitmiş. Çok alkol almıştım. Kaç bıçak darbesi vurdum hatırlamıyorum. Uyuşturucu madde kullanmıyorum" diye konuştu.
"Biri bıçaklıyor biri tekmeliyordu"
Olay günü Halit Ayar'ın yanında olan arkadaşı mağdur Mustafa Sinan Nalçacı, "O gün Şişhane metrosu önündeki durakta oturuyorduk. Bu iki sanık geldi. Aralarında yarım metre mesafe vardı. Sanık Erhan 'Biranız var mı?' dedi. 'Var' dedik. Elinde şişe vardı. Şişesine bira koyduk. Diğer arkadaşını kast ederek 'Arkadaşın şişesi yok 2 tek atın' dedi. Şurada tekel bayi var oradan alabilirsiniz dedik. Sana mı soracağım lan dedi. Olay çıkmasın diye Erhan'a sarıldım. Ne yapıyorsun hepimiz kardeşiz dedim. İki sanık Tolga'yı yumrukluyorlardı. Sanık Emra yanıma geldi. Biz onla yumruklaşmaya başladık. Bıçağını çıkardı. Tolga'ya bıçakları var diye bağırdım ve koşmaya başladım. Bıçak önce kol dirseğime sapladı. Koşuyordum. Arkama baktığımda Tolga geliyordu ama Halit yere düştü. Sanıkların ikisi Halit'in üzerine çullandı. Aynı anda biri bıçaklıyor, biri tekmeliyordu. Dondum kaldım. Sonra yardıma koştum. Sanık Emra bu kez beni 5 kere farklı yerlerimden bıçakladı" diye konuştu.
Halit Ayar'ın öldürüldüğü gün yanında olan bir diğer arkadaşı mağdur Tolga Ozan ise, sanık Emra Yaşar'ın kendisine de bıçakla saldırdığını ve parmak mesafesiyle sıyırdığını beyan etti.
"Oğlumun kanının yerde kalmasını istemiyorum"
Davada her iki sanıktan da şikayetçi olduğunu belirten Halit Ayar'ın annesi Hanife Ayar, "Oğluma o şekilde nasıl davrandılarsa, adaletin yerine getirilmesini istiyorum. Çocukların (müştekiler) ifadelerine inanıyorum. Onlar 10-15 senelik arkadaşlar. Oğlumun kanının yerde kalmasını istemiyorum" dedi. Halit Ayar'ın babası Mehmet Ayar ise, "Bin bir zahmetle büyüttüğümüz evladımız Halit'i katleden bu katillerden şikayetçiyim. Gün yüzü görmesinler. Başka anaların babaların canı yanmasın" ifadelerini kullandı.
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mağdur ve müştekilerin suçtan zarar görme ihtimallerine ilişkin davaya katılma taleplerinin kabulünü, sanıkların vasıf ve mahiyetinin göz önüne alınarak tutukluluk halinin devamını ve eksikliklerin giderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, müştekiler Hanife Ayar ve Mehmet Ayar ile mağdurlar Tolga Ozan ve Mustafa Sinan Nalçalı'nın davaya katılma taleplerini kabul etti. Heyet, her ne kadar Mustafa Duyuş, Oğuz Kavak, Heybet Andıç ve Simge Çataltepe'nin tanık olarak dinlenilmesine ilişkin zorla getirilme yazısı yazılmışsa da sanık savunmaları, kamera kayıtları ve katılan beyanlarıyla olayın aydınlanmış olduğu gerekçesiyle tanık dinlenmesinden vazgeçilmesine hükmetti.
Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek otopsi raporunun beklenmesine hükmeden mahkeme, rapor geldiği takdirde duruşmanın beklenmeksizin dosyanın esasa ilişkin görüşünü açıklaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verdi.
Heyet, sanıkların suçlarının vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 24 Mart 2020'ye erteledi.
"Artık kan dökülmesin"
Duruşma çıkışı adliye önünde açıklamalarda bulunan Halit Ayar'ın annesi Hanife Ayar, "Yargının yerini bulmasını istiyoruz. Suçlular cezasız kalmasın, Çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakalım arkada. Yargının ve adaletin olduğu bir Türkiye olsun. Artık yeter, bu kadar kan dökülmesin" dedi.
"Adaletin yerini bulmasını istiyoruz"
Halit Ayar'ın babası Mehmet Ayar ise, "Yargı süreci devam ediyor. Söyleyecek fazla bir şeyimiz yok. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. En ağır cezayla cezalandırılmasını istiyoruz. Başka canlar yanmasın. Başka anne babalar üzülmesin" şeklinde konuştu. - İSTANBUL