Yenidoğan Çetesi davasında Fırat Sarı'nın avukatından çıldırtan savunma
Kamuoyunda infial yaratan Yenidoğan Çetesi davasının 3. duruşması 3. günde devam ediyor. Savunma yapan Fırat Sarı'nın avukatı, "Yargılamada delilleri tartışıyor olmamız lazım ama tartışacak delil yok. Tape kayıtları üzerinden yürütülen bir soruşturma var. Başka hiçbir şey yok. Sanki bebeklerin prematüre doğması, 500 gram doğması müvekkilimin suçu gibi lanse ediliyor." diye konuştu.
İstanbul'da bebek acil hastaları önceden anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak çok sayıda bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi davasının 3'üncü duruşması 3'üncü günde devam ediyor. Tutuklu yargılanan doktor İlker Gönen'in kaldığı cezaevinde yaşamına son vermesinin ardından tutuklu sanık sayısı 46 olmuştu. 25'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı dava Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.
"18 KLASÖR DOSYADA MÜVEKKİLİMİ SUÇLAYAN BİR DELİL YOK"
Duruşmada savunma yapan örgüt lideri Fırat Sarı'nın avukatı "Hazırlık aşamasında savcılığın tarafsız davrandığını düşünmüyorum. Bu yargılamada delilleri tartışıyor olmamız lazım ama tartışacak bir delil yok. Tape kayıtları üzerinden yürütülen bir soruşturma var. Başka hiçbir şey yok. Herhangi bir şüpheli ölüm varsa otopsi yapılmak zorunda. Bunu herkes biliyor ama hazırlık savcısı bunu istememiş. Mahkeme aşamasında otopsi raporlarının alınması lazım. Ne ile suçlandığımızı bilmemiz lazım. Açıkça görevi ihmal suçu var. Savcı delilleri toplamadı. 18 klasör dosyanın içinde müvekkilimi suçlayan bir delil yok. Benim müvekkilim görüşmelerde 'Her şeye baksınlar benim bir suçum yok' diyor. Ben 'Müvekkilim hakkında dosyaya sunulmuş olan tüm tape kayıtlarını reddediyorum' desem ne yapacaksınız?" diye konuştu.
"SANKİ BEBEKLERİN 500 GRAM DOĞMASI MÜVEKKİLİMİN SUÇU GİBİ LANSE EDİLİYOR"
Sarı'nın avukatı savunmasının devamında, "Yargıtay 'ses kayıtlarının analizinin yapılması gerekiyor' diyor. Müvekkilim savunmasında 'Ben bebek öldürdüysem ilk bebek ölümünden sonra soruşturmanın başlaması gerekiyordu' dedi. 'Niye bebek ölümlerini seyrettiler, niçin delil toplamadılar? Eğer ben suçluysam beni takip edenler de suçludur' diyor müvekkilim. Sanki bebeklerin prematüre doğması, 500 gram doğması müvekkilimin suçu gibi lanse ediliyor. Savcı tarafsız olmalı. Sanık lehine de bir şeyler yapması gerekiyor. Bu nedenle otopsi raporlarının alınması gerekiyor" dedi.
"DAVANIN TEMEL AMACI NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK"
Tutuklu sanık Damla Atak'ın avukatı, "Dinlenen tanıklar yönünden aleyhe hususları kabul etmiyoruz. Tüm tanıklar ölümle ilgili değil de davanın temel amacı olan nitelikli dolandırıcılıkla ilgiliydi. 18 gün boyunca kamunun dolandırılıp dolandırılmadığı, kim ne kadar zarara uğradı bunu konuşuyoruz. Müvekkilim ve diğer sanıklar 10 ayı aşkın süredir tutuklu. O zamandan bu zamana kadar nitelikli dolandırıcılığa iştirak edip etmedikleri, kamuyu zarara uğratıp uğratmadıkları belli olmadan tutuklulardır. Zararın kimden kaynaklandığının belirlenmesini istiyoruz. Müvekkilimin lehine olan deliller toplanmadığı anlaşılıyor" dedi.
"SANIK SANDALYELERİNDEN BİR TANESİ BOŞ"
Dursun Eryılmaz'ın avukatı Nazan Işık ise, "Sanık sandalyelerinden bir tanesi boş. Ne tahliye ne beraat bu durumlara dayanmıyor maalesef. Burada bir sandalye boş. İlker Gönen bu hakların korunamaması nedeniyle topyekün korunamadı. Yakınlarına sabır diliyorum. Bu tutuklu sanıklar iddianame tebliğ edilir edilmez Türkiye'nin dört bir yanına gönderildiler. Gerekçesi üç tane, bunlardan bir tanesi de güvenliğini sağlayamamaktı. İlker Gönen de Antalya'ya gönderildi, güvenlik gerekçesiyle. Gözaltına alındığında bile ayakkabının iplerinin alındığını biliyoruz. Kamuya göre intihar bize göre güvenlik gerekçesi olmamasıydı. Bu ölüm ister intihar ister cinayet olsun. Adaletten bir beklentimiz var diyoruz. Bizler de o delillere temas edelim böylece topyekün yargılama olur. Yargı yeri İstanbul'daki adamın Afyon'da, Antalya'da ne işi var. Savunma hakkı engelleniyor sayın heyet. Sadece ruhsal çöküntü değil, bedensel çöküntü de başladı. Siz bunları koruyacaktınız madem neden iddianamede basına 'Bebek katili' olarak dosyayı paylaştınız. Biz müdafiler olarak dokunamıyoruz kim sızdırdı. Kim sızdırabilir, savcılık gizlilik kararı varken kim sızdırabilir. Bunun nasıl sızdırıldığını öğrenmek istiyoruz. Koruyacaksanız neden basına 'Bebek katili' olarak verdiniz. Tüm bunlar İlker Gönen'in ölümüne sebep olmuştur. Yaklaşık 10 aydır cezaevinde ve tek hücrede kalıyorlar. Bizim aklanacağımız tek şey Adli Tıp raporları. Uzman raporuna dayanarak tutukladınız. Hasta dosyası yoksa, hastaneden bir belge gelmiyorsa soruşturma savcısı bunları neye göre yaptı. Mahkemeniz bunları temin edemiyor. Biz şu anda soruşturma işlemlerini toparlamaya çalışıyoruz. Hasta dosyası yoksa hasta bilirkişiler neyi inceledi. Aralık ayında o tapeler imha edilmiş. Biz o delillerle hiç temas edemeyeceğiz maalesef öğrendik" dedi.
"KİMİN DOLANDIRICILIKTAN TUTUKLU OLDUĞU KİMİN BEBEK KATİLİ OLDUĞU AYRI DEĞERLENDİRİLMELİ"
Tutuklu sanık Deniz Korkmaz'ın avukatı ise "Dosya bir kül olarak değerlendirilmektedir kimin sadece dolandırıcılıktan ilgili tutuklu olduğu, kimin bebek katili olduğu hususuna ilişkin ayrı ayrı değerlendirme yapılmalı. Delil karartma şüphesinin olmamasının, uzman raporunda hiçbir yerde adının geçmemesi nedeniyle tahliyesini talep ediyorum. Aksi kanaatteyseniz ev hapsi talep ederiz." diye konuştu.
Öte yandan sanık Murat Mantuş'un fenalaşmasının ardından duruşmaya 30 dakika ara verildi. Aranın ardından sanık avukatlarının savunmaları ile duruşmaya devam edilecek.
3 YIL MESLEKTEN MEN CEZASI
Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslekleri Kurulu'nun aldığı kararla Yenidoğan davasında yargılanan doktor, hemşire ve teknikerler 3 yıl meslekten men edildi. En üst sınırdan verilen ceza 34 kişiye tebliğ edildi.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'nın 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası isteniyor. Gıyasettin Mert Özdemir'in ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
