Barselona Olimpiyatlarında Alevli Okla Meşale Yakıldı
1992'de Barselona Olimpiyatları'nda İspanyol okçu Antonio Rebollo, alevli okunu kullanarak olimpiyat meşalesini yaktı. Rebollo, fiziksel engeline rağmen okçulukla ilgilenmeye devam etti ve bu tarihi anı unutamadığını söyledi. Olimpiyat açılış töreninin merkezinde olmanın getirdiği baskıya rağmen Rebollo, hedefine odaklanarak başarılı bir atış gerçekleştirdi. Bu olay, Olimpiyat Oyunları tarihinin unutulmaz anlarından biri olarak kabul ediliyor.
1992'de Barselona'daki olimpiyat stadını dolduran 60 bin kişi, nefesini tutmuş, beyazlar içindeki bir adamın alevli okunu Olimpiyat meşalesine yönelttiği anı izliyordu.
Kalabalığın içinde bir tane bile akıllı telefon ışığı göze çarpmıyordu.
Stadyumdakiler ve televizyondan açılış törenini takip edenler bu ana tanık olabildi.
Paris olimpiyatları sona yaklaşırken, 1992'de alevli okuyla olimpiyat meşalesini yaktığı anın videosu sosyal medyada viral olan İspanyol okçu Antonio Rebollo, BBC'ye bu tarihi anı anlattı:
32 yıl önce Barselona'nın Lluís Companys Stadı'nda olimpiyat meşalesini yakan Antonio Rebollo, "Nişan alıp alevli oku fırlattığım an statta yükselen coşkuyu hâlâ hatırlıyorum" diyor.
Robello, iki finalist arasından, açılış töreninden sadece bir saat önce bu göreve seçildiğini söylüyor.
Gümüş madalyalı para okçu, dünyada milyonlarca kişinin televizyonları başından izlediği törende bu zorlu atışı yapmaktan "asla korkmadığını ve kendinden şüphe etmediğini" belirtiyor.
Madrid'de yaşayan 69 yaşındaki okçu İspanya adına hem olimpiyatlarda hem de milli paralimpik oyunlarında yarıştıktan sonra, şimdi de İspanya Hava Kuvvetleri'nde marangoz olarak çalışıyor.
Şemsiye direklerinden kendine yay yaptı
Henüz sekiz aylıkken çocuk felci geçiren ve iki bacağı da etkilenen Rebollo, yürüyebilmek için bacağına metal bir cihaz takmaya başladı.
Yaşadığı bu zorluklara rağmen, sporla ilgilenmekten geri kalmadı ve 8 yaşlarında ilk jimnastik kitabını aldı.
Bacaklarını güçlendirmek için egzersizler öğrendi ve metal plakası olmadan ufak ufak adımlar atmaya başladı.
"Daha sonra yüzmeye, boks ve judo yapmaya başladım, dağcılıkla ilgilendim, ağırlık çalıştım" diyen Rebollo, okçuluğa ise kendi yaptığı malzemelerle başladı.
Şemsiye saplarını ve bastonları yay olarak kullanarak okçuluğa başladığında, bunun bir spor olduğundan dahi haberi yoktu.
20 yaşındayken bir arkadaşından okçuluğu öğrendi ve profesyonel olarak bu sporu yapmak için gereken teknik ve malzemeler konusunda bilgi almak için İspanya Okçuluk Federasyonu'na gitti.
Barselona Olimpiyatları
1992'deki Barselona Olimpiyatları'nın organizasyon ekibi Rebollo'ya açılış törenine seçilmek için başka okçularla yarışmayı isteyip istemediğini sordu.
Rebollo, "Herkes olimpiyat açılışlarında güçlü, yakışıklı, uzun atletler görmeye alıştı. Fiziksel engeli olan biri olarak bu testlere katılmam için teklif geldiğinde inanamadım" diyor.
Kısa süre sonra yeteneğini sergilemek için Barselona'ya giden Rebollo, "Yüzlerce okçu, yaklaşık 100 metre uzaklıkta ve 50 m yükseklikteki bir hedefe nişan almıştı" diye hatırlıyor.
Sıra en son kendisine gelen Rebollo, "İlk atışta hedefi tutturdum. Tekrar oku fırlatmam istendi ve hedefi yine tutturdum" diyor.
Provalar
Rebollo, açılış töreninin merkezinde olmanın getireceği baskıya hazırlanmak için de eğitimler aldı.
Okçuya gösteride kendisinin yanı sıra şarkıcılar, modeller, dansçılar ve kameramanların da sahnede olacağı anlatıldı.
Tüm bunlara rağmen dikkatini dağıtmadığını ve sadece hedefine dikmeyi başardığını söyleyen Rebollo, daha önce bu kadar büyük bir kalabalık tarafından izlenmediğini de ekliyor:
"Bu gerginliği kaldırabilecek miydim, yoksa bayılacak mıydım, ya da kaygılanıp oku yanlışlıkla tribünlere mi fırlatacaktım? Bunların hiçbirini bilmiyordum."
Tarihi an
Olimpiyat meşalesini son taşıyan efsanevi İspanyol basketbolcu Juan Antonio San Epifanio, sporcuların oluşturduğu kalabalığı yarıp, para okçunun onu beklediği platforma geldi.
Rebollo, Epifanio'nun elindeki meşalenin alevleriyle okunu yaktıktan sonra hedefini tutturdu ve tarih yazdı.
Kalabalığın coşkuyla haykırması ile kendine gelen Rebollo, Epifanio'ya "Bak işte, başardık" dediğini, ardından büyük bir mutluluk yaşadığını hatırlıyor.
İzleyiciler Rebollo'nun yayından fırlayan okun doğrudan meşaleye düştüğünü sandı ama aslında okçu, ateşi yakacak olan gazları tutturmak için daha yukarıda bir noktayı hedef aldı.
Dönem, antenli televizyonlar, video kasetler ve walkmanler dönemiydi.
Dolayısıyla Rebollo selfie isteyenlerle fotoğraf çektirmek ya da Instagram hesabından deneyimini paylaşmak yerine, bir televizyon röportajından diğerine koştururken kendini buldu.
Sabah 04:00'e 05:00'e kadar gazetecilerle röportaj yapmak için bir televizyon kanalından diğerine götürüldü.
Halkın tepkisi ne oldu?
Birkaç gün sonra Barselona sokaklarında yürürken herkes gelip onu tebrik etmeye başladı.
Ancak Rebollo şöhretin peşinde değildi.
1990'lı yılların ortalarından sonra da profesyonel okçuluğu bıraktı.
"Olimpiyatlardan sonra bazı insanlar büyük paralar kazandılar ve değiştiler. Bense, şansıma ya da şansızlığıma, böyle bir deneyim yaşamadım. Marangoz olarak mesleğimden para kazanmaya devam ettim" diye konuşan Rebollo, 14 yaşından beri çalıştığını ve emekli olmayı henüz düşünmediğini söylüyor.
1992'deki açılış töreni bugün de Olimpiyat Oyunları tarihinin en unutulmaz anlarından biri olarak görülüyor.
Rebollo, "Artık çok fazla önem vermiyorum ama İspanya tarihi ve özellikle de Olimpiyat Oyunları için bu anın halen ne kadar önemli olduğunu biliyorum" yorumunu yapıyor.
Gençlere küçük bir tavsiye
Rebollo yakında 70 yaşını dolduracak.
İspanyol okçuya göre, gelecek kuşakların kişisel fedakarlıklar yapmayı, çok çalışmayı, fiziksel ve ruhsal sağlıkları için mücadele etmeyi, aynı zamanda diğerlerinin refahı için mücadele etmeyi öğrenmeleri gerek:
"İspanya'da dediğimiz gibi, asla havlu atma, kanının son damlasına kadar hayvan gibi savaş. Çünkü savaşmak zorundasın."
Alejandra Martins habere katkıda bulundu.