31. Amerikan Türk Konseyi Toplantısı
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Suriye'deki durumla ilgili olarak, "Müttefiklerimizle, özellikle de Suriye'de değişimi desteklemede ve Esed rejimi sonrasında istikrarın"...
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Suriye'deki durumla ilgili olarak, "Müttefiklerimizle, özellikle de Suriye'de değişimi desteklemede ve Esed rejimi sonrasında istikrarın sağlanmasında dev bir sorumluluk ve role sahip Türkiye ile istişarelerimizi sürdüreceğiz" dedi.
Gordon, "Küresel anlamda, çok geniş yelpazeyi içeren alanlarda istişarede bulunabileceğimiz Türkiye gibi çok fazla ortağımız yok" dedi.
31. Amerikan Türk Konseyi yılık toplantısının açılışında düzenlenen panelde konuşan Gordon, Suriye konusunda verilen uluslararası çabalarda Türkiye'nin
"liderlik" göstermesinden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Türkiye ile ABD'nin birçok ikili ve bölgesel konuda mükemmel işbirliği içinde olduğunu hatırlatan Gordon, bu bağlamda "Afganistan, Libya ve Arap Baharı sürecindeki gelişmeler, Kafkasya ve Balkanlar" gibi konulara değindi.
Suriye'deki krize değinen Gordon, bu süreçte Türkiye ile çok yakın diyalog içinde olduklarını ve Esed rejiminin, halkının güvenini ve meşruiyetini kaybettiği noktasında aynı görüşü paylaştıklarını belirtti.
Gordon, Esed rejimi üzerinde diplomatik ve finansal baskıların getirilmesinin yollarını bulmak ve ülkede barışçıl değişimin mümkün olduğu kadar erken şekilde hayata geçmesi için Türkiye ve uluslararası toplumla yakın istişarelerini sürdürdüklerini kaydederek, "Müttefiklerimizle, özellikle de Suriye'de değişimi desteklemede ve Esed rejimi sonrasında istikrarın sağlanmasında dev bir sorumluluk ve role sahip Türkiye ile istişarelerimizi sürdüreceğiz" diye konuştu.
-İran...-
İran konusunun da, Türkiye ve ABD'nin daha önce yaşanan farklılıklar yaşasa da şu anda yakın işbirliği içinde olduklarını söyleyen Gordon, "Bu konuda aynı sayfada ve aynı hedef doğrultusunda kalmak için elimizden geleni yaptık" dedi.
ABD'nin İran konusunda "diplomatik" ve "baskıyı" içeren iki kulvarlı yaklaşım izlediğine işaret eden Gordon, Türkiye'nin İran'dan enerji ithalatını azaltma yolunda attığı adımları takdir ettiklerini söyledi.
Gordon, "Bu uluslararası çabaların İran'ın dikkatini çektiğine kuvvetli biçimde inanıyoruz" ifadesini kullandı.
Gordon, Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla ve bu ortak hedefe ulaşma yolunda ABD'nin finansal ve diplomatik çabalarıyla işbirliği yaptığını da hatırlattı.
-Kıbrıs...-
İki ülkenin üzerinde daha çok çalışmaları gereken alanlara da değinen Gordon, örneğin Kıbrıs meselesinin çözümü yolunda ilerleme kaydedilememiş olmasından hayal kırıklığı duyduklarını kaydetti.
Gordon, bu meselenin, adada taraflar, Türkiye ile AB ve Türkiye ile Yunanistan arasında mesele olmaktan çıkarılması için çaba gösterilmesi gerektiğini belirterek, Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanlığının da müzakere sürecini ve Türkiye'nin AB ile ilişkilerini etkilememesini umduklarını kaydetti.
ABD yönetimi olarak, Kıbrıs Rum yönetiminin enerji kaynaklarını geliştirme çabalarını desteklediklerini de yineleyen Gordon, "Ancak ada üzerindeki ve çevresindeki enerji kaynaklarının, adadaki tüm toplumlar için kullanılması ve kapsamlı çözüm bağlamında geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hem ada halkı hem Türkiye hem de bölge için 'kazan-kazan' durumu yaratacaktır" diye konuştu.
Gordon, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin de bölge için çok olumlu gelişme olacağının altını çizerek, "Bu bölgenin, kapalı sınırlara ve engellere değil, açık sınırlara ve daha fazla diplomatik ilişkilere ihtiyacı var" dedi.
Çözüm için hala zamanın olduğunu, Türkiye'nin protokolleri onaylama yönünde adım atmasını arzuladıklarını belirten Gordon, Türkiye ve İsrail'in de ilişkilerindeki sorunların aşılmasının yolunu bulmayı samimiyetle arzuladığına inandıklarını belirtti.
Gordon, ABD'nin, Türkiye ve İsrail'e ilişkilerini onarmaya yardım etmek için her türlü çabayı göstereceğini vurgulayarak, Ortadoğu'da bu denli fazla gelişmenin cereyan ettiği bir dönemde Türkiye-İsrail ilişkilerinin her alanda daha olumlu şekilde seyretmesinin önemli olduğunu kaydetti.
-Demokrasi ve insan hakları...-
Gordon, demokrasi ve insan hakları konusuna da değinerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin, diğer tüm dostlarımız gibi, tam demokrasi ve ekonomi potansiyeline ancak fikirlerin tam özgürce ifade edilmesine izin vermesi halinde ulaşabileceğine inanıyoruz. Kuşkusuz, özellikle son 10 yılda Türkiye'de bu konuda ilerleme sağlandı. Mesela, ABD'nin de güçlü destek verdiği, azınlıklara daha fazla haklar verilmesi gibi.
Ama tanınmış gazeteciler, entelektüeller ve siyasi aktivistlere yönelik tutuklamalar dahil bazı gelişmelere dair kaygılarımızı da ifade ettik. Bu tabii Türkiye'nin ele alması gereken bir mesele ama her kovuşturma ve incelemede uluslararası standartlara uyulması, tamamen şeffaf olunması ve adil bir süreç yürütülmesi gerektiğini belirtiyoruz. Biliyorum ki bu Türk hükümetinin de paylaştığı bir hedef. Bu konuları onlarla görüşmeye devam edeceğiz."
Türk ekonomisinde olağanüstü ilerlemeler de kaydedildiğini, Amerikan şirketleri için Türkiye'de dev ekonomik fırsatlar olduğunu bildiren Gordon, Türk-Amerikan ekonomik ilişkilerinin daha fazla geliştirilmesi ve sahip olunan potansiyellerin kullanılması gerektiğini, bu konuya ABD yönetimi olarak bağlılıklarını yeniden teyit etti.
Gordon, küresel alanda "İran, Irak, Afganistan, NATO, Kafkaslar, Arap Baharı" gibi bu kadar çok geniş bir yelpazeyi içeren alanlarda istişarede bulunabilecekleri çok fazla ortakları bulunmadığını, Türkiye'nin ise böyle bir partner olduğuna işaret ederek, "Mesela 1 saatlik verimli bir görüşmemizde bile daha konuşacak çok şeyimiz oluyor" dedi.
İki ülke yönetimleri arasındaki çok yakın işbirliğine rağmen, kamuoyu anketlerinde ABD'ye bakışın olumsuz kalmaya devam ettiğini de hatırlatan Gordon, iki ülkenin de yakın işbirliklerini halklarına yansıtmak için daha çok çaba göstermesi gerektiğini ve bu bağlamda sivil toplum kuruluşların çabalarının iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlayacağını dile getirdi.
-Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Çevik-
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik, Türkiye ile ABD arasında uzun yıllara dayanan dostluk ve işbirliği olduğunu, ikili ve bölgesel birçok konuda yakın istişare yürüttüklerini ifade etti.
"Afganistan, İran ve Irak" gibi konulardaki iki ülkenin işbirliğine de değinen Çevik, bu dönemde en zor meselenin ise Suriye olduğunu söyledi.
Çevik, Esed rejiminin, halkının rızası ile meşruluğunu kaybettiğine dikkati çekerek, Hama'daki katliamın da önemli dönüm noktalarından biri olduğunu kaydetti.
Çevik, Suriye'de kan dökülmeye devam ettiğine işaret ederek, uluslararası toplumun bir araya gelip hareket etmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin de başından bu yana Suriye rejimine reformlar yapması yönünde mesajlar verdiğini anlatan Çevik, önceleri Suriye Devlet Başkanı Esed'in bu reformları yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu düşündüklerini ama Esed'in kendi halkına yönelik şiddetinin başlamasıyla birlikte Türkiye olarak, Suriye halkının yanında yer aldıklarını dile getirdi.
Çevik, "Suriye halkının meşru isteklerini desteklemeliyiz. Suriye halkını desteklemekten başka da bir alternatif yok" dedi.
Ayrıca, Türkiye ve ABD arasındaki zorluklara de değinen Çevik, bunları
"1915 yılı olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının ABD Kongresi'ne gelmesi ve Kıbrıs meselesi" olarak sıraladı.
Muhabir: Mehmet Toroğlu - Barışkan Ünal
Yayıncı: Tarkan Demir - WASHINGTON