ABD seçimleri: Demokratların adayı Joe Biden'ın siyah seçmenden aldığı destek neden azaldı?
ABD'deki başkanlık seçimlerinde Joe Biden'ın siyah seçmenden aldığı oy oranı, önceki seçimlerde Demokratların aldığı oylara göre düştü.
ABD'deki başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı Joe Biden, aday olduğunu açıkladığında "2017'de Virginia'da beyaz ırkın üstünlüğünü savunanların düzenlediği bir eylemi gördüğümde başkanlık için yarışmaya karar verdim" demiş ve ırkçılığa karşı savaşma sözü vermişti.
Biden'ın başkan yardımcısı olarak da ABD tarihinde ilk kez siyah bir kadın yarışıyor.
Ancak bu seçimde Demokratlara oy veren siyah Amerikalıların oranı önceki seçimlere göre düştü.
ABD seçimlerinde sandık çıkış anketlerine göre siyah erkek seçmenin yüzde 80'i, siyah kadın seçmenin de yüzde 91'i Demokratlardan yana oy kullandı.
2008'de seçimleri kazanan ilk siyah aday olan Barack Obama'ya, siyah erkekler yüzde 95, siyah kadınlar yüzde 96 oranında oy vermişti. 2012'de yeniden seçildiği seçimde ise kendisini destekleyen siyah erkeklerin oranı yüzde 87'ye düşmüştü.
Bu dönemde Joe Biden da başkan yardımcısıydı.
2016'da Hillary Clinton'ın Demokratların adayı olarak yarıştığı seçimde siyah erkekler, Demokrat Parti'ye yüzde 82 oranında oy verdi. Siyah kadınlar ise yüzde 94'le yüksek oranı korudu.
Düşüş 2020'de de devam etti ve Biden, özellikle Demokratlara destek veren siyah erkeklerin bir kısmının oyunu kaybetti.
Mayıs ayında siyah ABD vatandaşı George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesi sonrası başlayan "Siyah Hayatlar Değerlidir" protestoları ülke geneline yayılmış, yaz ayları boyunca çeşitli şehirlerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşanmıştı.
Bu süre boyunca polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden başka siyah vatandaşlar da oldu ve bu bölgelerde gerilim daha da arttı.
Tüm bu gelişmelere rağmen Trump, 2016'daki seçimlere göre siyahlardan nasıl daha fazla oranda oy almayı başardı?
Amerikan televizyonlarda Cumhuriyetçilere oy veren siyah Amerikalılarla yapılan röportajlarda bu soruya verilen yanıt, "Biden'ın da ırkçı eğilimleri olduğu" yönündeydi. Benzer yanıtı veren kişiler, "oy tercihlerini ekonomi gibi farklı kriterlere göre yaptıklarını" söyledi.
Salı günkü başkanlık seçiminde yarışı önde götüren 78 yaşındaki Demokrat aday Joe Biden'ın, 1970'lerde politikaya atıldığı dönemden itibaren siyahların ülkede yaşadığı zorluklar ve polise yönelik eleştirilerle ilgili politikalarını inceledik.
Karma eğitimi teşvik için "otobüs uygulamasına " karşı çıktı
Biden, Delaware eyaletinde siyahlarla beyazların yaşadığı bölgeler arasında keskin ayrımların olduğu dönemde, siyahların yoğun olarak yaşadığı bölgede çalışıyordu.
O dönemki arkadaşlarının Amerikan basınına verdiği röportajlara göre, hukuk fakültesini bitirip avukat olduktan sonra siyahların hakları için düzenlediği bazı eylemlere de katılmıştı.
Ancak aynı arkadaşları, Biden'ın sonraki dönemde bu konuda attığı bazı adımlardan hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor.
Biden 1972'de en genç Kongre üyelerinden biri olarak Delaware'den senatör seçildiğinde, ırkçılık konusundaki ilk politik sınavıyla karşı karşıya kaldı.
1960'ların sonunda, siyah ve beyaz Amerikalıların kazançları, dolayısıyla oturdukları mahalleler ve okulları arasında büyük farkların olduğu bir dönemde, siyah öğrencilerin de beyazlarla aynı okula gidebilmesi ve "karma eğitimle ırk ayrıma son verilmesi için" beyazların yoğun olarak yaşadığı mahallelere otobüsler kaldırılmaya başladı.
Beyazların yaşadığı mahallelerden de öğrenciler şehir merkezlerinde siyahların yoğun olarak yaşadığı yerlerdeki okullara taşınıyordu.
Sadece birkaç yerde başlayan bu uygulama, birçok beyaz öğrencinin velilerinden tepki gördü. Çocuğunun siyahlarla aynı okula gitmesini istemeyen veliler, çocuklarını özel okullara verdi ya da şehre daha uzak banliyölere taşındı.
Böyle bir ortamda 1972'de Senato seçimleri için kampanya yapan Biden, karma otobüs uygulamasını Delaware'e de getirmek için çalışacağını duyurdu.
Ancak seçildikten sonra bölgesindeki beyaz seçmenlerin bu uygulamaya büyük tepki verdiğini gördü ve tam tersi bir politika izledi.
Uygulamanın yasalaşmasına karşı çalışma yürüttü
Otobüs uygulamasının yasalaşmaması için ırk ayrımcısı politikaları destekleyen senatörlerle birlikte çalışan Biden, federal hükümetin buna uymayan okullara mali desteği kesme cezası vermesini engelleyecek bir yasa tasarısının hazırlanmasına yardım etti. Otobüs uygulaması için federal bütçeden pay ayrılmasını yasaklayan bir yasa tasarısını destekledi.
Ancak bu yıllarda konuyla ilgili çelişkili açıklamalar yaparak hem siyah seçmeni, hem uygulamaya karşı çıkan beyaz seçmeni kaybetmemeye çalıştı.
Yasalardaki ırkçı ve ayrımcı uygulamalara karşı olduğunu; ancak sosyal hayattaki ayrımcılığın sona ermesi için yasal mecburiyetler getirilmesinin anayasaya aykırı olduğunu savundu.
New York Times'a göre o dönem yaptığı bir konuşmada Biden, otobüs sistemini de bunlardan biri olarak gördüğünü söyledi. Ancak bunu söylerken siyahların yaşadığı bölgelerdeki okullara "kalitesiz" dedi ve beyazların çocuklarını bu sebeple buralara göndermek istemediğini savundu:
"Irkçı olmayan, iyi birer vatandaş olan ve eşit eğitim ve eşit fırsatlara inanan insanları alıyorsunuz, çocuklarını daha kalitesiz bir okula otobüslerle göndererek zihinsel gelişimini engelliyorsunuz. Böylece hepsini nefretle dolduruyorsunuz."
Biden'ın seçim gecesi sonuçları takip ettiği Delaware'deki Wilmington'daki seçmen kitlesi, çoğunlukla siyahlardan oluşuyordu. Senatör olduğu yıllarda siyahlara eşit iş imkanı ve oy kullanma hakkının geliştirilmesi konularındaki yasalara destek verdiğini hatırlattı.
Biden'ın öğrenci otobüsü uygulamasıyla ilgili yaklaşımı, başkan yardımcısı adayı Kamala Harris tarafından gündeme getirildi.
Harris, Haziran 2019'da Demokrat Parti'nin adayının belirleneceği kongre ve tartışma sürecinde, bu sistemin 70'lerde entegrasyonu sağlayacak en pratik uygulamalardan biri olduğunu ve kendisinin de bu uygulama sayesinde daha iyi bir okulda okuyabildiğini söyledi.
Biden ise uygulamaya karşı olmadığını, uygulamanın zorunlu hale getirilmesine karşı olduğunu savundu. Irkçı olmakla suçlanan ve o dönem birlikte çalıştığı Senatör James Eastland'in kendisine "oğlum" diye seslendiğini söyledi.
Bu açıklamalarının tepki çekmesi üzerine Biden, Temmuz 2019'da, 70'lerdeki tutumu için değil ama "birlikte çalıştığı bu senatörleri övüyormuş izlenimi yarattığı için" özür diledi:
"O dönem zaman zaman karşı çıktığım bu adamları övüyormuş izlenimi yaratmakla hata mı ettim? Evet, hata yaptım. Pişmanım.
"2019 Amerikası, 1970'lerde olduğundan çok çok daha farklı bir yer ve bu iyi bir şey. Bu ulusun inanılmaz şekilde değiştiğine tanık oldum ve ben de bu değişim yaşanması için çalıştım. ve evet, ben de değiştim."
2011'de Berkeley Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre, karma okullara giden siyah öğrenciler mezun olduktan sonra aylık düzenli geliri yüzde 25 daha fazla olan işlerde çalıştı. Bazı velilerin korktuğunun aksine karma okullara giden beyaz öğrencilerin eğitim ya da iş bulma seviyelerinde ise olumsuz bir etkiye rastlanmadı.
1994'te 'Suç Yasası'na verdiği destek eleştirildi
Biden 1987-1995 arası Senato Yargı Komitesi'nin başkanlığını yaptığında, uyuşturucuyla mücadele, suç önleme ve medeni haklarla ilgili yasalar üzerine çalıştı.
Siyah vatandaşlardan eleştiri ve tepki aldığı en önemli adımı da, 1994'teki Suç Yasası'nın yazılmasına verdiği destek ve Senato'dan geçmesi için yürüttüğü çalışma oldu.
Yasada adi suçlara çok ağır cezalar verilmesi öngörülüyordu. Bu durumun, yıllar sonra eğitim ve düzenli işe erişimi daha kısıtlı olan siyah vatandaşlara yönelik cezaları arttırdığı ortaya çıktı.
O dönem siyah vatandaşların hakları için çalışan aktivistler de, yasayı siyahlara ve diğer etnik azınlıklara karşı fazla önyargılı olmakla eleştirmiş ve toplu şekilde hapsedilmelerine yol açma tehlikesi olduğunu söylemişti.
Başkanlık seçimi öncesi ekim ayında bir televizyon programına verdiği röportajda, moderatörün "Yasayı desteklemek hata mıydı?" sorusu üzerine Biden "Evet, öyleydi" yanıtını verdi.
Ancak yasayı o dönem siyah senatör ve valilerin de desteklediğini; kadına yönelik şiddet gibi suçların azalmasında etkili olduğunu; hatanın uygulamada yapıldığını söyleyerek yasayı savundu:
"Evet, hataydı ama hatanın geldiği yer şurasıydı: Eyaletlerin yerel olarak yaptıkları hatalıydı. Yasa farklı bir dönemin ürünüydü, bazı elementleri farklı uygulandı. Şimdi şartlar farklı, her şey çok değişti."
Siyahlara eşit haklar tanıyan kanuna itiraz eden yargı c ın atanmasına karşı çıktı
1987'de de, dönemin Cumhuriyetçi ABD Başkanı Ronald Reagan, yargıç Robert Bork'u Yüksek Mahkeme'ye atamak istedi.
Siyahlara verilen medeni haklar yasasını eleştiren ve bazı kısımlarının geri çekilmesi gerektiğini söyleyen Bork'un atanması ihtimaline, ırkçılık karşıtı gruplar büyük tepki gösterdi.
O dönem Bork'un atama için gerekli desteği alması şart olan Senato'da, sorgulama oturumunun yapıldığı Hukuk Komitesi'nin başında, Delaware Senatörü Biden vardı.
Biden Bork'un adaylığına karşı olduğunu açıkladığında, Cumhuriyetçi senatörler oturumları Biden'ın yönetmemesi gerektiğini, yanlı olacağını savundu ancak bu itirazları reddedildi.
Bork'un adaylığı oturumların sonucunda Senato tarafından onaylanmadı. Yüksek Mahkeme'ye aday gösterilip atanamayan son yargıç da böylece Bork oldu.
Polis teşkilatıyla yakın ilişki kurdu
Joe Biden'ın politikaya atıldığı 1970'lerden bu yana polis teşkilatlarıyla yakın ilişkileri oldu.
1974'te yürürlüğe giren Polis Memurlarının Hakları Yasası'nın Delaware eyaletinde de uygulanması için hararetli çalışmalar yürüttü. Nihayetinde Delaware, yasayı uygulayan 16 eyaletten biri oldu.
Yasa, Amerika'daki kolluk kuvvetlerinin görev sırasında yaptıkları bazı eylemler için soruşturma geçirmelerinin ve yargılanmalarının önüne geçiyor.
Biden'a yönelik ırkçılık eleştirilerinde genelde 1994'te desteklediği yasa ve karma otobüs uygulamasına karşı çıkışı gündeme getirilse de, Demokratların başkan adaylığı için yarışacağını açıkladığı dönemde, 2007'de Obama için söylediği sözler de unutulmadı.
O dönem verdiği bir röportajda Biden, Obama için "Düzgün ve anlaşılır şekilde konuşan, akıllı, temiz ve yakışıklı ilk ana akım Afrikalı-Amerikalı" demişti.
Ardından sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek özür diledi. Obama da "Biden'ın kötü bir niyeti olduğunu düşünmediğini" belirterek aralarının iyi olduğunu açıkladı.
George Floyd'un ailesiyle görüştü
Başkan yardımcısı olduğu 2009-2017 arası dönemde siyah vatandaşların polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesi sonrası, polislerin cezasız kalmasına tepki olarak "Siyah Hayatlar Değerlidir" eylemleri yapılmıştı.
Bu eylemler sırasında Obama, "şiddet içeren eylemleri sebebiyle" protestocuları eleştirmişti. Biden da o dönem ırkçılığı sistematik bir sorun olarak gördüğünü söylese de, ikili yasal olarak buna engel olacak kapsayıcı bir adım atmadı.
Donald Trump'ın başkanlığı döneminde, seçim öncesi yaz aylarında artan protesto gösterileri sırasında da bu fikrini yineleyen Biden, polis teşkilatlarının fonlarının kesilmesi önerisine ise karşı çıkıyor.
Hatta daha iyi standartların yakalanması ve polislerin daha iyi eğitim alması için daha fazla fon ayrılması gerektiği görüşünde. Biden, kampanyası sırasında daha fazla hesap verilebilir yeni bir sistem için polis teşkilatında geniş çaplı reform yapılmasının zorunlu olduğunu ifade etti.
Mayıs ayında polis gözetimindeyken öldürülen siyah Amerikan vatandaşı George Floyd'un ailesiyle de video konferans yoluyla görüşen Joe Biden için, "Siyah Hayatlar Değerlidir" kampanyasındaki aktivistler "Başkan yardımcılığı döneminde böyle bir destek görmediklerini, bunu seçim kampanyası için yaptığını düşündüklerini" söyleyerek eleştiride bulunmuştu.
Aktivistler diğer yandan, Obama döneminde Trump döneminde olmayan şekilde, aşırı şiddet uygulayan polislere "ırkçı eğilimlerle şiddet kullanıp kullanmadıklarına yönelik" inceleme başlatıldığını söylüyor.
Son dönemde Biden'ın eleştirildiği bir başka konu da; kendisiyle kampanyası için röportaj yapan siyah bir gazetecinin soruları üzerine "Eğer bana mı yoksa Trump'a mı oy vereceğinize karar vermekte sorun yaşıyorsanız, siyah değilsiniz demektir" yanıtını vermesi oldu.
Bu ifadeleri de siyah seçmenden büyük tepki aldı.
Biden, kampanyası sırasında sosyal adaletsizliği ve hukuk sisteminde sistematik ırkçılığı engelleyecek adımlar atılması gerektiğini söyledi; 1994'te desteklediği yasanın tersine siyahların büyük oranda cezaevine gönderildiği uygulamalara son verme sözü verdi.
Aynı zamanda seçilirse Adalet Bakanlığı'nda nefret suçlarına öncelik verileceğini belirtti.