Almanya'daki Türk gurbetçiler karantina günlerini böyle geçiriyor
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) sosyal hayatı etkilemeye devam ediyor.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) sosyal hayatı etkilemeye devam ediyor. Almanya'nın Köln kentinde yaşayan gurbetçiler kapılarını Demirören Haber Ajansı 'ya açtı. Evde karantina altında olan gurbetçiler günlerini nasıl geçirdiklerini DHA'ya anlattı. Köln'de yaşayan Türk vatandaşlarından Zahide Soysal "Bizlere güzel alışkanlıklar da kazandırdı, evde zeytin çekirdeğinden tespih yaptım" dedi.
Tüm dünyayı kasıp kavuran Çin'in Vuhan kentinde ortaya koronavirüs dünyayı içine kapattı. Almanya'da yaşayan Türk vatandaşları ise koronavirüse karşı evde kendilerini karantina altına aldı. Gurbetçiler geçirdikleri karantina anlarını işte bu sözlerle anlattı:
"BU ZAMANA KADAR BÖYLE BİR SIKINTI GÖRMEDİM"
Bu zamana kadar böyle bir sıkıntı görmediğini belirten 74 yaşındaki Trabzonlu Niyazi Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaldık evin içerisinde. Bütün randevular iptal ediliyor, ileri bir tarihe atılıyor. Cuma'ya gidemiyoruz mübarek günlerimiz geçti, kaldık evin içerisinde hapis. En büyük nimet camiye gitmek, namaz kılmak, arkadaşlarla oturup konuşmak maalesef onlardan mahrumuz."
"EVDE MAHKUM KALDIK"
Muhammet Ali Kul (16) ise virüsten dolayı okulların da kapandığını ve bu yüzden dışarı çıkmadığını belirterek "Evlerde mahkum kaldık. Spor da yapıyordum ya da arkadaşlarla buluşmamız, sohbetler bunlar hep iptal oluyor. Artık hiçbir şey yapamıyoruz" dedi.
"BÜTÜN ÜLKELER BİRLEŞEREK BUNA BİR ÇÖZÜM BULSUN İSTİYORUZ"
Bahattin Arısoy isimli bir vatandaş ise koronavirüsün dünyaya büyük bir musibet felaket getirdiğini, evlere mahküm olduklarını ve sosyal aktivitelerden dostluklardan mahrum olduklarını ifade ederek, "Ceza evine düşse insan bu kadar sıkılmazdı. Bir an önce bütün devletler, ülkeler birleşerek buna bir çözüm bulsun istiyoruz. Arkadaşlarımızı, eşimizi, dostumuzu, çocuklarımızı, yeğenlerimizi özledik" dedi.
"İLK DEFA BÖYLE BİR ŞEYLE KARŞILAŞTIK"
"Bizi vatanımıza, torunlarımıza hasret bıraktılar. Telekonferans sistemiyle, telefonla görüşebiliyoruz özlediğimiz zaman" diyen 59 yaşındaki İrfan Soysal camiye de hasret kaldıklarını belirterek, "Bu işin nereye gideceği de belli değil. Ramazan ayı da geliyor özlüyoruz. Benim en çok düşündüğüm, Türkiye'de bir yakınımıza herhangi bir şey olursa oraya nasıl gideceğimiz. Bütün karayolu, havayolu bütün sınırlar kapandı. Her şeyin Allah'tan geldiğine inanıyoruz. Türkiye'dekiler vatanın kıymetini bilsin bizim vatanımız gibisi yok" şeklinde konuştu.
Vahide Soysal ise çocuklarını ve torunlarını göremediğini ifade ederek, "İnşallah çabuk geçer de kurtuluruz. Mecbur bazen yürüyüşe çıkıyorum arada kaçamak yapıyorum. Bu koronavirüs karantinası bize güzel alışkanlıklar da kazandırdı, evde zeytin çekirdeğinden tespih yaptım" dedi.
"EŞİM KOMŞUYA BİLE GİTMEYE İZİN VERMİYOR"
Selahattin Göl (75) ise çok stresli olduklarını ve karantinanın kendilerini sıktığını belirterek, "Bu nereye kadar gidecek, bizler de sıkıldık" dedi. Çocukları ve torunlarını da özlediğini dile getiren Göl, eşinin virüs korkusuyla kendisine, komşuya bile gitmek için izin vermediğini söyledi.
"KENDİMİZİ VE ÇEVREMİZDEKİLERİ KORUMAK İÇİN"
Kütahyalı Selahattin Akduman ise "Gerçekten sıkıntılı bir dönemden geçmekteyiz. Kendimizi ve çevremizdekileri koruma amaçlı izole şekilde evde kaldığımızdan dolayı bu zor geçiyor. Ford firmasında çalışıyorum. Şu an biz çalışmıyoruz" dedi.
Evde gıda stoklaması yapmadıklarını belirten Akduman, Türklerin evine baksak hemen hemen 2-3 ay kendini rahat bir şekilde geçindirebilecek erzaklarımız var. Stoklama yapanları duyduğumuzda da normal bir şekilde alışverişe çıktık" şeklinde konuştu.
Filiz Akduman da 'Evde kal' sloganının tek getirdiği sıkıntının, çocukları ve torunlarıyla bir arada kalmaya engel getirdiğini söyledi. Akduman, evde olmanın da çok faydaları olduğunu ve bu karantina sürecinde kitap okumaya biraz daha yoğun ilgi gösterdiğini belirtti.