Annesi Türk Babası Amerikalı Genç, Bir Gecede Şöhret Oldu
Annesi Türk babası Amerikalı Joshua Cenk Van Alstine, Suud aksanlı kusursuz Arapçası'yla Körfez ülkelerinde yıldız oldu. Doha'da sokakta yürüyemeyen Alstine'ni Suudi prens ülkesine bilr davet etmiş.
O Arap kıyafetleri ile dolaşan, Suud aksanlı kusursuz Arapçası ile Körfez ülkelerinde star haline gelen, Adana doğumlu bembeyaz bir Amerikalı! Joshua Cenk Van Alstine, ya da Araplar'ın onu tanıdığı ismi ile Ebu Muteb el Amriki, 2012'de Suudiler ile alakalı çektiği Youtube videoları ile bir anda Suudi Arabistan'da meşhur oldu. Şöhreti kısa sürede diğer Körfez ülkelerine de yayıldı, öyle ki röportajı yaptığımız Doha'da sokakta yürüyemiyor! Hakkında Washington Post'ta tam sayfa makale yazılan 25 yaşındaki bu sıradışı gencin annesi Türk babası ise Amerikalı. Şöhret olma hikayesini kendisinden dinledik.
Türkçe, İngilizce ve Arapça… Üçünü de ana dilin gibi konuşuyorsun. Hikayeni en başından anlatır mısın?
Babam Amerikan askeri, annem Türk, İzmirli. Ben tahmin edebileceğiniz üzere Amerikan üssünde, İncirlik'te doğdum. Adanalıyım yani. Irak-kuveyt savaşı başlayınca Amerika'ya geri dönüyoruz. Sonra yeniden Türkiye, ardından tekrar Amerika. Bir dönem böyle geçti, tam modern bedevi hayatı yani. Liseye kadar bu şekildeydi, liseyi Amerika'da okudum. Sonra uluslararası ilişkiler okumak üzere Teksas üniversitesine gittim. Derken bir sabah uyandığımda meşhur olduğumu keşfettim! 2 milyon kişi Suudiler ile alakalı youtube videomu izlemişti, Suudi Arabistan'da herkes benden bahsediyordu.
"ARKADAŞLARIMIN HEPSİ SUUDİ İDİ"
Suudi Arabistan nereden çıktı?
Teksas'ta üniversitede arkadaşlarımın tamamı Suudi idi. Suudilere karşı ilgim öyle başladı. Suudilerle ilgili esprili bir video çekmiştim, Arapça. Arkadaşlarım onu sosyal medyada paylaşmış, bir gecede Suudi Arabistan'da şöhret oldum. Herşey çok ani oldu. Youtube televizyon gibi değil, çok çabuk yayılıyor. Hele de Suudi Arabistan'da, o yıllarda tam bir çılgınlıktı.
Arapça'yı ne zaman, nasıl öğrendin?
Biz evde iki dil konuşuruz, ingilizce ve Türkçe. Ben hiç Arapça okumadım. Suudi arkadaşlarımdan öğrendim.
"SUUDİ ARKADAŞLARIM BU LAKABI TAKTI"
Sana neden Ebu Muteb diyorlar?
Rahmetli Suud kralı Abdullah'ın lakabı Ebu Muteb. Muteb düşmanını yoran demek. Amerika'daki Suudi arkadaşlarım bana bu lakabı yakıştırmış, o gün bugündür öyle kaldı.
Neden bu Suud saplantısı?
Onlar Mekke'den, Medine'den geliyordu. Bizim gözümüzde çok büyük birşeydi bu. Müslümanım ama öyle çok dindar biri değildim aslında, namazlarımı kılarım ama çok fazla dindar biri olmadım.
"HEP MÜSLÜMANDIM"
Müslümanlığı sonradan mı seçtin yoksa yetiştirilmeden mi?
Ben sonradan Müslüman olmadım, hep Müslümandım. Hristiyanlığı hiç düşünmedim. Ben İslamı kitaptan, Kuran'dan öğrendim, milletten öğrenmedim. Ama asıl dinin ibadet kısmından ziyade kültürünü çok seviyorum, İslam'ın kültürünü, tarihini, ahlakını çok seviyorum.
Suudilerle takılmak İslam anlayışını nasıl değiştirdi?
Aslında öyle ciddi bir değişiklik olmadı. Dini daha gündelik yaşamaya başladım sadece. Mesela Türkler'in çoğu sadece cuma günleri, ya da Ramazan'da müslüman olur. Ama Araplar, çok dindar olmayanları bile, her gün Müslümandır. en kötü Müslmümanı bile beş vakit namazını kılar. Onlar dini her gün yaşıyorlar, din gündelik hayatlarının parçası. Suudiler ile takılmanın öyle bir katkısı oldu hayatıma. Onun dışında bir değişiklik yok, zaten daha önce de domuz eti yemiyordum, içki içmiyordum.
"AMERİKALILAR MÜSLÜMANLARI SEVMEZ"
Bembeyaz bir Müslüman Amerikalı, Arapça konuşuyor, sürekli Araplarla geziyor. Dışlanmadın mı ülkende?
Küçükken çok oldu. Lisede hiçbir okul bizi kabul etmek istemiyordu. bizden hep şüphe duyuyorlardı, korkuyorlardı. Amerikalı Müslümanlar olarak bizler diğerlerinin yaşadığı rahatı yaşamadık. 11 Eylül'den sonra daha da zorlaştı herşey. Amerika'da okula giderken çok zorluklar çektim, ama zamanla alıştım. Bizler Amerikalı Müslümanlar olarak halkın bizi sevmemesine alışkınız. Bu bizim için çok normal bir durum. Herhangi bir Amerikalı Müslümana sor, çok nornal der, Amerikalılar bizi severse asıl bir tuhaflık var diye düşünürüz!
Bu dışlanmadan dolayı biraz da Suudilere yaklaştın o halde?
Ben Müslümanlar'ı arıyordum hep, onlarla bir arada olmak istiyordum. Benim inancımı, düşüncelerimi anlayan, saygı duyan insanlarla olmak istiyordum. Çoğu Amerikalı Müslümanlığın ne olduğunu bile bilmez, Hint dini gibi görür. Sanki Hindistan'dan gelmiş bir din gibi. Amerikalılar İslam'ı bilmiyor. Bir de Müslümanlar'ın hepsini aynı sanıyorlar, aynı renk, aynı millet, aynı dil. Çünkü oradaki medya hep aynı resmi koyuyor, çeşitliliği yansıtmıyor. Bu yüzden tüm Müslümanlar aynı sanıyorlar, mesela bilmiyorlar ki en büyük Müslüman nüfus Endonezya'da. Şaşırırlar buna Asyalı Müslüman olur mu diye. Onlar için Müslüman ya Pakistanlı-Afganistanlı olur, ya da Arap!
Amerika'dan ayrılmak istedin mi?
Bahsettiğim zorluklardan dolayı ayrılmak istedim. Ben Amerika'yı çok seviyorum, herkes ülkesini sever. Ama Amerika'yı daha iyi anlamak için Amerika'dan bir dönem çıkmak lazım, dışarıdan görmek lazım. Amerikalılar iyi insanlar, ama dünyayı anlamıyorlar. Bir de insanoğlunun tabiatını, ruhunu anlamıyorlar. Mesela Araplar bunu çok iyi anlar, insan tabiatını çözmüşlerdir. Araplar senin neyi istediğini, neyi istemediğini anlıyor. Amerikalılar kendilerini insanoğlundan üstün görüyorlar, insan olduklarını unutuyorlar. Halbuki insanın bir biyolojisi var. Biraz robot gibi olmuşlar artık. Araplar'da ben bu samimiyeti, insan ruhuna hitap eden şeyleri buldum. Araplar uzun zaman çölde yaşamış geçmişte, çölde de insanları gözlemlemekten başka yapacak iş yok. Bu yüzden insanoğlunu çok iyi anlamışlar.
"SUUDİ BİR PRENS ÜLKESİNE DAVET ETTİ
Suudi Arabistan'a gittin mi?
Videolarımın meşhur olmasından sonra, 2012'de Suudi bir prens ülkesine davet etti, gel Suudi Arabistan'ı sana gösterelim diye. Hoşuna giderse kal yoksa geri dön dedi. Aslında 2011'de Umre için gitmiştim ama o zaman kısa kaldım. Davet gelince gittim, dört ay kadar kaldım. Gidip yaşayınca daha da çok sevdim Arabistan'ı. Sonra üniversiteye devam etmek için ABD'ye geri döndüm. Ama kısa süre sonra Suud Eğitim Bakanlığı'ndan bir iş teklifi aldım. Üniversiteyi bırakıp tekrar Suud'a gittim. Eğitim Bakanlığı'nda çalışacaksam kesin burs verirler, orada okurum okurum diye düşündüm ama işten okumaya vakit olmadı! Tamamen eğitim üzerine bir TV kanalı kurduk. Kendi eğitimim kaldı ama iyi iş başardım.
"BATI'NIN ARAP ALGISINI DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUM"
Türkiye'den bir davet var mı?
Maalesef hayır. Aslında çok istiyordum, Suud'dan sonra en çok Türkiye'yi istiyordum ama olmadı. Turizm hakkında, Türk Müslüman kültürü hakkında bir proje çıksın isterdim ama kısmet olmadı bugüne kadar. Teksas hükümeti bile gel bizim için Teksas'ı Arap dünyasına tanıt dedi.
Çektiğin videoların Arap algısının değişmesinde katkısı olduğunu düşünüyor musun?
Batı'nın Araplarla ilgili algısını değiştirmek istiyorum, bunda başarılı olursam kendimle gurur duyacağım. Şu ana kadar videolarımı izleyip Müslüman olan insanlar olmuş. Bir videomda, ''Kuranda veya İslam'da bir hata bulursanız size 10 bin dolar vereceğim'' demiştim. Sonra bir Suud prensi aradı, ''10bin dolar ne demek, ayıp değil mi, 1 milyon de ona'' dedi. Sonra bir diğeri aradı, ''100 milyon veririz'' dedi. Ben küçüklüğümden beri Müslüman yapmaya çalışıyorum aslında çevremdekileri. Şu ana kadar 18 kişi olmuştur.
"ERDOĞAN'IN TERCÜMANI OLMAYI ÇOK İSTERİM"
Katar'a yerleştin. Suud'u bu kadar severken neden Riyad değil de Doha?
Aslında Katar'a arkadaşım çağırdı, gezmeye gelmiştim. Milli Gün kutlamalarına denk geldi, kutlamaların sosyal medyada ses getirmesine yardım ettim devlet televizyonuna. Sonrasında yeni projeler çıktı, kaldım. Önümüzdeki dönemde hem radyo hem televizyon programına başlayacağım kısmetse. Aynı zamanda buradaki Northwestern üniversitesinde medya okumak istiyorum. Neden Suud değile gelince, Suudi Arabistan'ı kalpten seviyorum. Dünyanın başka hiçbir ülkesinin bayrağında ''La ilahe illalah Muhammad Rasulullah'' yazmıyor. Kutsal toprakların devleti orası, siyasetlerinden politikalarından bağımsız bu. Siyasetleri beni bağlamıyor. Suudi Arabistan'ı çok seviyorum ama kariyer olarak Katar benim için çok daha iyi. Arabistan'da tanıdık çok evet ama tanıdık seni bir yere kadar götürebilir. Ben para istemiyorum, para ailemde de var. Ben kariyer istiyorum. Ölmeden önce yapmak istediğim şeyler var. Kendimle gurur duyabileceğim şeyleri yapmak istiyorum. Daha çok gencim ama uzun vadede bir lidere danışman olmak istiyorum. Türkiye de olur, Suudi Arabistan ya da Amerika da olur. Ama Erdoğan'ın tercümanı olmayı çok isterim mesela!
Kaynak: Yeni Şafak, Feyza Gümüşlüoğlu.