
Avrupa, Ukrayna'ya barış gücü seçeneğini tartışıyor: Türkiye asker gönderir mi?

Avrupa, ateşkes olması halinde Ukrayna'ya barışı koruma amaçlı asker gönderilmesi seçeneğini tartışıyor.
Avrupa, ateşkes olması halinde Ukrayna'ya barışı koruma amaçlı asker gönderilmesi seçeneğini tartışıyor.
NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, ilke olarak bu doğrultuda adım atmaya kapıyı kapatmıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan kaynaklar doğru şartların oluşması halinde Türkiye'nin de barış gücüne asker göndermeyi değerlendirebileceğini söyledi.
Ancak şu aşamada alınmış somut bir karar yok.
Kaynaklar, Türkiye'nin bu konudaki nihai pozisyonunun, ateşkes olması, detayların belirginleşmesi ve gerekli şartların oluşması halinde netleşeceğini söyledi.
Olası gücün kompozisyonunun ve barındıracağı unsurların niteliğinin de Türkiye'nin potansiyel kararının şekillenmesinde belirleyici olacağı kaydedildi.
Türkiye'nin gerek Ukrayna gerekse Rusya'yla ilişkilerde kurduğu dengenin de olası bir konuşlandırmada etkili olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan kaynaklar, Türk askerinin Ukrayna'ya gönderilmesi halinde dahi temas hattının tercih edilmeme ihtimalinin yüksek olduğunu vurguladı.
Türkiye, silahlı kuvvetlerinin kapasitesi, savaş hazırlığı, barışı koruma kabiliyeti ve sıcak saha tecrübesi en yüksek seviyede olan ülkelerden.
NATO'nun komuta ve kuvvet yapısına, harekat ve misyonlarına en fazlı katkı sağlayan ülkelerden biri olan Türkiye'nin barış gücü deneyimleri de dikkat çeken düzeyde.
Barış gücü ne zaman oluşturulabilir?
Olası bir barış gücünün zamanlamasına ilişkin görüş birliği olan tek cevap var: Taraflar arasında bir anlaşma temelinde ateşkes sağlandığı zaman.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde Fransız medyasına yaptığı bir açıklamada "Ukrayna topraklarında Avrupa askeri önümüzdeki haftalarda olmayacak" diyerek öncelikle müzakerelere ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Macron, "Asıl soru, haftalarca sürecek müzakerelerle erişilebilir bir ateşkes elde etmeyi deneyeceğimiz ve elde edeceğimiz süreyi nasıl kullanacağımızdır. Ardından barış imzalandıktan sonra konuşlanma gerçekleşir" ifadelerini kullandı.
Konuşlanmanın önündeki engeller neler?
Rusya, olası bir ateşkes halinde Ukrayna'da NATO ülkelerine ait askeri güç görmek istemediğini açık şekilde beyan etti.
Moskova, bu pozisyonunda en ufak değişiklik sinyali vermiyor.
Rusya'yla olası bir anlaşmanın olup olmayacağı, olursa parametrelerinin ne olacağı tam olarak bilinmediğinden spesifik askeri planlama yapmak da oldukça zor.
Ukrayna'ya asker göndermeye kapıyı kapatan ABD'nin bir gönüllüler koalisyonu çatısı altında oluşturulacak olası bir barış gücüne nasıl bakacağı, destekleyip desteklemeyeceği de şu an kestirilemiyor.
Barış gücü sadece askeri boyut içermiyor.
Bu tür bir gücün oluşturulması durumunda katkı sağlayacak ülkelerin ekonomik, siyasi ve yasal zorlukları da aşması gerekiyor.
Gücün büyüklüğü, yetkisi, ne ölçüde ABD desteğine ihtiyaç duyulacağı, konuşlandırmanın niteliği de açıklığa kavuşturulması gereken unsurlar arasında yer alıyor.
Barış gücünün boyutu için neler konuşuluyor?
Ukrayna'da yapılan analizlerden bazıları, Rusya'nın olası bir yeniden işgal girişimini engellemek için 100-150 bin asker gerekeceğine işaret ediyor.
ABD'nin asker gönderme niyetinde olmadığı düşünüldüğünde Avrupa ülkelerinin bu sayıya ulaşacak bir güç oluşturmaları oldukça zor.
Bazı Avrupa düşünce kuruluşları tarafından yapılan yorumlarda gerekli gücün 40-150 bin asker arasında değişebileceği vurgulanıyor.
Tartışmalar ise daha çok 25-30 bin askerlik caydırıcı güç etrafında dönüyor.
NATO'nun 1999'da Kosova için oluşturduğu barış koruma gücü 48 bin askerle göreve başlamıştı.
Hangi ülkeler asker göndermeye sıcak bakıyor?
Gelinen aşamada Trump ile Avrupalı müttefikleri arasında köprü rolüne soyunan İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna'daki savaşı ulusal güvenlik sorunu olarak görüyor ve daha fazlasının yapılması gerektiğine inanıyor.
Bu nedenle İngiltere'nin bu güce ilk ve kapsamlı katkı yapacak ülkeler arasında yer almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Fransa da katkısı neredeyse kesin olan ülkelerden.
Diğer ülkelere göre daha ileri düzeyde askeri planlama yapan Fransa'nın 10 bine yakın asker gönderebileceği yorumları yapılıyor.
İspanya, bu konunun görüşülmesi için erken olduğu görüşünde. Önce tünelin ucunda ışık görülmesi gerektiğini savunuyor.
Almanya da çerçevenin netleşmesinin ardından katkı yapmaktan çekinmeyeceğini duyuran ülkelerden.
Polonya, Ukrayna'ya asker göndermektense bu adımı atacak ülkelere lojistik ve siyasi destek sağlamaktan yana olan bir çizgiye sahip.
Polonya, ABD'yle maden anlaşması yapması durumunda Ukrayna'nın Washington için stratejik bir yer haline geleceği ve barış gücüne gerek kalmayacağını savunuyor.
NATO'nun en yeni üyelerinden İsveç, bu tür bir güç için net görevlendirme talep edenlerden.
Hollanda da net bir yetki ve herhangi bir tırmanışta ABD desteği sözü verilmesi halinde katkıda bulunabileceğinin sinyallerini veriyor.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise barış gücü konusunda şüpheleri olan liderler arasında.
Meloni bu tür bir misyonun aşırı karmaşık ve etki düzeyinin düşük olacağını düşünüyor.
Macaristan ve Slovakya bu fikre sıcak bakmayanlardan.
Yapılan değerlendirmeler tüm Avrupa ülkelerinin desteğine ihtiyaç olmayacağı yönünde.
ABD'nin desteği gerekli mi?
Avrupa ülkelerine göre olası bir barış gücü konusunda ABD'nin desteği olmazsa olmaz nitelikte.
ABD'nin desteği Rusya'ya karşı güvenlik garantisi olarak görülüyor.
Avrupa ülkelerinin ABD'den talepleri arasında istihbarat, gözetleme ve keşif kabiliyetleri, potansiyel hava desteği veya barış gücünü korumak için hava savunma sistemleri yer alıyor.
İlgili haberler
