Azil süreci ile hiç bir ABD başkanı düşürülemedi, Demokratlar neden bu işe girişti?
Trump'ı azledebilmek için Demokratların çoğunluğu Cumhuriyetçilerde olan Senato'nun üçte ikisini ikna etmeleri gerekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Demokrat politikacılar Başkan Donald Trump hakkında azil soruşturması başlattılar. Başarılı olduğu takdirde süreç başkanın azledilmesiyle sonuçlanacak ama Kongre'deki partilerin dengelerine bakıldığında bu çok güç görünüyor.
Azil süreci o kadar çetrefilli ve zor ki şimdiye kadar hiç bir Amerikan başkanı bu yolla iktidardan düşürülemedi.
Demokratların Kongre'deki en kıdemli üyesi Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Trump ile ilgili azil süreci başlatma çağrılarına şimdiye kadar direnmişti. Böyle bir adımın yaklaşan 2020 seçimlerinde ılımlı Demokratlara puan kaybettireceğinden ve Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat çoğunluğunu yitirmelerine yol açabileceğinden endişe ediyordu.
Madem bu kadar riskli ve madem başarılı olması ihtimali bu kadar düşük, o zaman Demokratlar bu işe neden girişmiş olabilir?
Azil sürecinin neden çok karmaşık olduğunu ve Demokratların bunu neden göze almış olabileceklerini irdeledik.
Azil neden zor ?
Azil sürecinin bir başkanın azliyle sonuçlanması için Kongre'nin iki kanadından da onay alması gerekiyor.
George Washington Üniversitesinden hukuk profesörü Jonathan Turley BBC'ye süreci şöyle özetledi.
"Temsilciler Meclisi'nden geçmesi için basit çoğunluk yeterli. Demokratlar Kongre'nin bu kanadında çoğunlukta oldukları için iddia edilen ağır suç ve uygunsuz davranışları kanıtlayabilirlerse Cumhuriyetçi başkan hakkında Temsilciler Meclisi'nden azil kararı çıkacağına kesin gözüyle bakılabilir."
Bunu, azil önerisinin Senato'dan geçmesi izliyor. Fakat Senato'da basit çoğunluk yeterli değil. Üyelerin üçte ikisinin desteğini alması lazım.
Profesör Turley "Başkan Trump'ın Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato'da üçte iki çoğunlukla azledilmesi pek muhtemel değil" diyor.
100 üyeli Senato'da üçte iki çoğunluk 67 senatörün onayı ile sağlanabiliyor.
Şu anda Senato'da 53 Cumhuriyetçi ve 47 Demokrat olduğu gözönüne alındığında bunun ne kadar zor olduğu açıkça görülüyor.
Şimdiye kadar azil sürecine iki kez başvuruldu: 1968'de Andrew Johnson ve 1998'de Bill Clinton için. Her ikisi de Senato'da aklandı.
O zaman Demokratların amacı ne?
'Hukukun üstünlüğünü savunmak'
California Eyalet Üniversitesi ABD politikası bölümü öğretim üyesi Profesör Kimberley Nalder "Bazı Kongre üyeleri açısından azil sürecini başlatmanın en önemli sebebi hukukun üstünlüğünün -başkan dahil hiç kimsenin hukukun üzerinde olamayacağı fikrinin- savunulması" diyor.
"Eğer Kongre buna tepki göstermezse, bu, bu başkanın ya da gelecekteki başkanların anayasayı ihlal etme konusunda kendilerini serbest hissetmelerinin yolunu açabilir" diye sürdürüyor.
Azil sürecinin başlatıldığını duyuran kıdemli Demokrat Kongre üyesi ve Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi de bu noktayı vurgulamış ve başkanın eylemlerinden "sorumlu olması" gerektiğini söylemişti.
Başkan Trump hakkındaki şikayetler ve kuşkular göreve geldiğinden bugüne devam ediyor.
BBC'nin Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher "Azil süreci başlatma ihtimali Trump'ın başkanlığının ilk günlerinden bu yana gündemde. Örneğin Mueller soruşturması sırasında ortaya çıkan her bir yeni bilgi ve yakın çevresindeki kişilere açılan davalar ile Kongre'nin harekete geçmesi talebi defalarca gündeme gelmişti" diyor.
Durum böyle olunca Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı ile yaptığı telefon konuşması konusundaki tartışmalar bir birikimin üzerine gelmiş oldu.
BBC muhabiri Zurcher, "Sonunda, Trump'ın başkanlık gücünü kullanarak yabancı bir ülkenin hükümetini siyasi bir rakibinin itibarını sarsacak bilgi bulma ya da üretmeye yöneltmesi ihtimali Demokratların açık ve net bir azil süreci başlatma konusundaki ortak iradesini harekete geçirdi" diyor.
O zaman azil sürecinin başlatılmasında hukukun üstünlüğü ilkesiyle birlikte başka sebeplerin de bulunduğunu söylemek mümkün.
Demokratlar Trump'ın gündemini değiştirmek istiyor olabilir …
Azil süreci bir kez başlatıldığında, başkanlık ve gündemi üzerinde büyük etkisi olacağına hiç kuşku yok. Azil sürecinde getirilen iddiaları çürütüp kendini savunmak başkanın enerjisi ve zamanının önemli bir kısmını alacak.
Bunun en yakın örneği 1998 yılında Bill Clinton hakkında başlatılan süreç. Clinton başkanlığının son iki yılı azil süreci ve skandalların gölgesinde kalmıştı.
Bir çokları bugün Bill Clinton'un başkanlığını Monica Lewinsky ile seks skandalı ile hatırlıyor ve başkanlığı sona erdikten sonra bile Clinton bu skandalın gölgesinde yaşadı.
BBC muhabiri Nick Bryant Bill Clinton'un uygunsuz davranışları ve azil sürecinin eşi Hillary'nin 2016'daki başkan adaylığını bile olumsuz etkilemiş olabileceğini söylüyor.
… ya da 2020 seçim kampanyasının odağını kaydırmayı amaçlıyor olabilirler
Başkan Trump 2020 yılında, 3 Kasım tarihinde yapılacak başkanlık seçimleri için şimdiden kampanyasını başlattı.
Trump'ın yeniden adaylığını açıkladığı kampanya Haziran ayında Florida'daki Orlando'da binlerce kişinin katıldığı bir toplantıda başlatıldı.
Ama şimdi azil süreciyle boğuşmak Trump'ın seçim kampanyasından zaman ve enerji çalabilir ve seçilme şansını azaltabilir.
Başkanın Twitter mesajlarına bakıldığında Trump'ın zihninin şu sıra kendisine yönelik suçlamalarla epey meşgul olduğu görülebiliyor.
Fakat bir çok yorumcu, bunun aynı zamanda Demokratların da seçime odaklanmasını engelleyici bir etki yaratacağına, dolayısıyla önümüzdeki aylarda Trump'ın politikalarını eleştirmek yerine azil sürecine ağırlık vereceklerine dikkat çekiyorlar.
Demokratlar kamuoyunun tepkilerinin Trump'ı bir aşamada istifaya zorlayabileceğini düşünüyor
Azil sürecinin Kongreden onay alması mümkün olmayabilir ama sürecin Amerikan kamuoyu üzerinde bir etkisi olacağı muhakkak.
YouGov araştırma şirketi, Amerikalıların yüzde 55'inin, Başkan Trump'ın 2020 seçimlerinde Demokratların önde gelen aday adaylarından Joe Biden'ın soruşturulmasını zorlamak için Ukrayna'ya askeri yardımı askıya aldığı doğrulanırsa, azil sürecini desteklediğini bildirdi.
İddialara yenilerinin eklenmesi ve tepkilerin çığ gibi büyümesiyle başkanın görevi bırakmak zorunda kalması ihtimali var. Üstelik bunun tarihte bir örneği de yaşandı.
Profesör Nalder, 1970'lerin Watergate skandalını hatırlatıyor ve "Başlangıçta, Kongre'deki soruşturma oturumları başladığında halkın sadece yüzde 19'u Başkan Nixon'un azledilmesi gerektiği görüşündeydi" diye hatırlatıyor.
Fakat soruşturma sürecinde iddialar daha da açıklık kazanıp tanıklar dinlendikçe başkanın azledilmesi gerektiğini düşünenlerın oranı yüzde 57'ye tırmanmıştı.
Bu durum, kamuoyu desteğini kaybeden ve hakkında azil süreci başlatılmasına kesin gözüyle bakılan Başkan Richard Nixon'u istifa etmek zorunda bırakmıştı.
DO NOT DELETE - DIGIHUB TRACKER FOR [49840700]