İsrail, Gazze'nin dörtte üçünü tahliye bölgesi olarak belirledi
BBC Arapça'nın veri analizi, Hamas'ın 7 Ekim saldırıları üzerine askeri operasyon başlatan İsrail ordusunun, Gazze topraklarının dörtte üçünden fazlasını tahliye bölgesi olarak belirlediğini ortaya koydu. İsrail'in Gazze'deki sivillerin tahliyesi için belirlediği bölgelerin toplamda 281 kilometre karelik bir alan kapladığını gösteriyor. Bu, Gazze topraklarının yüzde 77'si demek.
BBC Arapça'nın veri analizi, Hamas'ın 7 Ekim saldırıları üzerine askeri operasyon başlatan İsrail ordusunun, Gazze topraklarının dörtte üçünden fazlasını tahliye bölgesi olarak belirlediğini ortaya koydu.
BBC'nin analizi, İsrail'in Gazze'deki sivillerin tahliyesi için belirlediği bölgelerin toplamda 281 kilometre karelik bir alan kapladığını gösteriyor. Bu, Gazze topraklarının yüzde 77'si demek.
İsrail güçleri, 1200 kişinin öldürüldüğü ve 250'den fazla kişinin rehin alındığı Hamas saldırısından bu yana Gazze'de yürüttüğü askeri operasyonlarına devam ediyor.
Hamas'ın yönetimindeki Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in saldırıları sonucu şu ana dek 35 binden fazla kişi öldürüldü.
BBC Arapça'ya konuşan İsrail Ordusu yetkilileri, tahliye emirlerinin sivilleri daha güvenli alanlara yönelterek onları koruduğunu savundu.
Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgedeki bazı yardım kuruluşları ise, Gazze'de 2 milyona yakın olduğu tahmin edilen nüfusun gidebileceği hiçbir güvenli yer olmadığını belirtiyor. Aynı zamanda "güvenli bölge" olarak belirlenen arazilerin de uygunluğunu sorguluyorlar.
Hamas'a yönelik askeri operasyonları kapsamında İsrail, savaşın başlangıcından bu yana onlarca tahliye emri çıkardı.
Mayıs'ın ortasına gelindiğinde, Gazze'de tahliye bölgesi olarak belirlenmeyen kısım, topraklarının çeyreğinden azına denk geliyor.
Bir yanında Akdeniz'le, diğer yanında İsrail ve Mısır'la olan sınırlarla çevrilen, 41 kilometre uzunluğunda ve 10 kilometre genişliğindeki Gazze Şeridi, daha önce de nüfus yoğunluğu yüksek bir bölgeydi.
İsrail güçleri 7 Ekim'de, yani savaşın ilk gününde, Gazze'nin farklı bölgelerindeki sivillere ilk hava saldırıları öncesinde güvenli bir yere gitmelerini söyledi.
Daha sonraki haftalarda kuzeyde ve şehrin merkezinde yaşayan sivillere, en büyük şehir Gazze Şehri'nin de aralarında olduğu, Gazze vadisinin güneyindeki bölgelere sığınmaları söylendi.
Kasım ayında İsrail, güney ile merkez bölgelerin daha geniş bir kısmını kapsayan yeni tahliye bölgelerini duyurdu.
Aralık ayının başında uluslararası baskının artması üzerine İsrail, Gazze'nin iki kısma bölündüğü tahliye haritaları paylaşmaya başladı.
Aralık ve Ocak'ta tahliye uyarıları, güneydeki Han Yunus ve etrafındaki bölgelere kadar dayandı.
Nisan'ın başlarında İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki evlerine dönmemeleri konusunda sivillere yönelik uyarısını yineledi.
Mayıs ayına gelindiğinde, İsrail güçleri doğudan Gazze'nin içlerine doğru ilerlerken, Refah'a kara operasyonunun başlatılması üzerine bu bölgenin de yarıya yakını tahliye bölgesi ilan edildi.
Sivillere, bir kıyı kasabası olan Mevasi bölgesinden Deyr El-Balah ve Han Yunus'a kadar uzanan "genişletilmiş güvenli bölgeye" gitmeleri söylendi.
İsrail son olarak Cibaliye ve yakınlarındaki bölgelerdekiler ile, kuzeydeki Beyt Lahya'daki sivillere tahliye emri vererek Gazze Şehri'nin batısındaki sığınaklara gitmeleri çağrısında bulundu.
Ekim ayından bu yana İsrail ordusunun verdiği tahliye emirlerinden hiçbirinde, boşaltılan yerlerin ne zaman yeniden güvenli hale geleceği ve sivillerin ne zaman buralardaki evlerine dönebileceğine dair bilgi verilmedi.
BBC'nin tahliye bölgelerinin hangi boyutlara ulaştığına dair sorularına karşılık, tahliye uyarılarının sivilleri korumayı amaçladığını vurgulayan İsrail Savunma Güçleri, bulgularımıza dair bir değerlendirmede bulunmadı.
BBC'ye gönderilen açıklama metninde ise, "İsrail Savunma güçleri uluslararası hukuka saygı göstermektedir ve bu şekilde hareket etmektedir" denildi.
Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) göre, Gazze Şeridi'nde 1,7 milyona yakın insan, çoğunluğu birden fazla kez olmak üzere, evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Refah'tan kaçış
7 Mayıs'ta İsrail güçleri Mısır'la olan sınırdaki Refah'ın Gazze tarafına ilerleyerek burayı ele geçirdi.
Operasyon öncesi İsrail ordusu Refah'ın doğusundaki sivillere burayı tahliye etmeleri emrini verdi.
BM verilerine göre, İsrail'in operasyonlarından önce de evlerini terk edip burada sığınmış sivillerin sayısı 1,5 milyona yakındı.
BM, İsrail tankları Refah'a girdiğinden beri 800 bine yakın sivilin buradan kaçtığını belirtiyor.
Refah'ın merkezinde, eskiden yerlerinden edilmiş sivillerin sığındığı çadırlarla dolu olan bir bölgenin 8 Mayıs'ta çekilen uydu fotoğrafları, buranın daha sonra yerle bir olduğunu gösteriyor.
İsrail güçleri, son zamanlarda sivilleri Ekim ayında "güvenli bölge" olarak belirlediği bir tarım alanı olan Mevasi'ye doğru yönlendiriyor.
Genişletilen güvenli bölgenin boyutları 60 kilometrekareye ulaştı.
İsrail, bu bölgede "sahra hastaneleri, çadırlar, daha fazla miktarda gıda, su, ilaç ve diğer malzemelerin" bulunduğunu öne sürüyor.
8 Mayıs'taki uydu görüntüsünden, Deyr el-Balah'ta yeni bir sahra hastanesi inşa edildiği anlaşılıyor.
BM ise sivillerin Mevasi'ye yönlendirilmesine kuşkuyla yaklaşıyor.
BBC Arapça'ya konuşan UNWRA iletişim yetkilisi Louise Wateridge, Mevasi'nin "kum ve çölden" ibaret olduğunu, İsrail'in belirlediği güvenli bölgelerin çok sınırlı altyapı ve ihtiyaç malzemesine sahip olduğunu vurguladı.
Oxfam yardım kuruluşunun Gazze'deki koordinatörü Fidaa Alarai ise Mevasi'de insani durumun kötüleştiğini söyledi.
"Burası çok kalabalık. Çadırlar her yerde, hatta artık bazıları sahil şeridine kondu" diyen Alarai, gıda, su ve yakıt olmadığına dikkat çekti.
Alarai da savaş başladıktan sonra Gazze'nin kuzeyindeki evini terk ederek birkaç kez yer değiştirmek zorunda kaldığını belirtti.
BBC Arapça, savaş başladığından beri birden fazla kez yer değiştirmiş olan Filistinli kaynaklarla konuştu.
Evini terk etmek zorunda kalmış bir kadın, Mevasi'ye sığındığını ancak burada da ne su ne elektrik bulabildiğini söyledi.
Dört kez yerinden edilmiş olan Hamdan ise, "Mevasi'ye geldiğimizde çadır bulamadık ve boşta olan bazı çadırlar da aşırı pahalıydı. Tuvalet olmadığı için yerin altına variller gömdük ve bunları tuvalet olarak kullandık" diye konuştu.
Hamdan, "Her şey çok pahalı. Hayat çok zor. Hijyen yok burada" diye de ekledi.
Habere katkıda bulunanlar: Lamees Altalebi ve Paul Cusiac