Çağrı cihazı nasıl bombaya dönüştü? İşte İsrail'in siber saldırısıyla ilgili en güçlü senaryo
İsrail'in Lübnan'daki siber saldırısıyla ilgili Haberler.com'a konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık, "Cihazın içine yerleştirilen patlayıcılar, uzaktan sinyallerle aktive edilerek eş zamanlı patlatılabilir. Çağrı cihazları gibi küçük, dikkat çekmeyen elektronik cihazlar, genellikle sıradan iletişim araçları olarak görülür ve güvenlik kontrollerinde gözden kaçabilir" dedi.
Dünya bugün ilk kez bir çağrı cihazının bombaya dönüşmesine şahit oldu. Lübnan'da Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu biri çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği, 200'ü ağır, yaklaşık 2800 kişinin yaralandığı açıklandı. Lübnan hükümetinden yapılan açıklamada, " İsrail'in canice saldırısının Lübnan'ın egemenliğinin ciddi ihlali ve her anlamda suç olduğu" vurgulandı. Açıklamada, Lübnan hükümetinin "devam eden bu suçla ilgili sorumluluklarını almaları için ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletlerle derhal tüm temasları kurduğu" belirtildi. Lübnan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise İsrail'in savaşı Lübnan'a doğru genişletme tehdidine dikkat çekilerek, Netanyahu hükümetinin gerilimi "tehlikeli ve kasıtlı bir şekilde" artırdığına vurgu yapıldı.
"VAHİM SONUÇLAR DOĞURABİLİR"
İsrail'in siber saldırısı ile ilgili Haberler.com'a konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Lübnan'da Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarının eş zamanlı olarak patlaması, terör olaylarının yeni bir boyutunu gözler önüne serdiğine dikkat çeken Kırık şunları kaydetti:
Çağrı cihazlarının patlaması, bu cihazların uzaktan kontrol edilebilir olmasından kaynaklanmış olabilir. Özellikle, bu tür cihazların dijital sinyallerle tetiklenebileceği biliniyor. Eğer cihazlar yazılım veya donanım açısından güvenlik açıklarına sahipse, hackerlar ya da düşman unsurlar bu zayıflıkları kullanarak patlamaya yol açabilir. Olayda sivillerin ve bir kız çocuğunun hayatını kaybetmesi ise, bu tür saldırıların ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
"TERÖR ÖRGÜTLERİ BU CİHAZLARI MODİFİYE EDEBİLİYOR"
Çağrı cihazlarının içine patlayıcı yerleştirilmiş olabilir, bu da onların uzaktan tetiklenerek patlatılmasına olanak tanır. Bu tür cihazlar, özellikle terör örgütleri tarafından çeşitli şekillerde modifiye edilebiliyor. Örneğin, küçük patlayıcı düzenekler ya da infilak ettirici mekanizmalar cihaza eklenebilir. Cihazın içine yerleştirilen patlayıcılar, uzaktan sinyallerle aktive edilerek eş zamanlı patlatılabilir. Bu yöntem, saldırganların hedefleri kontrol etmesini ve aynı anda büyük çaplı hasar vermesini sağlar. Çağrı cihazları gibi küçük, dikkat çekmeyen elektronik cihazlar teröristler tarafından tercih edilebilir çünkü bunlar genellikle sıradan iletişim araçları olarak görülür ve güvenlik kontrollerinde gözden kaçabilir. Bu durum, saldırıların daha planlı ve etkili şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanır.
"YERLİ YAZILIM SİVİL TEKNOLOJİLER İÇİN DE FARK YARATIR"
ASELSAN, HAVELSAN ve Baykar gibi Türk savunma sanayi şirketlerinin yerli yazılım geliştirmeleri bu tür tehditlere karşı büyük önem taşıyor. Yerli yazılım kullanımı, güvenlik açıklarını minimize ederek dış saldırılara karşı daha dayanıklı sistemler oluşturulmasını sağlar. Bu durum sadece askeri alanlarda değil, sivil teknolojilerde de büyük bir fark yaratır. Dışa bağımlı yazılımlar, üçüncü taraflarca manipüle edilebilir ya da kötü niyetli yazılım bileşenleri içerebilir. Akıllı cihazlarda bu tür risklerin her zaman var olduğu unutulmamalı. Çağrı cihazları gibi küçük ve masum görünen cihazlar bile, güvenlik önlemleri alınmadığında ciddi tehditler oluşturabilir. Yerli yazılımlar ve sıkı güvenlik protokolleri, bu riskleri azaltmak için kritik öneme sahiptir. Bu yüzden hem bireylerin hem de devletlerin teknoloji kullanımında güvenliği ön planda tutması gerekiyor.