Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ABD ziyaretinden neler bekleniyor?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çarşamba günü New York'ta ABD'li mevkidaşı Anthony Blinken ile bir araya gelecek.
Türk ve Amerikan dışişleri bakanları New York'ta geçen aylarda oluşturulan "stratejik mekanizma" kapsamında 18 Mayıs'ta bir araya gelecek.
Ankara-Washington arasındaki ilişkilerin F-16 satışı gibi konularda olumlu bir seyir izlediği dönemde gerçekleştirilecek görüşmede, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımı da gündemde olacak.
Ankara, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında gelişen yeni güvenlik ortamında özellikle YPG'den kaynaklanan ulusal güvenlik kaygılarının Washington ve diğer müttefikler tarafından daha iyi anlaşılması beklentisi içinde.
Son yıllarda ciddi sarsıntılardan geçen Türkiye-ABD ilişkileri, 2021 ortasından itibaren normalleşme işaretleri veriyordu. İlişkileri asıl etkileyen ve süreci hızlandıran gelişme, Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgal etmesi oldu.
Saldırının başladığı tarihten itibaren iki müttefik arasında başlayan diplomasi trafiği, başkentlere karşılıklı yapılan üst düzey ziyaretler, iki ülke lideri arasındaki telefon görüşmesi ve Çavuşoğlu ile Blinken'ın uluslararası toplantılarda bir araya gelmelerini sağladı.
Çavuşoğlu ve Blinken, bu sürecin devamında 18 Mayıs'ta ABD'de bir araya gelecekler ve hem ikili ilişkileri hem de başta Ukrayna krizi olmak üzere uluslararası gelişmeleri değerlendirecekler. Ancak bu randevu, Ankara'nın beklediği gibi Washington'da değil New York'ta olacak.
Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Çavuşoğlu'nun ABD ziyaretinin temel amacının "BM Genel Kurulu çatısı altında ilk kez gerçekleştirilecek Uluslararası Göç Gözden Geçirme Forumu'na katılmak" olduğu kaydedildi ve 16-19 Mayıs günlerinde New York'ta olacağı vurgulandı.
Ziyaret çerçevesinde, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın ev sahipliğinde BM'de gerçekleştirilecek olan "Küresel Gıda Güvenliği Eylem Çağrısı" adlı toplantıya katılacak olan Çavuşoğlu'nun bazı ikili görüşmelerde de bulunacağını belirten Dışişleri Bakanlığı, "Sayın Bakanımız ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'la Türkiye-ABD Stratejik Mekanizmasının Dışişleri Bakanları düzeyindeki ilk görüşmesini gerçekleştirecek, New York'ta Türk-Amerikan toplumu mensuplarıyla da bir araya gelecektir" bilgisini paylaştı.
İki dışişleri bakanın görüşmesinden bir gün önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman Washington'da bir araya geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Sherman'ın Türkiye'nin Ukrayna'ya güçlü desteğinden dolayı teşekkür ederken, Rusya'nın saldırısına karşı NATO müttefikleri ve ortaklarıyla "dayanışma" içinde olma gerekliliğini ele aldığı bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması, Çavuşoğlu-Blinken görüşmesinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım sürecinin de öncelikli gündem maddeleri arasında olduğunu ortaya koydu.
İsveç ve Finlandiya'ya Türkiye'nin itirazı ele alınacak
İki bakanın New York buluşmasının en sıcak konu başlıklarından birini iki İskandinav ülkesinin NATO'ya üyelik başvurusuna Ankara'nın itirazı oluşturacak.
Bu iki ülkenin ittifaka katılımına ABD Beyaz Saray'dan yapılan açıklamayla desteğini açıklamış ve Senato'dan gerekli onayın bu yaz çıkabileceği kaydedilmişti.
Zaten NATO'nun önde gelen ortakları arasında yer alan İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka katılımına büyük önem veren ABD, bu adımın Avrupa'nın Rusya'ya karşı topyekün savunulmasında stratejik bir kazanım olacağını değerlendiriyor.
Bu sürecin engellenmesini istemeyen ABD'nin Dışişleri Bakanı Blinken, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, görüşmelerin sürdüğünü kaydederek "Görüş birliğine varacağımızdan eminim" görüşünü dile getirmişti.
29-30 Haziran'da Madrid'de gerçekleşecek olan ve ittifakın Stratejik Konsepti'nin kabul edileceği NATO Zirvesi'ne büyük önem veren ABD, bu zirveyi gölgeleyecek bir gelişme olmasını da istemiyor.
Çavuşoğlu'nun da bu görüşme sırasında özellikle İsveç'in üyelik süreciyle ilgili Ankara'nın pozisyonunu aktaracağı kaydediliyor.
Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Çavuşoğlu yaptıkları açıklamalarda, Stockholm yönetiminin Suriye'nin kuzeyindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki YPG'ye askeri, ekonomik ve siyasi desteğini gündeme getirmişler ve "teröre destek vermekle" suçladıkları bir ülkeyle bir güvenlik organizasyonunda yer alamayacaklarını kaydetmişlerdi.
ABD ile YPG sorunu da gündemde
Çavuşoğlu'nun Blinken ile görüşmesinde gündeme gelecek olan konu İsveç ile sınırlı kalmayacak.
Türkiye, çok uzun süreden beri ABD'ye YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğu, dolayısıyla bu örgüte yapılacak yardımların PKK'ya yapılmış olduğu eleştirisinde bulunuyor.
ABD öncülüğünde IŞİD ile mücadele için kurulmuş olan koalisyon üyesi bazı ülkeler de YPG'ye askeri teçhizat ve mali destek sağlıyor.
YPG'ye verilen ve Türkiye'nin PKK tarafından da kullanıldığını öne sürdüğü İsveç menşeili silahlar arasında, omuzdan atılan füzeler ve insansız hava araçlarının da bulunduğu Türk basınına yansımıştı.
Türkiye'nin, İsveç ile yaşanan bunalımın çözümünde Washington'un da bir katkısının bulunabileceğini, bunun için de YPG ile mevcut işbirliğinin gözden geçirilmesi gerektiğini ABD'ye aktarması bekleniyor.
Stratejik mekanizma nasıl işleyecek?
Bakanların New York görüşmesi, ikili ilişkilerde oluşturulan stratejik mekanizmanın ilk kez bakanlar düzeyinde işletilmesi açısından ve bundan sonraki sürecin planlanması açısından da önemli.
Ankara, bu mekanizmanın sözde kalmaması için birçok alanda somut işbirliğini geliştirecek şekilde geliştirilmesini istiyor ve özellikle ticari, savunma sanayi ve güvenlik alanlarında adımlar atılmasını bekliyor.
Türk tarafı ayrıca bu mekanizmanın liderler düzeyine çıkarılması, düzenli görüşmelerle sürecin kesintisiz ilerletilmesi arayışında.
YPG konusunda yaşanan sorunun çözümünün yanısıra, Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemlerin nedeniyle uygulanan Amerikan yaptırımlarının kaldırılması da Ankara'nın hedefleri arasında.
Amerikan tarafı ise uzun vadeli bir yapılanmadan çok kısa sürede uygulanabilecek işbirliği alanlarına işaret ediyor. Türkiye ile ticaretin artırılması, yenilenebilir enerji ve iklim değişikliği konularında ortak adımlar atılması ABD'nin önceliklerinden.
Stratejik alanda ise Türkiye'nin F-16 filosunu yenilemek için 40 adet yeni uçak ve 80 adet modernizasyon kiti için yaptığı talep yer alıyor.
ABD yönetimi, S-400'lerden dolayı F-35 yeni nesil savaş uçağı programından çıkardığı Türkiye'nin hava savunmasında zafiyet yaşamaması için F-16 başvurusuna olumlu yaklaşıyor.
Kongre onayı için gerekli girişimin de yapıldığı Amerikan basınına yansımıştı. Bu girişimin sonuç vermesi Beyaz Saray'ın sadece Kongre üzerindeki etkinliğini göstermesi açısından değil, Türk-Amerikan ilişkilerinin yönünü belirlemesi açısından da önemli olacak.
Kongre'de olumsuz hava aşılır mı?
Biden yönetiminin olumlu yaklaşımına karşın Amerikan Kongresi'ndeki Türkiye karşıtı havanın hala güçlü olduğu, bunun aşılması için daha fazla gayret gösterilmesi gerektiği Ankara ve Washington'da yapılan değerlendirmeler arasında.
Türkiye Ukrayna'ya askeri ve siyasi desteğine rağmen Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkisini sürdürme kararı almış, yaptırımlara katılmamamıştı. Bu tavır Kongre'de eleştiriliyor.
Ayrıca Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis'in son Washington ziyaretinde Türkiye'ye dönük yoğun eleştirileri, Yunan lobisinin faaliyetleri de Ankara açısından olumsuz olarak görülüyor.
Buna karşılık olarak ABD Kongresi nezdinde girişimlerini artıran ve geçen hafta Washington'a üst düzey bir parlamenter heyet gönderen Türkiye, Kongre nezdindeki pozisyonunu güçlendirme arayışında.
Bu kapsamda ABD'de güçlü Yahudi lobisini yanına almaya çalışan Çavuşoğlu'nun New York'ta bulunduğu sırada Yahudi toplum liderleriyle de bir araya gelebileceği kaydediliyor.
Çavuşoğlu, 25 Mayıs'ta da İsrail'e gidecek.
İnsan hakları ve demokratikleşmede geriye gidiş Kongre ve ABD kamuoyunda Türkiye'ye dönük eleştirel havayı güçlendiren konulardan.
Osman Kavala ve Gezi Parkı davalarında çıkan mahkumiyetler ile HDP hakkında açılan kapatma davası ABD tarafından yakından izlenmişti.
Bu açılardan, Blinken'ın Çavuşoğlu ile görüşmesinde insan hakları konularına da değinmesi ve Washington'un kaygılarını iletmesi de beklentiler arasında.