'Fil Adam'ı Hindu Tanrısına Benzetiyorlar
Ender görülen bir hastalıktan muzdarip Hintli adam, Hindu tanrısı Ganeşa'ya benzetiliyor.
Kanai Das, her sabah tren istasyonuna yürüyerek gidiyor, istasyonun köşesinde dikilip ellerini açarak yolculardan sadaka dileniyor. Onu Hindistan'daki diğer dilencilerden ayıran sıradışı özelliğinden dolayı bütün Hindular ona büyük saygı gösteriyorlar. 42 yaşındaki dilencinin yüzü Hindulara, 'Tanrı Ganeşa'yı andırdığı için ona 'Fil Adam' diyorlar.
Hindistan'ın doğusunda bulunan Batı Bengal eyaletinin Baruipur ilçesinde yaşayan Kanai'nin, ender görülen rahatsızlığı sebebiyle yüzü deforme olmuş. Kanai'nin yüzündeki bu şekil bozukluğunu Tanrı Ganeşa'nın reenkarnasyonu olarak gören Hindular, büyük bir saygıyla sadaka ödüyorlar. Nörofibromatoz rahatsızlığı sebebiyle yüzü göğsüne kadar sarkan adamın sağ gözü, sarkık et katmanlarının arasında kaybolmuş durumda.
Düzgün şekilde ne yemek yiyebilen ne de konuşabilen adam, iltihaplı cildinin verdiği acıyı teskin edebilmek için sürekli ilaçlara ihtiyaç duyuyor. Yaşadığı ender rahatsızlıktan ötürü çalışamayan adam; "Dilenmek istemiyorum ama başka türlü para kazanma imkanım yok, anneme de bakmam lazım" dedi.
"İnsanlar tanrı olduğumu düşünüyorlar çünkü onun gibi bir hortumum var. Ama her zaman hortumum yoktu. Yıllar boyunca iki gözümle gördüğüm o güzel zamanlarımı hatırlarım. Sonra zaman içinde sağ gözüm kayboldu. Birkaç sene öncesine kadar aynada görürdüm sağ gözümü, artık göremiyorum. Yüzümdeki et yığınlarının altında bulamıyorum. Yıllar önce nasıl göründüğümü artık hatırlayamıyorum bile"
Kanai Das, 9 yaşına geldiğinde başında bir yumru belirmiş ve büyümeye başlamış. Zamanla sağ gözünü kaplamış, burnunu şişirmiş, yüzünün sağ tarafının şeklini bozmuş. Tedavisi için para bulamayan dul kalmış annesi de kendisini terk etmiş. Talihsiz çocuk karnını doyurmak için tren istasyonlarındaki çöp kovalarını karıştırırken, bir gün Bharati Roy adındaki altı çocuk annesi dükkan sahibi kadın çocuğun halini görüp acıyarak onu evlat edinmiş.
Bugün 73 yaşında olan Bharati; "Bir gün dükkandaydım, çöpleri karıştırıp kendine yemek artıklarından yiyecek bir şeyler arayan oğlan çocuğu gördüm. Burnu şişmiş, sağ gözü aşağı sarkıktı. Onun durumundan öyle etkilendim ki, onu eve götürmeye o an karar verdim" dedi. Bharati'nin bu kararını kocası ve altı çocuğu başlarda kabullenememişler. Bharati o günleri "Ailem 22 kişiden oluşuyordu. Ailemin hiçbir ferdi Kanai'den gerçek manada nefret etmedi ama ona dokunmak ya da ona yakın olmayı kimse istemedi. Her zaman onu besleyen, banyo yaptıran ben oldum. İhtiyaçlarını hep ben karşıladım" diyerek anlattı.
Bir zamanlar Bharati'ye ait olan dairenin küçük bir odasında birlite kalan ana oğul, Kanai'nin dilenmiş olduğu para ile geçiniyorlar. Özel dini günlerinde ve festivallerde büyük miktarda sadaka toplayan Kanai, birkaç kez tedavi denemelerinde bulunsa da doktorların kendisine hastalığının tedavi edilemeyeceğini söylediğini ifade etti. Sürekli acı veren ve kaşınan yüzündeki etlerden kurtulmak isteyen Kanai, bu hastalığından kurtulup normal bir insan gibi yaşayabilmek için tanrıya dua ettiğini açıkladı.
