
Hakan Fidan'ın ziyareti Türkiye-Fransa ilişkileri bakımından neye işaret?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın uzun süredir gündemde olan Fransa ziyareti 2 Nisan'da gerçekleşecek.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın uzun süredir gündemde olan Fransa ziyareti 2 Nisan'da gerçekleşecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında son dönemde artan telefon trafiğinin ardından gelen ziyarette Suriye, Ukrayna gibi önemli dış politika konularının yanı sıra Türkiye'deki Fransız okullarının statüsü ve ikili ilişkilerdeki sorunlar da ele alınacak.
Fidan'ın ziyareti inişli-çıkışlı bir seyir izleyen Türkiye-Fransa ilişkilerinin tüm boyutlarıyla müzakere edilmesi ve yeni bir dönemin başlangıcı olup olmayacağını göstermesi açısından önem taşıyor.
Ziyaret, Türkiye'de İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, Fransa'da ise aşır sağcı cumhurbaşkanı adayı gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşmesi açısından da ilgi çekici olarak görülüyor.
Diplomatik kaynaklardan yapılan bilgilendirmeye göre Dışişleri Bakanı Fidan, Paris'te Avrupa'dan sorumlu Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ile görüşmelerde bulunacak.
Türkiye ve Fransa, Afrika başta olmak üzere Kafkasya, Rusya ile ilişkiler ve Doğu Akdeniz gerilimleri gibi konularda karşıt pozisyonda yer aldılar.
Fransa ayrıca Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde de önemli karar alma süreçlerinde Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan ile birlikte hareket etmeyi tercih etti.
Ancak Kasım 2024 seçimlerini Donald Trump'ın kazanması ve 20 Ocak 2025'ten bu yana küresel sistemde yaşanan büyük değişimler Ankara-Paris arasında yeni bir diyaloğun tesis edilmesine neden oldu.
Erdoğan ve Macron, 7 Kasım'da Macaristan'da yüz yüze görüşmelerinden sonra da 4 kez telefonda görüş alışverişi yaptılar.
İkilinin son konuşması 31 Mart günü gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da 27 Mart'ta Paris'te Macron'un daveti üzerine gerçekleşen Ukrayna zirvesine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı temsilen katıldı.
İmamoğlu ve Le Pen Davaları
İkili görüşmelerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 2025 senesi içinde Türkiye'ye bir ziyaret yapması olasılığı da yer alıyor.
Ankara ve Paris'te yapılan değerlendirmeler, uzun yıllardır gerçekleşmeyen üst düzey bir ziyaretin ikili ilişkilere güçlü ve yeni bir ivme kazandıracağı yönünde.
Ancak İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan gelişmelerin bu ziyaretin kısa vadede olma olasılığını azalttığı da öngörülüyor.
Macron, bu gelişmeleri kapsamlı bir açıklamayla eleştirmiş ve Avrupa'nın "istikrarlı" bir Türkiye ile işbirliği yapmak istediğini kayda geçirmişti. Ankara, Macron'un açıklamalarına yanıt vermemeyi tercih etmişti.
Ziyareti ilginç kılan bir başka unsur ise Fransa'nın aşırı sağcı lider Marine Le Pen'in cumhurbaşkanlığı adaylığını engelleyebilecek bir mahkeme kararını tartışıyor olması.
2027 seçimlerinin önemli adaylarından olan Le Pen, AB fonlarını usulüne uygun olmayan bir şekilde kullanmaktan suçlu bulundu ve 5 yıl süreyle kamu görevine aday olmaktan menedildi.
Fransız okulları ne olacak?
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Fidan'ın Fransız muhatabı ile yapacağı görüşmelerde kültür ve turizm gibi konuların yanı sıra eğitim alanında da ortaklık geliştirilmesi gündemde olacak.
Türkiye ve Fransa, 2023 sonundan bu yana eğitim konusunda yaşanan sıkıntıların aşılması için müzakere içindeler.
Türk Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'de faaliyet gösteren ve çoğunlukla Türk öğrencilerin eğitim gördüğü ve denetlemeye açıklık talebini ortaya koydu. Bakanlık, karşılıklılık ilkesi uyarınca Fransa'da Türk okulları da açmak istiyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Şubat ayında bu konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada, Fransa'ya anlaşma yapma teklifinde bulunduklarını kaydetmişti.
Türkiye'deki iki Fransız okulunu meşru kabul etmek karşılığında Fransa'da okuyan Türk çocuklarına Türk kültürü ve dili dersi verilmesi önerisinde bulunduklarını kaydeden Bakan Tekin, ancak Fransa'dan "Kanunlarımız buna müsaade etmiyor" yanıtını aldıklarını açıklamıştı.
Tekin, Türkiye kanunlarının da bu okulların mevcut durumuyla varlığına izin vermediğini ve anlaşma olmadığı sürece Türk öğrencilerin kaydolamayacağını kaydetmişti.
Fidan'ın ziyareti bu sorunun aşılıp aşılamayacağını göstermesi açısından önemli bir eşik olarak değerlendiriliyor.
Ukrayna ve Avrupa'nın savunması masada
Fidan'ın ziyareti önemli uluslararası gelişmelerin yaşandığı ve NATO'nun önemli bir askeri gücü olarak Türkiye'nin yeni jeopolitik sistemde nasıl bir rol oynayacağının tartışıldığı bir dönemde yapılması açısından da ayrıca dikkat çekici.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin sonlandırılması ve Avrupa'nın kendi güvenlik mimarisini oluşturması bu başlık altında ele alınan iki önemli konu.
Fransa ve İngiltere, 27+4 (27 AB ülkesi ile Türkiye, İngiltere, Norveç ve İzlanda) formatındaki girişimler kıtanın güvenlik sorunlarının çözümü ve Ukrayna barışının nasıl bir güvenlik garantisiyle çözümleneceğini masaya yatırıyorlar.
Diplomatik kaynaklara göre Fidan, her iki konuda vereceği mesajlarla Türkiye'nin bu süreçlerde katkı sağlayacağını Fransız tarafına iletecek.
Bakan Fidan'ın Türkiye'nin Avrupa güvenliğinde sahip olduğu kritik önemi vurgulaması ve yeni güvenlik mimarisinin oluşumunda eşgüdümün artırılmasının önemini ifade etmesi bekleniyor.
Ancak Türkiye'nin AB'nin savunma sanayi ve güvenlik ile ilgili platformlarından "siyasi" nedenlerle dışlanıyor olması da Paris görüşmelerinde ele alınacak konular arasında. Buna paralel olarak Fidan'ın, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik bir perspektifte ele alınması çağrısında bulunması ve Ankara'nın Paris'ten beklentilerini aktarması da öngörülüyor.
Rusya-Ukrayna arasında kalıcı ve adil barışın sağlanması konusunda da katkı vermeye hazır olduklarını ve tüm müttefiklerin yakın işbirliği içinde olmaları gerektiği de Fidan'ın vereceği mesajlar arasında olacak.
Suriye'de IŞİD ile mücadele
Fidan-Barrot görüşmesinde ele alınacak diğer önemli bölgesel konu ise Suriye olacak.
Ankara ve Paris, 8 Aralık'ta başlayan Esad'ın devrilmesi ile başlayan yeni dönemde, Şam yönetimine destek oldular ve ülkede istikrarlı bir geçiş dönemi için devreye girdiler.
Yeni yönetime destek konusunda aynı görüşte olan Türkiye ve Fransa, IŞİD'le mücadele eden ve ağırlığını Halkın Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) geleceği konusunda farklı noktadalar.
Dışişleri Bakanı Fidan, Ocak ayında yaptığı bir açıklamada isim vermeden Fransa'yı eleştirmiş ve "Avrupa'daki bazı küçük ülkelerin Amerika'nın şemsiyesi altında söz söylemeye dönük politikalarının kendilerine hiçbir katkısı olmadığını" kaydetmişti.
Fransa, IŞİD ile mücadelenin akamete uğramaması gerektiği düşüncesinde ve Türkiye'nin öncelikleri arasında bu konunun yer almadığı şüphesinde. Buna ek olarak Suriye'deki Kürtlerin haklarının korunması konusunda da duyarlılığını saklamayan Fransa, SDG liderleriyle üst düzey diyaloğunu devam ettiriyor.
Türkiye, YPG'yi "terör örgütü" olarak tanımlıyor ve kuzey Suriye'den tasfiye edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda SDG'nin Şam yönetimiyle imzaladığı ve silahlı güçlerinin Suriye ordusuna entegre edilmesi anlaşmayı destekliyor ancak ihtiyatın elden bırakılmaması gerektiğini kayda geçiriyor.
Fidan'ın ziyaret sırasında Suriye ve Suriye'nin komşularının IŞİD ile mücadele için oluşturma aşamasında oldukları yeni mekanizma hakkında bilgi vermesi ve bu konuda Fransa'nın desteğini istemesi de bekleniyor.
Suriye, Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan'ın dışişleri, savunma bakanları ve istihbarat yetkilileri geçen ay Amman'da toplanmış ve IŞİD ile mücadelenin ana hatlarını belirlemişlerdi. İkinci toplantının yakın bir zamanda Türkiye'de yapılması planlanıyor.
