Hrant Dink cinayeti: Yeni davanın ikinci duruşmasında tek tutuklu sanık tahliye edildi
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, aralarında Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek, Yasin Hayal ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 11 sanık hakkında açılan yeni davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, aralarında Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek, Yasin Hayal ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 11 sanık hakkında açılan yeni davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Mahkeme tek tutuklu sanık Adem Sağlam’ın adli kontrol ile tahliyesine; bir sonraki duruşmanın 6 Aralık’ta yapılmasına karar verdi.
Adem Sağlam, dönemin Trabzon Terörle Mücadele (TEM) Şubesi'nde Komiser Yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Beşi polis 11 sanık hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “örgüt adına suç işleme” suçlamalarıyla açılan yeni davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada sanıkların hiçbiri mahkeme salonunda yer almadı.
Sanıklardan Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek savunmasında emniyet, istihbarat ve jandarmayı suçladı.
"Trabzon Jandarma’da Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olmayan yoktur. Cinayet tarihine kadar bu durumu adli ve idari makamlara iletmemiştir." diyen Akyürek, "İstanbul Emniyeti'nin ihmali olmasa" Hrant Dink'in bugün hayatta olabileceğini söyledi.
Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat C Şubesi Amiri Ali Fuat Yılmazer, azmettiriciler Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz, Ses ve Götüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Ramazan Akyürek: İstanbul Emniyeti'nin ihmali olmasa Dink hayatta olabilirdi
Duruşmayı takip eden Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'ne (MLSA) göre, iddianamede, Dink’in “kesin öldürüleceğine” yönelik istihbaratı getiren “Erhan Tuncel’in Yardımcı İstihbarat Elemanlığı’ndan (YİE) çıkarılmasına onay vererek cinayetin önünü açmakla” suçlanan Akyürek, bunun “istihbarat teamülü” olduğunu savundu.
Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Akyürek, Hrant Dink'in öldürüleceğine dair istihbaratın İstanbul Emniyeti tarafından "umursanmadığını" söyledi:
"Hrant Dink 2003 yılından beri tehdit ediliyordu ve hedef haline getirildi. Trabzon’da Yasin Hayal’in hazırlandığı eylem bilgisi Trabzon Jandarması tarafından gizlendi.
"Oysa Yasin zaten takip edilen bir kişiydi. Trabzon Emniyeti’nin yolladığı istihbarat bilgisi İstanbul Emniyeti tarafından umursanmadı, hiçbir şey yapılmadı ve bir koruma kararı alınmadı. Cinayet bilgisinin yollamasıyla, Hrant Dink’in öldürülmesi arasında tam 11 ay var.”
Akyürek cinayet istihbaratının görmezden gelinmesi iddiasıyla ilgili şu detayları ekledi:
“Trabzon Jandarma’da Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olmayan yoktur. Cinayet tarihine kadar bu durumu adli ve idari makamlara iletmemiştir.
"Cinayetin hemen ardından cinayetle ilgili raporlar Metin Yıldız [dönemin Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü] tarafından cinayetten sonra elde edilmiş gibi oluşturulmuştur.
"Jandarma vereceği yalan bilgiyle ilgili bilgilendirilmiştir. Söyleyecekleri Ali Öz [dönemin Tranbzon İl Jandarma Komutanı] tarafından denetimden geçirilmiştir. Emekli Albay Ali Öz bugün evinde, Metin Yıldız görevde, ben cezaevindeyim.
Akyürek dönemin İstanbul İstahbarat ve Emniyet yöneticilerini şu sözlerle suçladı:
“Cinayet öncesinde, sırasında ve sonrasında görev yeri hiç değişmeyen, yaşananlara şahit olan ve yazışmalar yapan, Dink hakkında tüm tehditlere vakıf olmasına rağmen hiçbir şey yapmayıp, cinayetin işlenmesini bekleyen İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Yardımcısı Bülent Köksal ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrahtır.”
“İstanbul Emniyeti, Yasin Hayal’in cinayet için İstanbul’a gideceği ve İstanbul’da kalacağı evle ilgili evrakla alakalı hiçbir işlem yapmadı, cinayetten sonra sahte tahkikat raporu düzenledi...
“Emniyet Müdürü Reşat Altay, Emniyet İstihbarat Şube Müdürleri Faruk Sarı ve Engin Dinç ile İstihbarat şube görevlisi Ercan Demir’in ifadelerine göre, Erhan Tuncel cinayetten altı ay öncesinden itibaren sağlıklı bilgi getirmemeye başlamıştır.
"Buna karşın bu kişiler hakkında beraat kararı verilmiştir.”
Akyürek bir önceki davada "resmi belgeyi yok etmek" suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
MLSA'ya göre sanık Ali Fuat Yılmazer de güvenlik ve istihbarat birimlerini suçladı.
Yılmazer, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nin "Trabzon’daki vahim gelişmeleri Trabzon’da adli birimlerle paylaşmadığı gibi İstanbul İstihbarat Müdürlüğü ile paylaşmadığını" iddia etti.
Trabzon Jandarma Komutanlığı'nın ise "cinayetle ilgili bilgileri gizlediğini, personelini cinayetten sonra yönlendirdiğini, yalan beyanda bulunmalarını sağladığını, görev raporlarını imha ettiğini ve operasyou engellediğini" söyledi.
"Koruma kararı almayan ve cinayet sonrası sahte tahkikat raporu düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün durumunun ortaya çıkmasına" rağmen "suçları işleyenin değil, benim aleyhime karar verilmiştir.” dedi.
'Darbeyle ilgisi varsa da ben bilmiyorum'
Akyürek “Tarafıma isnat edilen suçların tamamı iftiradır” diyen Akyürek, “Bunca uğradığım mağduriyete darbe suçunun eklenmesi adaletin durumunun göstergesidir" diye konuştu.
Akyürek, "16 yıl önce işlenen bu cinayetin darbeyle ilgisi varsa da ben bilmiyorum” diyerek beraatını istedi.
Sanıklardan Ahmet İskender ise “Yasin Hayal benim çocukluk arkadaşım. Diğer sanıklarla bir alakam yoktur. Benim FETÖ ile hiçbir bağlantım yoktur” dedi.
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Adem Sağlam dosya kapsamında 41 ay tutuklu bulunduğunu kaydederek tahliyesini talep etti.
Mahkeme hapiste geçirdiği süre dikkate alınarak Sağlam’ın tahliyesine karar verdi. Sağlam için yurtdışı çıkış yasağı uygulanacak ve karakola imza vermek şeklinde adli kontrol uygulanacak.
Duruşmanın sonunda 99,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Erhan Tuncel, söz alarak Yasin Hayal'in kendisinden az ceza aldığını hatırlattı ve, "Bu bir kurgu mu? Yoksa Yasin'i cezaevinden çıkarıp eylem mi yaptıracaklar?" diye sordu
Davanın bir sonraki duruşması 6 Aralık'ta görülecek.
İddianemede neler var?
Yeni davayla ilgili iddianamede, Yılmazer, Akyürek ve Sarı hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklar Öztürk ve Sağlam hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "İhmali davranışla kasten öldürme", "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Kasten öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ile 17 yıl 6 aydan 25 yıla kadar hapisleri isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında ise "Silahlı Terör Örgütü adına suç işleme" suçundan 2 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanıklar 14 Haziran'daki ilk duruşmada suçlamaları reddetmişti.