Haberler
BBC

İktidar ve muhalefet partileri, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşü için ne öneriyor, beklentiler ne?

Güncelleme:
Abone Ol

Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından, ülkenin yeni rejiminin nasıl şekilleneceği kadar, Türkiye'de resmi rakamlara göre 3 milyonun üzerindeki sığınmacıların geri dönüşü, en çok tartışılan konu başlıkları arasında.

Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından, ülkenin yeni rejiminin nasıl şekilleneceği kadar, Türkiye'de resmi rakamlara göre 3 milyonun üzerindeki sığınmacıların geri dönüşü, en çok tartışılan konu başlıkları arasında.

Esad'ın devrilmesini coşkuyla kutlayan Suriyeliler'den bazıları ülkelerine dönme hazırlığı yapsa da, şu anda kitlesel ve büyük bir dönüş söz konusu değil.

Türkiye'de uzun süredir Suriyeli sığınmacılar, siyasi partilerin de "göçmen, sığınmacı" politikalarının en önemli argümanı.

Bazı aşırı sağcı siyasi partilerin, "iktidara geldiklerinde Suriyelileri kapı dışarı edecekleri"ne dönük söylemleri, oya dönüşmese de toplumun büyük kesimi tarafından destekleniyor.

Peki, Suriye'de Esad rejiminin sona ermesinin ardından iktidar partisi, sığınmacıların "geri dönüşü" konusunda ne düşünüyor, muhalefet partileri hangi formülleri öneriyor?

Gerek AKP yöneticileri, gerekse muhalefet partilerinde ortak görüş, "çok kısa vadede, kitlesel bir geri dönüş beklenmemesi" yönünde.

AKP: Her evden bir kişi gider ama çok kısa vadede şu o olacak denemez

İktidar, Suriyelilerin geri dönüşü konusunda henüz net bir plan ortaya koymuş değil. Ancak, AKP kulislerinde farklı tahminler yapılıyor.

Muhalefet gibi iktidar kanadında da çok kısa sürede bir geri dönüş beklenmiyor. Ancak altyapı, güvenli siyasi ortam, ekonomik koşullar, yeni anayasa ve demokratik seçimlerin yapılacağı ortamın sağlanması halinde yüzde 50-60 gibi bir oranda dönüş sağlanacağı görüşü hakim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Suriyelilerin geri dönüşü konusunda, "hiçbir kışkırtmayı kabul etmeyeceklerini" belirterek, " Türkiye'nin insanlığa örnek misafirperverliğini birkaç vicdan yoksunu faşistin lekelemesine izin vermeyiz" demişti.

BBC Türkçe'ye konuşan ve ismini vermek istemeyen bir AKP yöneticisi, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bakanlık bünyesindeki Göç İdaresi'nin koordineli çalışma yürüttüğünü belirtiyor. Ama çok kısa vadede bir plan beklenmemesi gerektiğine de işaret ediyor:

"İlgili bakanlıkların koordinesinde bir çalışma yürüyor. Ama çok yakın zamanda, şu program dahilinde şu yapılacak diye bir şey çıkmaz. Çünkü Suriye'deki geçici hükümetin izleyeceği bir programı olacak."

Suriye'de yeni anayasaya göre Mart'tan sonra seçimlerin yapılması gerekeceğini belirten yönetici, "Sadece Türkiye değil, Ürdün, Lübnan gibi bölge ülkelerinin, Avrupa'ya giden göçmen statüsündekilerin geri dönüşü konusunda bir program dahilinde planlaması olacaktır" dedi.

"Doğal olarak orada her aileden birer ikişer kişi gidecektir. Çünkü orada evleri, ticarethaneleri, arsaları, akrabaları var. Orayı izleme, bir hak kaybına uğrayıp uğramadığına bakılacaktır. Ama yakın zamanda şu program dahilinde şu yapılacaktır diye bir şey çıkmaz."

İktidar kanadında, Suriyelilerin geri dönüşü konusunda, demokratik ve tüm kesimleri kapsayıcı bir yeni rejimin gönüllü geri dönüşü hızlandıracağı beklentisi dile getiriliyor.

Ayrıca iki ülke arasındaki ilişkilerin normale dönmesiyle, başta sınır illeri olmak üzere ticaretin canlanacağı ve sığınmacıların mali yükünün ortadan kalkmasının ekonomiyi de rahatlatacağı ifade ediliyor.

CHP'li Bakan: Belli bir süre içinde planlı dönüş sağlanmalı

CHP'nin gölge İçişleri Bakanı ve Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, iç savaştan kaçıp kitlesel olarak sınıra gelen Suriyelilere verilen geçici koruma statüsünün fiilen sona erdiğini ifade ediyor.

İçişleri Bakanlığı'nın "her gün 14-15 bin kişiyi gönderecek kapasitedeyiz" dediğine dikkat çeken Bakan, "Böyle bile olsa, geri dörüşleri en az 7 ay sürer. Yani demek ki birkaç ay içinde bunların gitme ihtimali yok" diyor.

Partisinin, aşırı sağcı bazı siyasi partiler gibi, "trenlere, otobüslere bindirip göndereceğiz, mancınıkla göndereceğiz" gibi bir yaklaşımı olmadığını ifade eden Bakan, iktidarın, belli bir takvim, planlama dahilinde geri dönüşü teşvik etmesi gerektiğine vurgu yapıyor ve ekliyor:

"Demeliler ki bize 'geçici koruma statüsü kalktı ancak bunlara örneğin bir yıl süre veriyoruz'. Ben örnek olarak söylüyorum, ama bu süreyi iktidar söylemeli.

"Mesela, eğitim süresi devam edenlerin eğitim süresi bittiğinde olabilir. İş kuranlara ayrı süre verebilir, çalışanlara ayrı bir süre verebilir. Ve bir takım teşvikler de yapması lazım. Yani Türkiye'de doğanlara bir takım teşvikler yapabilir, mesela vize kolaylığı yapılabilir."

Dönüşü teşvik için "cebine bin euro koyup gönderelim" yaklaşımının doğru olmadığını anlatan Bakan, bir başka yanlış uygulamanın ise "trafik cezasını ödemedin" diye gitmek isteyenlerin çıkışlarına izin verilmemesi olduğunu anlatıyor.

CHP'li Bakan, insanların ülkelerine gidip yaşam koşullarının oluşup oluşmadığına bakmak isteyeceğini de belirterek, bu kişilere "geçici koruma izni iptal edilmeden" bir kereliğine çıkış izni verilmesi gerektiğini savunuyor:

"Geçici korumasının kaldırılacağını düşünen kişi de dönüp ailesini alamayacağı için sınırdan çıkmıyor. Yani izinli olarak bir kısmının gidip bir seferliğine dönmesini sağlamak lazım.

"Türkiye'nin örneğin bir yıl sonra çalışma izinleriniz iptal edilecek, ikamet tezkereleriniz iptal edilecek, çalışma muafiyetiniz kaldırılacak diye bir zaman koyması lazım. Ona göre buradaki işlerini, hayatlarını düzenleyip geri dönüşe başlamaları lazım.

"Eğer bu zamanlar konulmazsa bir 13 yıl daha sürer bu hikaye, hatta büyük bir çoğunluğu dönmeyebilir."

DEM Parti: Sığınmacılara sorulmalı, Avrupa'ya gitmek isteyenlere izin verilmeli

DEM Parti İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda Avrupa Güvenlik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi (AGİTPA) Göç ve Mülteci Alt Komisyonu Üyesi Özgül Saki, Suriye'de Esad rejimi sona erse de bir çok belirsizliğin olduğuna işaret ediyor.

Saki, tüm bölge halkını güvence altına alacak demokratik sistemin oluşması, insanların yaşamlarını sürdürecek sistem kurulana kadar zorunlu geri dönüş politikalarından uzak durulması gerektiği görüşünde.

Geri dönüşlerde Cenevre Sözleşmesi'nin "hiç kimsenin zorla geri gönderilemeyeceği" ilkesine dikkat çeken Saki, "gönüllü, onurlu, güvenli dönüş" koşullarının sağlanması gerektiğine vurgu yapıyor.

Geri dönüşün "uzun erimli" bir süreç olduğunu belirten Saki, partisinin önerilerini şöyle anlatıyor:

"Öncelikle hemen buradaki Suriyeli göçmenlerin geri gitmek isteyip istemediği konusunda fikirlerinin alınması lazım. Suriye'de, Orta Doğu'da ve Türkiye'de tabi ki barışın tesis edilmesi meselesinde bir takım adımların atılması gerekir.

"Burada kalmak isteyenler için de karşılıklı uyum politikası izlenmeli. Aynı zamanda AB ile de ilişkilerde bu geri kabul anlaşmasının kaldırılması ve oraya geçmek isteyenlere de Avrupa ülkelerinin sınırlarını açması gerekiyor."

Esad rejimi devrilse de henüz demokratik rejim inşası konusunda bir ışık olmadığını ifade eden Saki, HTŞ'nin ise hala BM tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanan bir yapı olduğuna dikkat çekiyor, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ün (Human Rights Whatch) bizzat alandan gözlemlerini içeren raporunu anımsatıyor:

"Raporda diyor ki Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) insan hakları sicili çok kötü. Cinsel şiddet, yargısız infaz, kadınlara yönelik şiddet, gasp, hırsızlık… Mesela 3 Kürt kadınını öldürdü SMO ve bu raporlara geçti. Bu kadınlar için, LGBTİ bireyler için, Hristiyanlar için çok büyük risk var. "

AGİTPA ile birlikte hem deprem bölgesi hem de bazı göçmen kamplarındaki izlenimlerini de aktaran Saki, koşulların son derece kötü olduğunu, 2011 yılından bu yana konteynerde kalan Suriyeliler olduğunu ifade ediyor.

Saki, Suriye'de demokratik bir yönetim sağlanana kadar Türkiye'deki sığınmacıların "geçici koruma statüsünün kaldırılmaması gerektiğini" de vurguluyor.

İYİ Partili Çömez: Kalmakta ısrar edenlere oturum izni verilmemeli

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 10 Aralık'ta Meclis'te bütçe görüşmelerinde, Suriyelilerin geri dönüşünü sağlamak için, 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmesi, 1 Temmuz itibarıyla da Suriyeli sığınmacılara sağlanan "geçici koruma statüsü"nün iptal edilmesini istedi.

BBC Türkçe'ye konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez de sığınmacıların geri dönüşü için, iktidarın gerçekçi ve kalıcı bir plan ortaya koyması gerektiğini dile getiriyor.

Çömez, geçici koruma statüsünün iptali seçeneğinin yanı sıra, AB ülkelerinden geri kabul anlaşması ile Türkiye'ye gelme olasılığı olan sığınmacıların önüne geçilmesi için "geri kabul" anlaşmasından çıkılmasını öneriyor.

Gidecek olan Suriyelilere gereken kolaylık ve desteğin sağlanması gerektiğini belirten Çömez, "Burada kalmak için ısrarcı olanlara kesin olarak oturum verilmeyeceği ifade edilmelidir" diyor.

Türkiye'den henüz anlamlı bir geri dönüş olmadığına, hatta sınır kapılarında bayramlarda yaşanan yoğunluğun bile olmadığına işaret eden Çömez, iktidarın vakit kaybetmeden, örneğin 3 ay içinde bir eylem planı ortaya koyması gerektiğini vurguluyor.

Çömez, 13 yıl sonra Esad rejiminin yıkılmasının ardından iktidar kanadından yayılan "politikamızda haklı çıktık, adam kazandı" yorumlarına ise mesafeli:

"Kucağımızda 10 milyon sığınmacı bulduk, bunlara milyarlarca dolar harcadık; içlerinde hangi unsurlar var, ne tür riskler var bunu henüz bilmiyoruz.

"Öte yandan sınırımızda iki yapı var, biri PKK uzantısı, diğeri radikal unsurlardan devşirilmiş bir yapı. Bunlar ilerleyen dönemde ne tür riskler getirecek, kestirmek mümkün değil. Şimdi Erdoğan sevinç naraları atabilir ama realite öyle değil."

BBC

Uluslararası İlişkiler Savaş ve Çatışma İnsan Hakları Türkiye Ekonomi Suriye Dünya Savaş ve Çatışma İnsan Hakları Uluslararası İlişkiler Dünya Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title