Irak'ta protestolar: Kimliği belirsiz kişiler göstericilere ateş açtı, ordu asker konuşlandırma...
Irak ordusu, başkent Bağdat'ta Cuma akşamı kimliği belirlenemeyen kişilerin hükümet karşıtı göstericilerin üzerine ateş açmasının ardından, göstericileri korumak için kente asker konuşlandıracağını açıkladı.
Irak ordusu, başkent Bağdat'ta Cuma akşamı kimliği belirlenemeyen kişilerin hükümet karşıtı protesto gösterilerine saldırısının ardından, göstericileri korumak için kente asker konuşlandıracağını açıkladı.
2 aydır süren protesto gösterilerinin merkezi olan Tahrir Meydanı'nda toplanan kalabalığa ateş açılması ve bıçaklama vakaları neticesinde 3'ü polis memuru olmak üzere en az 19 kişi hayatını kaybetti.
Yetkililer, 70 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Başbakan Adil Abdülmehdi, ülkenin dört bir yanındaki protestoların ardından 29 Kasım'da istifa ettiğini duyurmuştu.
Haber ajansları, şiddet olaylarının, protesto gösterilerinin başladığı Ekim ayından beri en kanlı olaylardan biri olduğunu kaydediyor.
Güvenlik güçleri, göstericilere saldıran kişilerin kimliklerini belirleyemediklerini açıkladılar.
Irak'ta güvenlik güçlerinin sert şekilde müdahale ettiği protestolarda şimdiye kadar 400'den fazla gösterici hayatını kaybetti. Onlarca güvenlik görevlisinin de protestolarda yaşamını yitirdiği bildiriliyor.
Abdülmehdi'nin istifasının ardından yeni başbakanın belirlenmesi için çalışmalar başladı.
Abdülmehdi'nin istifasında etkili olan Şii din adamı Ayetullah Ali Sistani Cuma günü, İran'ı kastederek, ülkenin yeni başbakanı seçilirken dış müdahalenin olmaması gerektiğini söyledi.
Sistani, başta ABD olmak üzere İran da dahil küresel ve bölgesel güçlerin Irak politikası üzerinde etkin rol oynamasına karşı çıkıyor.
Sistani'nin açıklamaları, üst düzey bir İranlı komutanın, Şii İran'ın çıkarlarına uygun bir hükümet kurulması için Bağdat'ta görüşmeler yürüttüğü haberleri üzerine geldi.
Irak'taki en önemli Şii dini lider olan Sistani, barışçıl protestoculara müdahaleyi eleştirmiş, protestoculara da şiddet olaylarına başvurmamaları çağrısında bulunmuştu.
Tahran'ın görevde kalmaya devam etmesi için çabaladığı bilinen Abdülmehdi'nin istifası, İran'a bir darbe olarak yorumlanıyor.
Ülkede protestolar 1 Ekim'de işsizlik, yolsuzluk ve yetersiz kamu hizmetlerinden dolayı hükümete istifa çağrısıyla başlamış; göstericilerin öfkesi zaman içerisinde ülkenin iç işlerine karışmakla suçladıkları İran'a yönelmişti.
ABD Iraklı yetkililere yaptırım uygulamaya başladı
Washington, Cuma günü bazı İran destekli Iraklı milis liderlerine, protestocuların ölümlerinde rol oynadıkları gerekçesiyle yaptırım uygulama kararı aldı.
Yaptırımların, İran destekli Asaib Ehli'l Hak Örgütü lideri Kays el-Hazali, kardeşi Leys el-Hazali ve örgütün diğer bir liderini kapsadığı belirtildi.
Hazine Bakanlığı'nın açıklamasında, 3 milis liderinin "barışçıl protestoculara ateş açtığı, onlarca masum sivili öldürdüğü" ifadeleri yer aldı.
Yaptırımların Haşdi Şabi Emniyet Müdürü Hüseyin Falih el Lami'yi de kapsadığı belirtildi.
Reuters geçen ay Ebu Zeynep lakabıyla tanınan Lami'nin, protestoculara ateş açılması emrini verdiğini bildirmişti.
İngiltere merkezli haber ajansı daha önce, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin Abdülmehdi'nin istifasını engellemek için Ekim ayında ülkede görüşmeler yürüttüğünü yazmıştı.
Süleymani'nin bu hafta içerisinde yine Bağdat'ta olduğu öne sürüldü.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Irak'ta yeni kurulacak hükümete müdahale edeceği tahminini dile getirdi. Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu Bölümü'nden Genel Sekreter Yardımcısı David Schenker, "Bize göre, yabancı terörist liderler, askeri liderler, Irak'ın bir sonraki başbakanını belirlemek için Iraklı siyasi liderlerle görüşmemeli" dedi.
Ülkede yeni bir hükümet kurulana kadar Abdülmehdi görevini sürdürecek.
Cumhurbaşkanı Berham Salih'in 16 Aralık'a kadar hükümeti kurmak üzere yeni bir başbakanı görevlendirmesi gerekiyor.
Iraklı yetkililer gelecek yıl genel seçimlere gidileceğini söylüyor ancak protestocular, yeni bir seçim yasası ve şeffaf bir seçim komisyonu olmadığı müddetçe, yolsuzlukla suçladıkları siyasilerin gücü elinde tutmaya devam edeceğini savunuyor.