Haberler

İran'da Halk Sandık Başında

Güncelleme:
Abone Ol

İran halkı, hem Meclis hem de dini lideri seçme yetkisine sahip Uzmanlar Meclisi için sandık başına gidiyor.

İran, Tahran yönetiminin Batı ile nükleer anlaşmaya varmasının ardından ilk kez sandık başına gidiyor. İranlı seçmenler, hem yeni parlamentoyu seçmek hem de ülkenin yeni dini liderini belirleyecek olan Uzmanlar Meclisi'ni seçmek üzere sabahın erken saatlerinde sandık başına gitti.

55 MİLYON SEÇMEN OY KULLANIYOR

Yaklaşık 55 milyon seçmen, 4 yıl boyunca görev yapacak 290 milletvekillinin bulunduğu yeni parlamentoyu ve 8 yıl görev alacak 88 sandalyeli Uzmanlar Meclisi'ni belirlemek amacıyla oy kullanıyor. TSİ 06.30'da başlayan oy kullanma işleminin 20.00'de son bulması bekleniyor ancak yetkililer seçmenin oy verme merkezlerinde uzun kuyruklar oluşturması durumunda oy verme işleminin uzayabileceğini belirtiyor.

ÜÇ GRUP YARIŞIYOR

İran'da siyasal partiler var ama, seçimlere partiler katılmıyor, milletvekili olmak isteyenler bireysel ve kendi isimleri adına yarışıyor. Birbirine yakın düşünen adaylar, listeler oluşturuyor. Bu seçimlerde de daha önceki seçimlerde olduğu gibi, üç ana grup var. Ama bu grupların kendi içinde de görüş farklılıkları, tonları var. Gruplar arasında geçişkenlikler de yaşanıyor.

Her üç grup da, İran İslam Devrimi'nin ilkelerine bağlı olduklarını söylüyorlar. Ancak siyasal özgürlerin geliştirilmesi ve batıyla ilişkiler açısından farklı yaklaşımlara sahipler.

Reformistler: Batı, özellikle ABD ile ilişkilerin normalleşmesinden yanalar. Daha fazla siyasal özgürlük istiyorlar. Basın özgürlüğüne önem veriyorlar. Bu grubun önemli isimleri arasında eski cumhurbaşkanlarından Muhammed Hatemi var.

Muhafazakarlar: Batı ve ABD ile ilişkilere mesafeli bakıyorlar. Kültürel değerlerin öneminin altını çiziyorlar. Sistemle iyi entegre olmuş din adamları, Devrim Muhafızları ve geleneksel ticaret sınıfı bu grubun içinde.

Pragmatistler: Batı ile ilişkilere karşı değiller ama reformistler kadar da önem vermiyorlar. Sosyal reformlardan yanalar ancak kontrollü bir serbestlik savunuyorlar. Fakat muhafazakârlardan farklı olarak, devleti ideolojik nedenlerle ve katı duruşla zora sokmamak gerektiğini düşünüyorlar. Şimdiki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bu gruptan. Ayrıca Meclis Başkanı Ali Laricani de eskiden muhafazakârlarla birlikte anılmakla birlikte şimdi pragmatistlerle hareket ediyor. Pragmatistlere 'ılımlılar' da deniliyor.

RUHANİ'NİN TERCİHİ

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden ve düşünce kuruluşu ORSAM'ın danışmanlarından Bayram Sinkaya, Ruhani'nin pragmatist olmakla birlikte geleneksel muhafazakârlara daha yakın olduğuna işaret ediyor:

"Ruhani'nin güç olduğu iki taban var. Birisi reformistler diğeri de geleneksel muhafazakârlar. Ancak bazı reformcuların neredeyse sistemi sorgulayan tavırları, Ruhani'nin itibarına zarar vermiyor da değil. Bu durum, geleneksel muhafazakarların bir kısmının Ruhani'den uzaklaşmasına da neden oluyor. Ancak seçmenin Ruhani'ye destek veren adayları destekleyeceğini düşünüyorum."


Zaten Ruhani'yi destekleyen adaylar da bu seçimlere 'ikinci adım' diyorlar çünkü onlara göre birinci adım Ruhani'nin Cumhurbaşkanı seçilmesiydi.

Sinkaya, Dini lider Hameney ile Cumhurbaşkanı Ruhani arasında bir uyum olduğunu hatırlatıyor, "Hameney, desteğini çekerse, geleneksel muhafazakârlar da Ruhani'den desteğini çeker" diyor.

Ancak İran'nın karmaşık ve dini liderin denetimi altındaki sistem Anayasal olarak Meclis'i güçlü kılsa da, uygulamada pek öyle değil. Sistemin kendi sigortaları ve yaklaşımı var.
Sinkaya da, sistemin siyasetin sağa sola çok savrulmadan kontrollü bir biçimde devamından yana olduğuna işaret ediyor. Dini lider Hameney de, halka çağrı yaparak, "Batı'yı sevindirecek adaylara oy vermeyin" mesajı vermişti.

Zaten bu da çok mümkün değil, zira adaylar seçimlere katılabilmek için Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayını almak zorunda. Bu seneki Meclis seçimlerinde aday olmak için başvuran 1200'den fazla adayın yarısı elenmişti.

Dört yılda bir yapılan Meclis seçimlerinde şu anda muhafazakârların ağırlıkta olmasının bir nedeni de bu, pragmatist ve reformcu adayların önemli bir kısmına onay verilmemiş, reformistler de bir önceki seçimleri boykot etmişti. Seçimlere katılım da düşmüştü.

MUHAFAZAKARLAR KAZANIRSA

Sinkaya'ya göre sistemin işleyişinde dini liderin ağırlıklı rolü nedeniyle, dış politikada kim kazanırsa kazansın, çok büyük değişiklikler beklememek gerek.

Beklenildiği gibi reformistler ve pragmatistler kazanırsa, yabancı sermayenin ülkeye kontrollü girişini sağlamak için gereken reformlar yapılabilir, uzun süreden beri gündemde olan ama başarılı bir biçimde yapılamayan özelleştirmeler gerçekleştirilebilir ve temel tüketim maddelerindeki sübvansiyonlar yeniden düzenlenebilir.

Sinkaya, muhafazakârların kazanması durumunda dış siyasette de Ruhani'nin 'elinin kolunun iyice bağlanması' söz konusu olabileceğine işaret ediyor. Bu durumda Ruhani ekonomi ve içi siyaset alanında da Meclis'in desteğini alamayacağı için neredeyse 'topal ördek' olmaya devam edecek.

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Kemal İnat da muhafazakârların kazanması durumunda İran'ın gerek Ortadoğu bölgesine gerekse Batılı ülkelere yönelik politikasını sertleştirmesi sonucunu doğuracağını düşünüyor.

İRAN'IN BÖLGE POLİTİKASI DEĞİŞİR Mİ?

Prof. İnat, ılımlı kanadın Batı ile her alanda çatışmanın İran'ın çıkarlarına zarar verdiğini fark ettiğini ve politika değişikliğine gittiklerini hatırlatıyor. Aynı durumun İran'ın Ortadoğu bölgesine yönelik politikalarında da yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna şu yanıtı veriyor:
"Bu ılımlı politikacıların Tahran'ın Ortadoğu bölgesine yönelik çatışmacı politikasının İran'ın çıkarlarına zarar verdiğini anlamalarına bağlı. Ancak Ruhani gibi ılımlı kanada mensup politikacıların seçimden başarılı çıkmaları durumunda daha yumuşak bir Ortadoğu politikası izleme fırsatına sahip olacaklarını ve bunu da kullanacaklarını ileri sürmek yanlış olmayacaktır."

UZMANLAR MECLİSİ SEÇİMLERİ DE ÖNEMLİ

İran halkı yalnızca Meclis için değil, Uzmanlar Meclisi için de oy kullanacak. Uzmanlar Meclisi çoğunluğu din adamından oluşan ve kadınların aday olamadığı 88 kişilik bir yapı. Temel göreviyse, ülkede yargıdan orduya, medyadan spora kadar her alanda son sözü söyleme yetkisine sahip dini lidere danışmanlık yapmak.

Fakat bu yapının asıl yetkisi dini lideri görevden alabilmesi ve dini lider öldüğünde yenisini seçmesi.

Ülkenin şimdiki dini lideri Ali Hamaney 76 yaşında ve hasta. Uzmanlar Meclisi'nin sekiz yıl görevde kalacağı düşünülürse, yeni dini lideri seçme olasılığının da yüksek olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Prof. Kemal İnat, dini lider olarak adlandırılan Velayet-i Fakih makamının İran sistemi için önemine dikkat çekiyor.

"İran siyasal sisteminde bu makamın ağırlığı düşünüldüğünde, yeni dini liderin Haşimi Rafsancani, Hasan Ruhani ya da Haşimi Şahrudi gibi Ilımlı kanattan sayılabilecek bir isim mi, yoksa Ahmed Cenneti, Muhammed Yezdi veya Muhammed Taki Misbah Yezdi gibi muhafazkâr kanada mensup bir kişi mi olacağı önemlidir. Ilımlı kanattan birinin Velayet-i Fakih makamına oturması bu ülkenin dış politikasında Hasan Ruhani'nin başlattığı dışa açılım politikasının devam edeceği ve özellikle de ekonomik alanda Batılı ülkelerle işbirliğinin artacağı anlamına gelecektir." (Kaynak: Al Jazeera)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Dünya

Tahran Dünya İran Dünya Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title