İtalya'da Faşist Selamı Verme Kararı Tartışma Yarattı
İtalya'da Yargıtay'ın faşist selamı verme eylemini ancak yasaklı Faşist Parti'yi yeniden kurma amacı taşıması halinde suç sayacağına dair kararı tartışmalara yol açtı. Neo-faşist örgüt Casapound ise kararı tarihi bir zafer olarak değerlendirdi.
Övgü Pınar | Roma
İtalya’da zaman zaman anma törenleri gibi etkinliklerde faşist selamı verilmesiyle ilgili Yargıtay’dan dün önemli bir karar çıktı.
Faşist selamı verdikleri gerekçesiyle sekiz kişi hakkında daha önce verilen mahkumiyet kararını bozan Yargıtay, bu eylemin ancak yasaklı Faşist Parti'yi yeniden kurma amacı taşıması halinde suç teşkil edeceğine hükmetti.
Söz konusu davada, 2016’da Milano’daki bir anma töreni sırasında bir grubun Roma selamı olarak da anılan faşist selamı vermesi görülüyordu.
Kapatılan neo-faşist İtalyan Sosyal Hareketi'nin (MSI) gençlik örgütüne bağlı Sergio Ramelli’nin 1975’te öldürülmesi anılırken faşist selamı verdikleri belirlenenler hakkında dava açılmıştı.
2020’de ilk mahkeme sanıkların beraatına karar verirken Temyiz Mahkemesi 2022’de sekiz kişiyi iki ay hapis ve 200 euro para cezasına çarptırmıştı.
Yargıtay dün açıkladığı kararında, Milano Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bu mahkumiyet kararlarını bozarak davanın yeniden görülmesine hükmetti.
Temyiz Mahkemesi sekiz sanığı, faşist selamı vererek nefret ve ayrımcılıkla ilgili Mancino yasasını ihlal etmekten suçlu bulmuştu.
Yargıtay ise davanın, faşizmi savunma suçunu getiren ve faşist gösterilerin düzenlenmesini yasaklayan Scelba kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Yargıtay’ın atıf yaptığı 1952 tarihli Scelba yasasının 5. maddesi, halka açık toplantılarda yasaklı Faşist Parti'nin veya Nazi örgütlerinin gösteri biçimlerini gerçekleştirenlere 3 yıla kadar hapis ve para cezaları öngörüyor.
Bu maddenin anayasanın güvence altına aldığı toplanma özgürlüğünü ihlal ettiği yönündeki itirazlar Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştı. Anayasa Mahkemesi 1958’de aldığı kararla, ancak faşist partinin yeniden inşasına hazırlık niteliğinde olması halinde bu gibi gösterilerin yasaklanabileceğine hükmetmişti.
Yargıtay’ın dün aldığı karar da bu çerçevede, Faşist Parti'yi yeniden kurma amacı taşımaması halinde, örneğin anma amacıyla yapılması durumunda, Roma selamının suç sayılmayacağı anlamına geldiği şeklinde yorumlanıyor.
Neo-faşist örgüt: Tarihi zafer
Neo-faşist örgüt Casapound mahkemenin kararını “tarihi bir zafer” diye kutladı.
Ansa haber ajansına konuşan Casapound sözcüsü, "Roma selamı vermeye devam edeceğiz" dedi.
Bugünkü ulusal gazetelerin birçoğunda da Yargıtay kararı baş sayfalarda yer aldı.
Corriere della Sera manşetinden "Roma selamı, faşist tehlike varsa suç" başlığını kullandı.
La Stampa, "Roma selamı suç değil, sadece aşırı sağ sevindi" manşetiyle çıktı.
Mahkeme kararının nüanslarına dikkat çeken Il Manifesto ise "Roma selamı suç. Bazen" diye yazdı.
Acca Larentia anması
İtalya’da faşist selamlı ve sloganlı gösteriler anma törenleri gibi etkinliklerde düzenli olarak görülse de son olarak ay başında Roma’da yapılan bir etkinlik dünya çapında dikkat çekmişti. 7 Ocak 1978’de öldürülen üç neo-faşist genç için yapılan anma töreninde yüzlerce kişinin faşist selamı verdiği anların görüntüsü infial yaratmıştı.
İçişleri Bakanı, saldırının düzenlendiği caddenin adıyla Acca Larentia Katliamı diye anılan cinayetlerin anmasına yaklaşık 1.000 kişinin katıldığını açıklamıştı.
Bu vakada en az 10 kişi hakkında soruşturma başlatıldı, yaklaşık 100 kişinin de kimliği tespit edildi.
Yargıtay’da dün karara bağlanan davanın savcısı, Acca Larentia vakasının 2016’da Milano’da yaşanandan farklı olduğunu vurguladı.
Yargıtay Başsavcısı Pietro Gaeta, "Faşist selamının bireylerin duyarlılığına zarar verdiği açık" dedi ancak bu eylemin "kamu düzenine somut bir tehlike oluşturduğunda" suç haline geldiğini savundu.
Muhalefetteki Demokratik Parti ise, faşizmin savunulmasıyla ilgili mevcut yasaların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu bağlamda hazırladıkları yasa teklifinin acilen kabul edilmesi çağrısı yaptı. Merkez-soldaki Demokratik Parti, Acca Larentia vakası sonrası "faşizmin savunulmasını ve neo-faşist olguları daha etkili biçimde bastırmak" amaçlı bir yasa tasarısı sunmuştu.