Katar'dan gelen görüntüler Necip Fazıl'ın sözlerini hatırlattı: Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul
Katar'daki ünlü bir et restoranı, yeni şubesini Dünya Kupası etkinlikleri dolayısıyla Doha'da açtı. Dünyanın bir köşesinde sefalet yaşanırken, açılıştan gelen ilk görüntüler Necip Fazıl Kısakürek'in Destan şiirindeki "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" sözlerini hatırlattı.
Katar'da Dünya Kupası heyecanı devam ediyor. Son olarak Katar'ın ünlü et restoranlarından biri yeni şubesini Dünya Kupası etkinlikleri dolayısıyla Doha'da açtı. Lamb Chef adlı restoranın açılıştan görüntüleri ise dikkat çekti. Görüntülerde müşterilerin eti elleriyle yediği görüldü.
AFRİKA ÜLKELERİNDEKİ SEFALET HATIRLATILDI
Görüntülerin sosyal medyada gündem olmasının ardından Afrika ülkelerinde özellikle çocukların yaşadığı sefalet hatırlatıldı. Söz konusu görüntüler akla ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek'in Destan şiirindeki "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" sözlerini de getirdi.
İşte Kısakürek'in o şiiri:
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu içimden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.