Koronavirüs: Grafiklerle dünyada salgına karşı alınan önlemler ve etkileri
Dünyada koronavirüs vakalarının sayısı 1,6 milyonu, virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu yaşamlarını yitirenlerin sayısı 98 bini aştı.
Dünyada koronavirüs vakalarının sayısı 1,6 milyonu, virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu yaşamlarını yitirenlerin sayısı 98 bini aştı. Salgının yayılmasını ve sağlık sistemlerini kilitlemesini engellemek için dünyanın dört bir yanında farklı önlemler alındı. Bu tedbirleri ve etkilerini grafiklerle derledik.
Kolombiya'da sokağa çıkmak vatandaşların kimlik numaralarındaki rakamlara göre düzenlenirken, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko fazla önlem almayarak votka içmenin ve saunaya gitmenin daha çok işe yarayacağını söyledi.
Birçok hükümet sosyal mesafe uygulamalarını devreye sokarken, çoğu yerde de ülke içi ulaşımın tamamen kısıtlandığını gördük.
2019'un sonunda virüs ilk Çin'de görüldüğünde bu önlemler kulağa çok katı gelebilirdi ancak salgının yayılmasının önlenememesi yüzünden ülkeler katı kurallar devreye sokmaya başladı.
100'den fazla ülkede Mart ayı sonu itibarıyla ulaşımın ve hareketliliğin kısmen ya da tamamen kısıtlandığını gördük.
Çoğu bölgede ilk vakalar görülmeye başlandıktan sonra öncesinde bu uygulamaları devreye sokan Asya ve Avrupa ülkelerinin aldıkları önlemler örnek teşkil etti.
Çin, vaka sayısının ve can kayıplarının sayısında düşüş yaşanmasının ardından aldığı bazı önlemleri gevşetti ancak ülkede hayat henüz normale dönmüş değil.
Çoğu ülke için de normal hayata ne zaman dönüleceği bilinmezliğini koruyor.
Uçuş riski
Virüs ilk ortaya çıktığında çoğu ülkenin aldığı ilk önlem Çin uçuşlarını kısıtlamak ya da tamamen kaldırmak oldu; ya da riskli yerlerden gelen yolcular karantinaya alındı.
11 Mart'ta Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsü pandemi ilan etmesiyle daha katı uygulamalara gidildi.
ABD Başkanı Donald Trump, 15 Mart'ta Avrupa Birliği'nden ABD'ye gelen bütün zorunlu olmayan uçuşları durduklarını açıkladı. Bir gün sonra da Avrupa Birliği, Schengen Bölgesi dışından gelen ziyaretçilere sınırlarını kapadığını duyurdu.
Mart ayı sonunda dünyanın en büyük havalimanlarında hava trafiğinin önemli ölçüde gerilediği görüldü. Mart ayının son haftasında geçen yılın aynı dönemine kıyasla hava trafiği yüzde 63 azaldı.
Londra'daki dünyanın en kalabalık havalimanlarından, yılda 80 milyon yolcu taşıyan Heathrow'da, herhangi bir döneme kıyasla günlük uçuşların sayısında 1000 kadar azalma görüldü.
Şehir içi ulaşım
Hem şehirler arası hem de şehir içlerinde trafik azaldı.
Ulaşım uygulaması Citymapper'ın verilerine göre Madrid, Paris, Londra ve New York'ta yaşayanlar, normal bir günün 10'da birinden daha az oranında şehir içi yolculuk gerçekleştirdi.
İtalya'nın Milano şehrinde ise normalin sadece yüzde 3'ü oranında seyahatin gerçekleştiği görüldü.
Aynı zamanda sadece kısıtlamalar uygulandığında değil, kısıtlamalar uygulanmadan da ulaşımın azaldı.
Mesela Brezilya'nın en büyük şehri Sao Paulo'da 24 Mart'ta seyahat kısıtlamaları devreye girse de bu tarihten daha önce ulaşımın azaldığı görüldü.
Hatta resmi olarak kısıtlama uygulanmayan şehirlerde ve ülkelerde de ulaşımın azaldığı görülüyor.
İsveç'te resmi olarak uygulanan bir kısıtlama olmasa da başkent Stockholm'de hem yürüyüş hem de toplu ulaşım ile yapılan seyahatlerde Citymapper verilerine yüzde 70'lik düşüş yaşandı.
Stockholm'de toplu ulaşımı sağlayan şirketin yaptığı açıklamaya göre bu araçların kullanım oranı neredeyse yarı yarıya azaldı.
Resmi olarak kısıtlama uygulamayan Asya ülkeleri Hong Kong ve Singapur'da da ulaşım kullanımının azaldığı görüldü.
Güney Kore ise çok sayıda koronavirüs vakasına sahip olmasına rağmen diğer Avrupa ülkeleri gibi sınırlarını ve ulaşımı kapamaya gitmedi, daha çok yaygın teste ve sosyal mesafe kurallarına uyma uygulamasına gitti.
Konum teknolojisini kullanarak trafik sıkışıklığı verilerini inceleyen TomTom'a göre dünyanın en büyük şehirlerindeki caddeler resmi kısıtlamalar devreye girmeden boşalmaya başlamıştı.
Japonya'nın başkenti Tokyo'da resmi bir kısıtlama olmamasına rağmen, okulların Mart ayı başından beri kapalı olması ve turistlerin eksikliği trafiğin neden azaldığını açıklıyor.
Endonezya'nın başkenti Jakarta ile ABD'nin Los Angeles şehri ve Hindistan'ın Yeni Delhi kenti de trafiğin azaldığını gösteren şehirler arasında.
Aşağıda görülen trafik sıkışıklığı grafiği, bir şehirde hiç trafik olmadığı zamana kıyasla seyahat etmenin ne kadar sürdüğünü gösteriyor.
Örneğin eğer trafik varsa, olmayan bir döneme göre ulaşım süresinin yüzde 50 arttığı görülebiliyor.
Çin'de işlerin normale döndüğünü gösteren birtakım işaretler var. Başkent Pekin ve Şanghay'da trafiğin 2019 seviyelerine dönmeye başladığı görülebiliyor.
Aralık ayında koronavirüs salgınının ilk kez görüldüğü Vuhan kentinde ise trafiğin halen sıfır seviyesine yakın seyrettiği görülebiliyor.
Çevre
Kısıtlamaların en büyük olumlu etkilerinden biri dünya çapında hava kirliğinin azalması oldu.
Atmosferdeki NO2 seviyesi rüzgar hızı gibi çeşitli etmenlere bağlı olarak dalgalanır; bunu ölçmeye çalışan uyduların görevi ise bulutlarla engellenebilir.
Mart 2019'da Vuhan ve İtalya'da görülen farklılık bununla açıklanabilir.
Ancak buralarda kısıtlamalar çok daha uzun süredir uygulanmakta, o yüzden 2019 ve 2020 yılları arasında NO2 seviyesi açısından yapılan kıyas önemli gözüküyor.
İş yaşamı
Ülkelerin kısıtlamaya gitmesiyle beraber çalışanların işlerine nasıl devam ettiği de değişti; çoğu kişi evden çalışıyor.
Bu da video aramaların ve anlık mesajlaşmaların nasıl önemli ofis araçları haline dönüştüğünü gösteriyor.
New York, Paris, Londra ve Berlin'de kullanıcıların mesajlaşmaları üçte bir oranından daha fazla arttı.