Haberler
BBC

Ruanda, İngiltere'nin istemediği göçmenleri kabul etmeye hazır

Güncelleme:
Abone Ol

Ruanda'nın başkenti Kigali'deki Hope Hostel (Umut Pansiyonu) neredeyse iki yıldır Britanya'nın istemediği göçmenleri kabul etmeye hazır bir şekilde bekliyor. İngiltere Parlamentosu'nun , Ruanda hükümeti bu odaları birkaç hafta içinde doldurmak istiyor. Doğu Afrika ülkesi Ruanda, sığınmacıların sınır dışı edilmesine ilişkin tartışmalı plan konusunda İngiltere'deki yasal çekişmeleri büyük ölçüde geride durup izledi.

Ruanda'nın başkenti Kigali'deki Hope Hostel (Umut Pansiyonu) neredeyse iki yıldır Britanya'nın istemediği göçmenleri kabul etmeye hazır bir şekilde bekliyor.

İngiltere Parlamentosu'nun , Ruanda hükümeti bu odaları birkaç hafta içinde doldurmak istiyor.

Doğu Afrika ülkesi Ruanda, sığınmacıların sınır dışı edilmesine ilişkin tartışmalı plan konusunda İngiltere'deki yasal çekişmeleri büyük ölçüde geride durup izledi.

İngiltere mahkemeleri, buraya gönderilen sığınmacılar için daha fazla koruma talep ederek Kigali'nin insan hakları sicilini mercek altına aldı.

Ruanda ise Haziran 2022'den bu yana sığınmacıların gelişi için hazırlık yapıyor.

Ismael Bakina bize Kigali'de müdürü olduğu pansiyonu gezdirdi. Yatak odaları özenle düzenlenmiş, seccade ve banyo malzemeleri gibi ayrıntılar düşünülmüş.

Bahçıvanlar, bir futbol sahası ve basketbol sahasına sahip yemyeşil arazinin çitlerini düzeltirken, aşçılar ve temizlikçiler de kendi işleriyle meşguller.

Göçmenlerin Ruanda'ya sığınma başvurularını işleme koymak için sandalye dizilmiş bir çadır da var. Başvuruları kabul edilmese bile oturma izni almaya hak kazanacaklar. Ya da başka bir ülkeye gidebilirler ama İngiltere'ye geri dönemezler.

Pansiyonun pencerelerinden Kigali'nin düzenli mahallelerinin inişli çıkışlı tepeleri görülüyor. Düzenli ve suçtan uzak sokaklarıyla güzel bir şehir. Ülkenin sloganı "Ruanda çalışıyor".

Yeni gelen sığınmacılardan bazıları burada iş arayabilir, ancak Ruanda'nın yeni işçilere ihtiyacı olup olmadığı konusunda farklı görüşler var.

Kigali'de bir restoran sahibi olan Emmanuel Kanimba, "Bunun ülke için ekonomik açıdan iyi olacağını düşünüyorum" diyor.

"İnsan sermayesi sağlayacaklar, mal ve hizmet üretecekler ve aynı zamanda tüketecekler. Ekonomimize getirebilecekleri yeni fikirler de var."

"Peki bu insanlara nerede iş bulacaksınız?" diye soruyor bir başkası. "Biz de mezun olduk ama iş bulamadık. Dışarıda iş arıyoruz."

İsminin açıklanmasını istemeyen bu kişi, hükümet politikasına karşı çıkan ve ülkedeki endişeleri yansıtan bir görüşü ifade ediyor.

Yetkililerin muhalefeti bastırdığına dair yaygın iddialar var. Eleştirenler arasında insan hakları kuruluşları muhalefet yer alıyor. Hatta 2021'de İngiltere Dışişleri Bakanlığı da olumsuz değerlendirmelerde bulunmuştu.

Bir zamanlar devlet güvenliğini tehdit etmek suçlamasıyla hapse atılan muhalif Victoire Ingabire, sığınmacılarla ilgili kötü bir anlaşma yapıldığı görüşünde.

"Onlar yoksulluk, savaş ve ülkelerindeki diktatörlükler yüzünden ülkelerinden kaçan insanlar. Aynı sorunlarla karşılaşacakları, kendilerini özgürce ifade edemeyecekleri, İngiltere'de aradıkları refaha sahip olamayacakları bir ülkeye gelecekler.

"İngiliz hükümetinin bu insanları neden Ruanda'ya göndermek istediğini anlamıyorum."

Ruanda hükümeti ise bunu şiddetle reddediyor.

Ülkede insan hakları ihlalleri olabileceğine dair gidermek üzere bir yasa çıkarıldı. Bu yasa, sığınmacıların kaçtıkları ülkelere geri gönderilmeyeceklerine dair garantiler de dahil olmak üzere sığınmacılara yönelik korumaları güçlendirmek için İngiltere ile yakın zamanda yapılan bir anlaşmanın onaylanmasını içeriyordu.

İngiltere ile yapılan anlaşmadan sorumlu üst düzey yetkili Doris Uwicyeza Picard'a göçmenlerin hükümeti eleştirip protesto gösterileri düzenleyip düzenleyemeyeceklerini sordum.

"Ulusal yasalarımız protesto hakkı konusunda çok açık, belirli koşullar altında korunuyor. Eğer yasalar çerçevesinde barışçıl bir şekilde protesto etmek istiyorlarsa, başımızın üstünde yerleri var" dedi, ancak şu eklemeyi de yaptı:

"Genel olarak mültecilerin siyasi faaliyetleriyle ilgili olarak, Mülteci Sözleşmesi tarafından kısıtlandıklarını unutmamalısınız."

Ruanda başka sığınmacılara da ev sahipliği yaptı ve Picard, onlara bakabildiklerinin kanıtı olarak başkentin güneyindeki bir transit merkezine işaret ediyor.

Bu kamp, Libya'da sıkışıp kalan ve Avrupa'ya gitmeye çalışan Afrikalıları barındıran ve Birleşmiş Milletler'in mülteci örgütü tarafından yönetiliyor.

Savunmasız insanlar için geçici bir sığınak ve Ruanda'ya yerleşmeyi tercih edebilirler. Kamp yöneticisi Fares Ruyumbu hiçbirinin yerleşmediğini söylüyor.

'Burada iş bulmam mümkün değil'

Güney Sudanlı Daniel Diew yaşadığı trajik olaylardan sonra burada olduğuna memnun. 11 kardeşi var ve ailesine bakabilmek için iş bulmak amacıyla köyünden ayrılmış.

Diew yedi kez Libya'dan İtalya'ya deniz yoluyla geçmeye çalışmış ve her seferinde hapse girip geri gönderilmiş. Şimdi de Kuzey Amerika'ya gitmek istiyor.

"Burada iş bulmam mümkün değil. Beş aydır buradayım ama ilk fırsatta Ruanda'dan çıkmak istiyorum" diyor.

Avrupa'ya ulaştıktan sonra buraya gönderilseydi ne hissedeceğini soruyorum.

Derin bir iç çekiyor ve böyle olmasın diye dua ettiğini söylüyor.

Transit merkezindeki göçmenler ve yeni gelecekler daha iyi bir gelecek arayışı içinde. Ruanda'nın onlar için dolambaçlı bir yol mu, çıkmaz sokak mı yoksa yeni bir yuva mı olacağını zaman gösterecek.

BBC

Britanya Hükümet Afrika Dünya Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title