Sri Lanka Saldırılarından Kurtulanlar: 'Her Yer Hâlâ Kan Kokuyor'
Dün Paskalya ayinleri sırasında Sri Lanka'daki kilise ve otellere yönelen ve 290 kişinin ölümüne yol açan saldırılardan kurtulanlar yaşanan paniği "Herkes koşuyordu ama bir çoğu nereye gittiğinin farkında bile değildi.
Sri Lanka'da 290 kişinin ölümüne yol açan dünkü saldırıların ardından, görgü tanıklarının anlatımlarıyla yaşananların ayrıntıları da belirginleşmeye başladı.
Saldırılar dün Paskalya bayramı kutlamaları yapılırken başkent Colombo ile batı sahilindeki Negombo ve doğudaki Batticaloa'da kiliseler ve otelleri hedef almıştı.
Saldırılar Sri Lankalı Hristiyan azınlık Paskalya bayramı nedeniyle kiliselerde yapılan ayinlere katılmaya hazırlanırken meydana geldi.
35 yıl süren kanlı bir iç savaştan sonra on yıllık bir görece sükunet döneminin yaşandığı Sri Lanka'da dünkü saldırılar eski korkuları canlandırdı. Dilip Fernando Dilip Fernando dün sahil kenti Negombo'daki St Sebastian kilisesine gittiğinde içerisinin çok kalabalık olduğunu gördü ve başka bir yere gitmeye karar verdi.
Bu karar muhtemelen onun ve ailesinin hayatını kurtardı. Ailesiyle kiliseden uzaklaştıktan kısa süre sonra içerde patlayan bomba onlarca kişinin ölümüne yol açmıştı.
66 yaşında bir emekli olan Fernando "Dün sabah eşimle beraber kiliseye geldiğimizde saat 7.30'du. Fakat içerisi çok kalabalıktı. Ayakta izlemek istemediğim için başka bir kiliseye gitmeye karar verdim" diye anlatıyor.
Fakat Fernando'nun iki torunu da dahil akrabalarından yedi kişi orada kalıp ayini kilisenin avlusunda oturarak izlemeye karar vermişler.
İşte o sırada bombalı saldırgan olduğunu düşündükleri bir adam görmüşler.
"Ayinin sonlarına doğru genç bir adamın ağır bir çantayla kiliseye girdiğini görmüşler. Geçerken torunumun başını okşamış."
Aile, adamın ayin biterken kalabalık kiliseye neden girdiğini anlayamamış.
Bu kişinin 30 yaşlarında "masum yüzlü ve çok genç görünen biri" olduğunu anlatıyorlar.
Korkmuş ya da heyecanlı bir hali de olmadığını, çok sakin göründüğünü söylüyorlar.
Adam içeri girdikten kısa süre sonra patlama olmuş. Fernando'nun ailesi korku içinde kaçmış ve büyük bir şans eseri aralarından yaralanan ya da ölen olmamış. Julian Emmanuel
Julian Emmanuel 48 yaşında bir doktor. Sri Lanka'da doğup büyümüş ama şu anda eşi ve çocukları ile İngiltere'de yaşıyor. Bu hafta akrabalarını ziyaret etmek üzere Colombo'ya gitmişler.
Bombalardan biri patladığında Colombo'nun Cinnamon Grand Otelindeki odalarında, uykudan fırladıklarını anlatıyor.
"Büyük bir patlama odamızı salladığında sanırım saat 8.30 civarındaydı. Otelin girişine toplanmamız istendi, oradan da arka çıkıştan binayı tahliye ettik. O sırada bazı yaralıların hastaneye götürüldüğünü gördük. Otel de hasar görmüştü. Restoranlardan biri tamamen tahrip olmuş."
"Biz de annem ve yeğenimle kiliseye gidecektik ama bütün ayinler iptal edildi. Olanlar yüzünden ülkenin hiç bir yerinde Paskalya ayini yapılamadı."
Sinhal ağırlıklı iktidar ile bağımsızlıkçı Tamiller arasında 35 yıl süren kanlı bir iç savaşın yaşandığı ülkede büyümüş olan doktor Emmanuel "Sri Lanka'da 18 yıl yaşadım. O yıllarda çok büyük etnik çatışmaya tanık oldum. Ama 11 ve 7 yaşındaki çocuklarım, eşim bunları görmedi. Onlar bu durumu çok daha zor yaşıyor" diyor ve ekliyor:
"Sri Lanka'da şiddeti geride bıraktık sanıyordum. Geri gelişini görmek çok acı." Usman Ali
Usman Ali Colombo'da yaşıyor. Evinin yakınlarındaki Katolik kilisesinden cemaatin alelacele tahliye edildiğini görünce, kötü bir şey olduğunu anlamkış.
Evden kentin ana hastanesine giden yol birden bire ambulanslarla dolmuş. Sosyal medyaya girdiğinde #LKA - Lanka etiketini görüp bakmış ve hemen neler olduğunu öğrenmiş.
Korkunç görüntülerin yanısıra sosyal medyada kan bağışı çağrıları yapıldığını görüp hemen bağışta bulunmaya koşmuş.
Usman Ali kan vermeye gittiğinde büyük bir kalabalıkla karşılaşmış.
"Yollarda büyük bir kalabalık vardı ve kan merkezine gitmeye çalışan insanların araçları her yeri kaplamıştı. Şu anda kan vermek isteyenlerin adını, kan grubunu ve telefon numarasını alıyorlar ve ihtiyaç halinde daha sonra onlara geri dönüleceğini söylüyorlar."
Bu çabuklaştırıcı yönteme rağmen kan merkezi çevresinde hala dev kuyruklar var.
Bağış kuyruğunda kuvvetli bir dayanışma havası hakim.
Usman Ali "Herkesin tek bir amacı var, o da patlamanın kurbanlarına yardım etmek. Hangi dinden ya da ırktan olurlarsa olsunlar. Herkes birbirine formları doldurması için yardım ediyor" diyor ve dehşetini gizlemiyor:
"Bu saldırı nereden geldi bilmiyorum. Allah bizi korusun."
Kieran Arasaratnam
Kieran Arasaratnam, Londra'daki Imperial College İşletmecilik Fakültesi'nde profesör. O da patlamalardan birinde bir restoranı tahrip olan Shangri-La otelinde kalıyor.
Bundan 30 yıl önce mülteci bir ailenin çocuğu olarak İngiltere'ye göçen Arasaratnam, sosyal bir projenin başlatılmasına katkıda bulunmak üzere ülkesine geri dönmüş. Patlamayı duyduğunda odasındaymış. "Gök gürültüsü gibiydi" diyor.
18. kattaki odasından canını kurtarmak için aşağıya doğru koşmaya başlamış. "Herkes panik halindeydi. Tam bir kaos yaşanıyordu" diyor.
"Sağdaki bir odaya baktım. Her yer kan içindeydi" diye sürdürüyor.
"Herkes koşuyordu ama bir çoğu nereye gittiğinin farkında bile değildi. Giysileri kanlı insanlar vardı. Birinin küçük bir kızı ambulansa taşıdığını gördüm. Duvarlar, yerler kanlıydı.
41 yaşındaki profesör kahvaltıya biraz gecikmeseydi kendisinin de patlamanın olduğu restoranda olacağını hatırlayıp ürperiyor.
Aslında 8.45'de odasından çıkmış ama banka kartını odada bıraktığını hatırlayıp geri dönmüş, perdeleri açmış, oyalanırken patlamayı duymuş.
Şu anda patlama sonrası oluşturulan bir barınakta kalan Arasaratnam "Her yer kan kokuyor" diyor ve hala yaralı insanların kaybolan yakınlarını aradığını anlatıyor.
"Kucaklarda yaralı çocuklar taşındığını görmek çok korkunç. Bu ülkeyi 30 yıl önce bir mülteci olarak terketmiştim. Bir daha bu manzaralarla karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi."