Suriye'deki Gizli Gözaltı Merkezleri ve İşkence Belgeleri Ortaya Çıktı
BBC Arapça Muhabiri Feras Kilani, Suriye Devlet Güvenlik biriminin bodrum katında gizli tutulan gözaltı merkezlerini ziyaret etti. Buradaki belgeler, eski rejimin muhaliflerini hedef alarak uyguladığı işkence ve kaybolma olaylarının boyutunu gözler önüne seriyor.
BBC Arapça Muhabiri Feras Kilani, Suriyelilerin gözaltına alınıp, işkencelerden geçirildiği, eski rejimin yeraltındaki gizli bir bölümüne girdi. Bu, dışarıdan çok az kişinin girmeyi başardığı bir dünya.
Suriye Devlet Güvenlik birimi karargahının bodrum katında, ülkenin acımasız lider kadrosunu on yıllar boyunca iktidarda tutan gizli istihbarat ağının korkutucu bir kesimini bulduk.
Her birinde kalın çelik kapılar bulunan, gözaltına alınanların konulduğu, sıra sıra küçük hücreler vardı.
Buraya gelen tek ışık, duvarların üst kısımlarındaki ızgaralardan sızabilen güneş ışınlarıydı.
Gözaltındakiler, sorgulanır ve işkenceden geçirilirken bu hücrelerde aylarca tutulabiliyordu.
İstihbarat karargahının bulunduğu Şam'ın merkezindeki yoğun Kafr Sousa mahallesinde, cadde seviyesinin hemen altındalardı.
Her gün, binlerce sıradan Suriyeli, vatandaşlarının gözaltında tutulup, işkence gördüğü yerden sadece birkaç metre uzaklıkta, günlük yaşamlarını sürdürüyordu.
Bir koridorda, devrik başkanın parçalanmış resimleriyle birlikte, ülkenin istihbarat kuruluşlarının milyonlarca kişiyi gözlemlemek için kullandığı dosya yığınları vardı.
Mahkumlar burada geçici olarak tutulduktan sonra, başkentin dışındaki Saydnaya Hapishanesi gibi daha uzun dönemli gözetim merkezlerine götürülüyordu.
Bu, eski Suriye yönetiminin elindeki dev ağın sadece bir parçasıydı.
Bağımsız gözlem grubu Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) 2001'de Esad'a karşı başlayan isyandan geçen Temmuz ayına kadarki sürede ülkenin hapishanelerindeki 15.102 işkence sonucu ölümü kayıtlara geçirdi.
Kuruluşun Ağustos ayındaki tahminine göre 130 binden fazla kişi ya tutuklanmıştı ya da zorla gözaltında tutuluyordu.
Uluslararası Af Örgütü, eski Suriye hükümetinin on yıllar boyunca muhalefeti bastırmak için işkence ve zorla ortadan kaybetmeyi kullandığını söylüyor. Suriye istihbaratını da "hesap sorulamaz" diye tanımlıyor.
Devlet Güvenlik karargahından birkaç yüz metre yürüyerek, ülkenin istihbarat kuruluşlarından bir diğeri olan Genel İstihbarat Direktörlüğüne ulaşıyoruz.
Esad yönetimi karşıtları, bu kurumun insanların günlük yaşamlarının her ayrıntısı konusunda casusluk yapanlardan biri olduğunu söylüyor.
İçeride bir bilgisayar odası buluyoruz. Yerler ve duvarlar beyaz ve sıra sıra dizilmiş veri depolama cihazları sessizce çalışıyor.
Şam'ın büyük bölümünde elektrik kesik, ancak bu tesis o kadar önemli görülüyor ki, kendi elektrik kaynağı var.
Dijital sistemlere karşın, dev sayıda kağıt belge de var. Hepsi sağlam görünüyor.
Dosyalar, bir odanın duvarlarını kaplayan metal dolaplara konulmuş. Bir başka oda da yerden tavana kadar uzanan sıra sıra defterler yığılı.
Burada çalışanların, rejim çökerken kaçmadan önce herhangi bir şeyi yok etme şansları olmamış gibi görünüyor.
Kayıtlar yıllar öncesine gidiyor. Hiç bir şey yok edilmemiş. Hatta atılmış mermilerin kovanlarıyla dolu kutular bile buluyoruz.
Bir başka bölümde, havan topları ve mayınlar da dahil silahlar var.
Şam'ın kontrülünü ele geçiren militan İslamcı örgüt HTŞ'den bir savaşçı var yanımızda. Silahların neden burada olduğunu soruyorum.
Esad rejiminin Rusya'yal işbirliği sırasında "tüm devlet kuruluşlarının bir savaşmat için ve Suriye halkına baskı yapmak için bir karargaha dönüştürüldüğünü" söylüyor.
Genel İstihbarat Direktörlüğü'nde yer alan belge dağları ve bilgisayar kayıtları, gelecekte Suriye vatandaşlarının gözaltına alınıp, işkence yapılmasından sorumlu olanların soruşturulmasında önemli bir rol oynayabilir.
Ebu Muhammed el Colani diye de bilinen HTŞ lideri Ahmed el Şara, Reuters Haber Ajansı'nın yayımladığı yazlı açıklamasında, Esad yönetimi sırasında işkence ve mahkumların öldürülmesinden sorumlu olanların bulunacağını ve affın söz konusu olmadığını söyledi.
Şara Telegram'daki mesajında da "Onları Suriye'de takip edeceğiz ve adaletin yerini bulması için kaçanların da gittiği ülkelerden iadesini isteyeceğiz" dedi.
Ancak Suriye güvenlik ağının çökmesinin sonuçları, ülke sınırlarını da aşabilir.
Ürdün, Lübnan ve Irak ile de bağlantılı sayısız dosya bulduk.
Bu belgeler kamuoyuna açıklanır ve bu ülkelerdeki önemli kişilerle Esad'ın güvenlik kurumları arasındaki ilişkileri ifşa ederse, tüm bir bölge şoke olabilir.