Haberler
BBC

Türkiye Suriye'de IŞİD'le mücadeleye nasıl bakıyor, ABD'ye ne öneriyor?

Güncelleme:
Abone Ol

ABD ve diğer Batılı ülkeler, Türkiye'nin tepkisine rağmen, Suriye'de IŞİD'e karşı YPG’nin etkin olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile askeri iş birliğinin devamından yanalar.

Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin Suriye'de yeni başlayan döneme ilişkin en önemli kaygıları, IŞİD'in bu süreçten yararlanması ve yeniden güçlenip şiddet eylemlerine başlaması.

Bu nedenle, Türkiye'nin sert tepkisine karşın, ana omurgasını Halk Savunma Birlikleri'nin ( Ypg ) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile askeri iş birliğinin devamından yanalar.

Ankara'dan son dönemde yapılan açıklamalar, IŞİD ile mücadele ve mevcut tutukluların gözetimi konusunda Türkiye ve Şam'daki yeni liderliğin sorumluluk üstlenmesine ilişkin yeni önerilerin masada olduğuna işaret ediyor.

Ankara'nın beklentisi, bu önerinin 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan Donald Trump yönetimince kabul görmesi.

2011'de başlayan Suriye iç savaşının en önemli sonuçlarından biri olan IŞİD, 2013-2019 arasında Irak ve Suriye'de önemli bir toprak parçasını kontrol etmiş ve özellikle Batı ülkelerinde kitlesel terör eylemleri gerçekleştirmişti.

ABD liderliğinde kurulan IŞİD karşıtı koalisyon ve YPG tarafından yürütülen mücadele, radikal İslamcı grubun 2019'dan itibaren güç kaybetmeye başlamasına yol açmıştı.

Suriye'deki kapasitesini büyük ölçüde yitiren örgütün özellikle Afrika'da yeniden güçlenme arayışında olduğu, uluslararası basına yansıyan raporlarda yer alıyor. Suriye ve Irak'ta hala uyuyan hücrelerin olduğu, uygun ortam bulmaları halinde harekete geçebilecekleri de aynı raporlarda belirtiliyor.

Başka bir kaygı ise YPG'nin kontrolündeki cezaevlerinde tutulan ve sayıları 10.000'i bulan IŞİD üyelerinin bölgede yaşanabilecek gerilimlerden faydalanarak kaçmaları ya da serbest bırakılmaları.

Aynı şekilde, IŞİD üyelerinin ailelerinin tutulduğu kamplarda bulunan çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 40.000'e yakın kişinin akıbeti de kaygı unsuru olarak görülüyor.

Türkiye, bu tutukevlerinde ve kamplarda bulunan IŞİD üyeleri ve ailelerinin vatandaşı oldukları ülkeler tarafından alınmaları gerektiğini vurguluyor. Avrupalı ülkeler güvenlik gerekçesiyle vatandaşlarını kabul etmeye yanaşmıyor.

8 Aralık'ta Esad yönetiminin devrilmesiyle Suriye'de başlayan yeni dönemle ilgili üzerinde en çok tartışılan konuların başında IŞİD ile mücadelenin nasıl etkileneceği ve tutukluların akıbetinin ne olacağı konusu geliyor.

Erdoğan'dan bakanlara IŞİD talimatı

Türkiye, IŞİD ile mücadele eden YPG'yi de "terör örgütü" olarak görüyor. ABD'nin bu örgütle 2014'ten bu yana sürdürdüğü iş birliğini sonlandırmasını isteyen Türkiye, Esad yönetiminin devrilmesiyle başlayan yeni dönemin bu konuda bir adım atılması için fırsat oluşturduğunu düşünüyor.

IŞİD ile mücadelenin sekteye uğramaması ve Batılı ülkelerin kaygılarının giderilmesi için süreci yönetme konusunda istekli olduğunu vurguluyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Ocak'ta verdiği bir röportajda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın IŞİD ile ilgili konularda Türkiye'nin neler yapabileceğinin araştırılması için kendisine ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e talimat verdiğini kaydetti.

'ABD Türkiye'nin önerisine sessiz kaldı'

Savunma Bakanı ve diğer ilgili kurumlarla gerekli çalışmaların yapıldığını kaydeden Fidan, hem IŞİD ile mücadele hem de mevcut cezaevleri ve kampların gözetimi konusunda Ankara'nın hazır olduğunu söyledi.

Bu kapsamda, Şam'daki yeni yönetimin de devreye girebileceğini kaydeden Bakan Fidan, Esad'ı devirerek iktidara gelen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün geçmişte IŞİD ile mücadele ettiğini de anımsattı.

Savunma Bakanı Güler de Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, iş birliği konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazır olduğunu kaydetti ve şu ifadeleri kullandı:

"ABD'ye 'Terör örgütü PKK/YPG ile hareket etmeyi bırakın. Görevlendireceğimiz 3 komando tugayı ile DEAŞ'a karşı birlikte mücadele edelim' dedik. Hatta onlara binlerce DEAŞ'lı teröristin ve ailelerinin tutulduğu El-Hol kampının kontrolünü sağlayabileceğimizi ilettik."

Ancak Bakan Güler, Ankara'nın bu önerisine ABD'nin sessiz kaldığını ve YPG ile çalışmaya devam etmeyi tercih ettiğini kaydetti.

ABD ve Batı, Türkiye'nin önerisine sıcak bakmıyor

ABD başta olmak üzere önde gelen Batılı ülkeler, Türkiye'nin önerisine sıcak bakmıyorlar. Diplomatik kaynaklara göre bunun üç nedeni bulunuyor.

Birincisi, Türkiye'nin işin içinde olmasına karşın Şam'da kurulan yeni liderliğin henüz böyle bir mücadele için güvenilir bir ortak olup olmayacağının belli olmaması. İkinci neden ise YPG'ye son 10 yılda yapılan siyasi ve askeri yatırımın IŞİD'e karşı etkin bir mücadele yaratmış olması ve bunun bu aşamada göz ardı edilmek istenmemesi.

Kaynaklara göre üçüncü bir neden ise ABD ve Batı'da Suriyeli Kürtlerin temsilcisi olarak görülen YPG'nin kendi kaderine terk edilmek istenmemesi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 6 Ocak'ta yaptığı bir konuşmada Suriyeli Kürtlerden "özgürlük savaşçıları" olarak bahsetmesi ve Fransa'nın onları yalnız bırakmayacağı garantisini vermesi de bu kapsamda görülüyor.

Aynı şekilde ABD'de senatörler Chris Van Hollen ve Lindsey Graham, Türkiye'nin YPG'ye karşı askeri harekat düzenlemesi durumunda yaptırım uygulanması için son haftalarda girişimlerde bulunuyorlar.

Ankara 20 Ocak'ı bekliyor

Biden yönetimi ile bu konuda ortak bir uzlaşı geliştiremeyen Ankara'nın beklentisi, 20 Ocak'ta görevi devralacak olan Donald Trump ile bu konuda yeni bir diyalog başlatmak ve önerilerinin kabul edilmesini sağlamak.

Ankara'da yapılan değerlendirmelerde, Trump'ın ilk dönem başkanlığı sırasında Suriye'den asker çekme konusundaki yaşama geçiremediği iradesini bu sefer tam olarak uygulama beklentisi öne çıkıyor.

Ancak Trump, 7 Ocak'taki basın toplantısında, Suriye'den asker çekme konusundaki bir soruya yanıt vermedi ve ilk dönem başkanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Kürtlere dönük operasyon yapmamasını istediğini, Erdoğan'ın da buna uyduğunu" anımsattı.

Diplomatik kaynaklar, İsrail ile Hamas arasındaki gerilimin sürdüğü bir dönemde ABD'nin bölgeden asker çekme kararını almasının güç olduğunu; özellikle Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) bu fikre sıcak bakmadığını kaydediyorlar.

Son dönemde Suriye'deki asker sayısının 900'den 2000'e çıkartıldığına ilişkin haberlerin bu düşünceyi güçlendirdiği yapılan yorumlar arasında.

BBC

Uluslararası İlişkiler Orta Doğu Türkiye Suriye Dünya Işid YPG Orta Doğu Uluslararası İlişkiler Dünya Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title