
Ukrayna krizi: Avrupa, ABD'siz hareket edebilir mi, savaşın seyri nasıl değişebilir?

ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında 28 Şubat'ta Oval Ofis'te yaşanan tartışma Avrupa ülkelerini zora soktu.
ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında 28 Şubat'ta Oval Ofis'te yaşanan tartışma Avrupa ülkelerini zora soktu.
Ukrayna ve güvenlik konusunda ABD'nin desteğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Avrupa ülkeleri çıkış yolu arıyor.
ABD ile Avrupa arasındaki en önemli kırılmalardan biri olarak görülen ve kameralar önünde gerçekleşen Trump-Zelenskiy tartışması Ukrayna'nın geleceğinin yanı sıra Avrupa'nın güvenliğine ilişkin soru işaretlerini artırdı.
Brüksel'de transatlantik ilişkilerin onarılamaz noktaya doğru gidebileceği endişesi giderek zemin kazanıyor.
NATO'nun geleceği konusunda da endişeler belirmeye başladı.
Önce Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un davetiyle ve ardından 2 Mart'ta da Londra'da İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın inisiyatifiyle düzenlenen toplantılar mevcut durumdan çıkış arayışının ürünü.
AB liderleri 6 Mart'ta Brüksel'de Ukrayna ve Avrupa savunmasına odaklanılacak özel bir zirvede bir araya gelecekler.
'Avrupa'nın güvenliği tehlikede'
Gerek Paris'teki gerekse Londra'daki toplantının sonuçları Avrupa'nın ABD'nin denklemde yer almadığı bir durumu tercih etmediğine işaret ediyor.
Avrupa'nın manevra alanı çok geniş değil.
Hem Ukrayna hem Avrupa'nın güvenliği konusunda ABD'nin desteği hâlâ yaşamsal önemde.
Bununla birlikte Avrupa'nın artık kendi önlemlerini almasının gerekli olduğu görüşü de zemin kazanıyor.
Üst düzey bir AB yetkilisinin "Artık uyanıp gerçeğin farkına varmalıyız" vurgusu genel havayı yansıtıyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Avrupa'yı acilen silahlandırmaları gerektiğinin altını çizerek "Büyük bir hızla vites yükseltmemiz gerekiyor. Avrupa'nın güvenliği tehlikede" dedi.
AB için yeni güvenlik mimarisi
Yeni bir güvenlik mimarisiyle AB'nin savunma alanında ABD'ye olan bağımlılığını düşürme potansiyeli var.
Bunun kısa vadede gerçekleşmesi ise mümkün gözükmüyor.
Avrupa'nın askeri açıdan gerçekten bağımsız olabilmesi için ihtiyaç duyacağı silah sistemlerini ve kabiliyetleri inşa etmesi bugünden yarına hayata geçirebileceği bir proje değil.
Hem Ukrayna'yı desteklemek hem de kendi savunmasını inşa etmek için AB'nin birden fazla zorlukla mücadele etmesi gerekiyor.
Hızlı karar alma, görüş ayrılıklarını giderme, alınan kararları uygulayacak siyasi irade oluşturma bu zorluklar arasında yer alıyor.
Ukrayna ne kadar dayanabilir?
Oval Ofis'teki tartışma sonrasında ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımını kesebileceği iddiaları gündeme geldi.
ABD'nin sağladığı imkanlar Ukrayna'nın cephede elini güçlendiren türden.
AB'nin, başta hava savunma sistemleri olmak üzere, ABD tarafından sağlanan desteğin tamamını sağlayabilmesinin mümkün olmadığı yorumları yapılıyor.
AB desteğini artırsa bile ABD'nin desteğinin kesilmesi halinde orta ve uzun vadede Ukrayna'nın savaşı sürdürebilmesine ihtimal verilmiyor.
Ukrayna'nın, Amerikan desteği olmaksızın mevcut savaş gücünü birkaç ay koruyabileceği değerlendirmeleri yapılıyor.
Trump, barış planını destekler mi?
Londra'daki toplantıdan çıkan sonuçlara göre İngiltere ve Fransa, diğer ülkelerin de desteğiyle, sorumluluğun büyük kısmının Avrupa'da olacağı ancak ABD'nin desteğinin önemli bir unsur olarak yer alacağı bir planı Trump'a sunma niyetinde.
Avrupalı yetkililer Rusya'yla müzakerelerin temeli olarak kullanılabilecek, Ukrayna, Avrupa ve ABD'nin ortak duruşunu yansıtacak bir belge hazırlamayı planlıyorlar.
Müzakere masasında yer alma çabasındaki Avrupa, Ukrayna'ya askeri yardımın devamı ve güvenlik garantileri verilmesi konusunda ısrarcı.
Avrupa'nın çözümün bir parçası olduğunu Trump'a kanıtlaması gerekiyor.
Starmer'ın plan konusunda nabzını yokladığı Trump'ın, detayları önümüzdeki günlerde netleşecek plana nasıl cevap vereceği şu aşamada pek kestirilemiyor.
Ukrayna'ya barış gücü gidebilir mi?
Trump, Ukrayna'ya Amerikan güçlerinin gönderilmesine kapıyı kapattı.
Avrupa ise olası bir ateşkes durumunda sahaya asker gönderebileceğinin sinyallerini veriyor.
Konuşlandırılacak unsurların türü ve asker sayısı giderek detaylı şekilde konuşulmaya başlandı.
Bununla birlikte çok sayıda bilinmeyen de var.
Gücün konuşlanacağı bölge, görev kapsamı, caydırıcılık seviyesi bunlardan sadece bazıları.
ABD'nin desteği olmaksızın adım atılabileceğini savunanlara rastlamak pek mümkün değil.
Avrupa'nın olası bir barış gücü için de doğrudan sahada olmasa bile ABD'den destek talep etmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Hava koruması, istihbarat paylaşımı ve lojistik desteğin ana talepler olması bekleniyor.
Ukrayna'ya gönüllüler koalisyonu formülüyle olası bir Avrupa barış gücü gönderilebilmesi için Rusya'nın da bir şekilde ikna edilmesi gerekiyor.
NATO'nun geleceği de tehlikede mi?
Trump, ilk görev dönemindeki çıkışlarıyla NATO'da ciddi rahatsızlık yaşanmasına neden olmuştu.
Avrupa ve Kanada'nın yeterli yük paylaşımında bulunmadığına ilişkin görüşünde herhangi bir değişiklik yok.
Avrupa'nın artık ABD'nin güvenlik önceliği olmadığı da şu ana kadar yapılan açıklamalardan anlaşılmış durumda.
ABD'nin NATO'dan çekilmesi, en azından şu aşamada, çok yüksek bir ihtimal olarak görülmese de ittifaklara ve ilkelere çok önem vermediğini her fırsatta belli eden Trump'ın NATO'ya yönelik taahhütlerine olması gerektiği gibi bağlı kalacağının garantisi yok.
Yeni Amerikan yönetiminde Trump'a yakın isimlerden olan Elon Musk'ın, X platformunda ABD'li bir siyasi yorumcunun "NATO ve Birleşmiş Milletler'den ayrılma zamanı geldi" şeklindeki bir paylaşımı alıntılayarak "Katılıyorum" ifadesini kullanması dikkat çekti.
