Ukrayna'nın farklı kentlerindeki Türkler anlatıyor: Evlerimizde bekliyoruz, kaçacak yerimiz yok
Ukrayna'nın çeşitli kentlerinde yaşayan Türkiye vatandaşları, Rusya'nın işgal hareketi başlayınca siren ve bomba sesleriyle güne başladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Perşembe günü henüz gün doğmadan Ukrayna'nın Donbas bölgesine askeri operasyon başlattığını duyurdu.
Açıklamanın üzerinden çok kısa bir süre geçmişti ki; önce Başkent Kiev'de, ardından Ukrayna'nın çeşitli kentlerinde patlama sesleri duyuldu.
Ülkede yaşayan Türk vatandaşları da sabah bu seslerle gözlerini açtı.
"Neredeyse beş dakikada bir patlama sesleri geliyor. Ben merkezde olduğum halde duyuyorum. Kaçacak hiçbir yerimiz yok, burada yurtta kalıyoruz. Yurttan çıkmamamız söylendi. Camdan dışarı bakıyorum, sokaklar, her yer bomboş. Parkta çocuğunu oynatan iki kişi görüyorum ve uzaktan bomba sesleri duyuyorum."
Harkov'daki Karazin Üniversitesi'nde hukuk bölümünde okuyan Cansu Taşar, yaklaşık 10 gün önce tatil için Türkiye'deydi. Savaşın başlayacağına dair açıklamalar arttığı için Ukrayna'ya dönmek istememişti ama üniversite, yüz yüze sınav yapmakta ısrar etti. Sınav için üç günlüğüne gittiği Harkov'dan dönmek istediğinde ise; uçak biletleri 5 ile 10 bin TL arasına yükselmişti. Biletler satın alabileceği bir fiyata düşene kadar beklemeye karar verdi.
Ancak Perşembe sabahı bomba sesleriyle uyandı.
"Sabah 5 buçukta uyandıktan uyandıktan sonra 7'de hemen markete koştum, çok sıra vardı her yerde. ATM'lerin önünde de kuyruklar vardı ama bir yandan da kargaşa yoktu. Sonra eve dönüp konsolosluğu aradım ama kimse açmadı. Konsolosluk bizi tahliye etmek istese de nasıl yapacak bilmiyorum, çünkü havaalanları bombalanıyor.
"Bize evde kalın dediler, ben de yurttan çıkmıyorum. Bir ara yeniden markete gitmek istedim, yurttaki güvenlik görevlisine sordum çıkabilir miyim diye, 'Her zaman olur böyle şeyler' deyip izin verdi. Biz Türkler daha telaşlıyız galiba, Ukraynalılar daha sakin. Ama markete gittiğimde raflar bomboştu."
"Kiev'deki Türkler hep birlikte bir Türk restoranına sığındı"
Harkov'daki çok sayıda öğrenci, konsolosluğu tek tek aradıkları için yoğunluktan yanıt verilmediğini düşündü ve bir Telegram grubu oluşturdu. Gruptan birkaç kişi tüm öğrencilerin TC kimlik numaralarını alarak liste hazırlayıp olası bir tahliye için konsolosluğa iletmek üzere hazır bekliyor.
Bir uygulama üzerinden organize olarak tahliye bekleyen Türk vatandaşlarının olduğu tek yer Harkov değil.
Kiev'de de Türkler Whatsapp uygulaması üzerinden organize oluyor, çünkü çoğu evlerinde bekliyor:
"Elçilik bize evlerimizde kalmamız yönünde bir güncelleme yolladı. Ankara'da devam eden güvenlik zirvesini, ülkeden tahliye yönünde bir karar çıkabileceği olasılığıyla takip ediyoruz."
Kiev'de yaşayan Selçuk Büyükkök, başkentteki durumu böyle anlatıyor. Aynı zamanda kentten Polonya'ya doğru kaçış olduğunu da söylüyor.
Kiev'de yaşayan Nevin Lisov da, aynı apartmanda yaşayan komşularının sabah bomba sesleriyle uyanıp şehirden çıktığını anlatıyor:
"Sabah arkadaşımın telefonuyla uyandık, 'Kiev bombalanıyor, hemen çantanızı hazırlayın' dedi. Biz de uyku sersemi valizlerimizi hazırladık, ne yaparız ne ederiz diye konuştuk, sınıra mı koşsak dedik. Sonuçta evde kalmaya karar verdik. Büyükelçilik uçak ayarlayabilecekse onu bekliyoruz. Kiev'in merkezinde herkes köyüne, memleketine gitmeye çalışıyor. Sabah bu yüzden çok fena bir trafik vardı, akmıyordu, şimdi açıldı trafik. Valizli bir sürü insan gördüm sokakta, herkes Kievli değil, iş veya okul için burada olanlar gidiyor."
Lisov, son günlerde işgal ihtimali gündemde olsa da Kiev'e girilmeyeceğine dair açıklamalar olduğunu ancak "Sabahın köründe bombalar patladığını" anlatıyor. "Hiçbir şey bilememek çok sinir bozucu. Kızım lisede, bugün okullar tatil edildi." diye ekliyor.
Anlattığına göre Kiev'de birçok Türk de, konsolosluktan gelecek tahliye haberini beklemek için birlikte güvenli olduğunu düşündükleri bir Türk restoranına sığındı.
"Şehirden ayrılmaya, Slovakya'ya gitmeye karar verdik"
Kiev'de oluşturulan yazışma grubunda bir kişi de, Borispol Havalimanı yakınlarında çatışma, patlama sesleri duyduğunu paylaştı. Borispol Havalimanı yakınında yaşayan Erhan isimli bir Türk vatandaşı, patlamalar sonrası Slovakya'ya doğru şehirden ayrılma kararı aldıklarını anlattı.
Kiev'in merkezinde yaşayan Kutluhan Kiraz da, Ukraynalılarda ciddi bir panik olmadığını, ancak marketlere bir akın olduğunu ve rafların boşaldığını söylüyor. Bankaların kapandığı, doların bulunmadığı, para bozdurmak isteyenlerin çok pahalıya bozdurabildiğini anlatıyor. Ancak şu an için ülkeyi terk etmeyi düşünmüyor:
"Yedi yıldır buradayım, üniversiteyi burada okudum, işimi burada kurdum, altyapı çökene ve elektrikler kesilene kadar buradayım, burayı işler son raddeye gelene kadar terk etmeyi düşünmüyorum."
"Herkese silah verilecek olması anarşi ortamı doğurabilir, bundan da yabancılar etkilenir"
Gece yarısına kadar haberleri takip eden ve şu an tahliye haberi bekleyen Türklerin bir kısmı da Odessa'da yaşıyor. Diğer şehirlerde havalimanlarıyla ilgili belirsizlik olsa da Odessa'dakiler gemiyle tahliye ihtimali olabileceğine inanıyor:
"Saat 3'e kadar haberleri takip ettik. Tam uyumuştuk, 5 buçuk gibi arkadaşım aradı ve savaşın başladığını söyledi. Daha sonra Ukraynalı bir arkadaşımız bize geldi, evinin yakınlarına üç, dört bomba düştüğünü söyledi. Nakit ihtiyacı duyabileceğimizi düşündük. Henüz çok erkendi, insanlar henüz farkında değildi Odessa'da. ATM'den para çekmeye gittik, marketten alışveriş yaptık."
Odessa'da çalışan ancak ailesinin bu haberi görüp endişelenmesini istemediği için soy ismini vermek istemeyen Burak isimli Türk vatandaşı, Konsolosluk'a ulaşamadıklarını söylüyor:
"Şu an Türkiye'nin vatandaşlarının burada ne yapacağını sadece Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesi üzerinde yaptıkları açıklamalarda ve gönderdikleri SMS'ler üzerinden takip ediyoruz. Onlar da evde kalmamızı söylüyor. Evimdeyken iki defa bomba sesiyle irkildim, yakın bir yere iki defa bomba düştü. Beklediğimiz şey şu gün şu saatte burada olun, gemi, araç ya da uçakla tahliye var demesi, o gelene kadar biz de panik yapmadan ne olacağını görmeyi bekliyoruz.
"Odessa'da sahil bölgesindeki askerlere yaklaşan Rus gemileri teslim olma çağrısında bulunmuş. Birkaç depo ve askeri üslere bombalı ve roketli saldırılar oldu. Haberlerden takip ettik. İnsanlar normal hayatlarına devam etmeye çalışıyor. Ukrayna devlet televizyonu, stokların ve marketlerdeki depoların yeterli olduğunu; bir sıkıntı olmadığını söylüyor."
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin "Eline silah alarak, ülkeyi savunmak isteyen Ukraynalılar için tüm sınırlamaları kaldırıyoruz, isteyen herkese silah vereceğiz" açıklaması da ülkede yaşayan Türkleri korkuttu:
"Buradaki her insanın nasıl insan olduğunu bilmeden silah verecekler, o insanlar o silahlarla burada birbirlerini öldürebilir, insanları soyabilir. Bir anarşi söz konusu olabiliriz. Bu durumdan en çok etkilenecek olanlar yabancı uyruklular olur. Burada çok fazla Türk esnaf, Türk öğrenci var. Ne zaman buradan çıkabiliriz, ne zaman Ukrayna hava sahası açılır ya da bir gemi gönderilir, bu konularda insanların içinin rahatlatılması çok iyi olur çünkü durum daha da kötüleşecek gibi duruyor."
"Bizi en çok endişelendiren ne olacağını bilememek"
Ukrayna'nın batısındaki Lviv kentinin, ülkenin en güvenli bölgelerinden biri olacağı tahmin ediliyordu.
Ancak bu kentin çevresinde de sabah saatlerinde bomba sesleri duyuldu ve insanlar önce marketlerle ATM'lere akın etti; ardından evlerinde beklemeye başladı.
Lviv'de yaşayan Türk vatandaşı İlkercan Kandur da, sabah saatlerinde şehirde bir panik havası olduğunu anlatıyor:
"Burası görece en güvenli olabilecek yerlerden bir tanesi. Lviv merkezinde patlama sesleri duymadık ama sirenler çaldı sabah. Yaşananların bize şu ana kadar en büyük etkisi moral olarak oldu. Eşim Kievli, ailesi orada, bir sürü eşimiz dostumuz arkadaşımız var, bizi en çok endişelendiren ne olacağını bilememek.
"Sabah halkta bir panik havası vardı, ben de para çekmek için dışarı çıktım, bankalar açılmadı. Marketlere üşüşmüş insanlar, inanılmaz bir panik hali var herkeste. Bilgi kirliliği çok fazla, neler olduğunu da tam olarak anlayamıyoruz. Şu an umutsuzluk ve panik olsa da, 'nasıl olsa geçecek' gibi bir hissiyat da var."
İşgal hareketi başladığından bu yana Konsolosluk'tan haber almayan Kandur, 10 gün önce Türkiye Büyükelçiliği'nden arandıklarını ve ilk o zaman işin ciddi olduğunu düşünüp telaşa kapıldıklarını söylüyor:
"Türkiye Büyükelçiliği'nden önceki Pazar günü yani yaklaşık 10 gün önce aramışlardı, ülkeden çıkmayı düşünür müsünüz herhangi bir kriz anında, kimler olur yanınızda diye sordular. Ben de ilk kez o zaman tedirgin oldum."
Bu habere katkıda bulunanlar: Ece Göksedef, Aylin Yazan, Efe Öc, Ege Tatlıcı