Yeni Zelanda Cami Saldırıları: Alternatif Sağın Yükselişi Endişe Yaratıyor
Yeni Zelanda saldırılarının zanlısının kullandığı işaretler ve dil, son dönemde beyaz ırkın üstünlüğüne inanan alternatif sağ hareketle önemli benzerlikler taşıyor.
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye yönelik düzenlenen ve 50 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılar, internette ırkçı ve nefret söyleminin yaygın kullanıldığı forumlarda görülen kültürün ve beyaz ırkın üstünlüğüne inanan alternatif sağ hareketin izlerini taşıyor.
Saldırıların zanlısı 28 yaşındaki Avustralya vatandaşı Brenton Tarrant'ın mahkeme salonuna getirilirken yaptığı el hareketi ve kendisi tarafından kaleme alındığı söylenen yazı, ideolojisine dair birçok ipucunu içinde barındırmakla birlikte alternatif sağ grupların internet üzerinde dikkatleri başka yere çekmek ya da dezenformasyon yapmak için kullandığı taktikleri de arındırıyor.
Tarrant, mahkemeye getirilişinde elleri kelepçeli olduğu halde, işaret ve baş parmağını birleştirerek "O" şeklinde bir el işareti yaptı. Bu, İngilizce konuşulan ülkelerde olumlama ve onaylama anlamına geliyor.
Bazıları bu hareketin beyaz milliyetçiliğin sembolü olduğunu söylüyor. Bu el işaretinin alternatif sağ ve beyaz ırkın üstünlüğüne inananlar tarafından kullanılması fikri 2017 yılında gündeme geldi.
O dönemde alternatif sağ gruplar ve kişiler giderek daha çok bu el işaretini kullanmaya başlarken, aynı zamanda sosyal medyada oluşturulan sahte hesaplar üzerinden bu el işaretini kullananlara tepki gösteren sol görüşlü kişilerle de dalga geçilmeye başlandı.
Bu işaretin yaygınlaşması süreci, alternatif sağ grupların dezenformasyon çalışmalarının da örnekleri arasında yer alıyor.
'Manifesto' gerçeği yansıtıyor mu?
El işareti meselesinde olduğu gibi, benzer "çelişkili" bir durum bu kişilerin internet forumlarında kullandığı üslupta da görülüyor.
Beyaz ırkın üstünlüğüne inanan ideolojinin destekçileri, bir yandan kendilerine yöneltilen radikalleşme eleştirilerini savuşturmaya çalışırken, diğer yandan da nefret içeren bir dil kullanmaktan ve mesajlar göndermekten kaçınmıyorlar.
Yeni Zelanda saldırılarından kısa bir süre önce internete zanlı tarafından konulduğu söylenen yazı da benzer özellikler taşıyor.
Yazı incelendiğinde, yazarının alternatif sağın zehirli kültüründen etkilendiği görülüyor.
Zanlı tarafından hazırlandığı söylenen yazı, Cuma günü saldırılardan kısa bir süre önce 8chan adında radikal kişilerin kullandığı bir forumda yayınlandı.
Her ne kadar ilk etapta bu yazı "manifesto" olarak tanımlanmış olsa da yakından incelendiğinde 74 sayfalık, kötü bir dille kaleme alınmış karmaşık düşünceler ve doğru olmayan bilgilerden oluştuğu görülüyor. Yazıdaki önemli çelişkiler
Bu yazıyı kaleme alan kişi, muhafazakar aktivist Candace Owens'tan ilham aldığını belirtiyor.
Owens, elindeki bazı müphem verileri kullanarak, Avrupa ülkelerinde doğum oranlarının düştüğünü ve demografik yapının değiştiğini savunan bir isim. Ancak, Owens'ın aslında Afrika kökenli bir Amerikalı olduğu ve Yeni Zelanda saldırısı zanlısının da Batılı ülkelerdeki azınlıklara dair olumsuz görüşleri göz önüne alındığında aslında Owens'tan ilham almış olması zor görünüyor.
Yazının bir başka yerinde de etnik milliyetçilik ve şiddeti bilgisayar oyunlarından öğrendiğini söylüyor. Ancak bundan kısa bir süre sonra bu dediğini yalanlayan ifadelere yer veriyor.
Yazıyı kaleme alan kişi, hem giriş kısmında hem de diğer bazı başka bölümlerde, alternatif sağ hareketin sıkça kullandığı, göç yoluyla ve farklı ırklara mensup kişilerin çocuk yapmalarıyla "beyaz ırkın" ortadan kaldırılmasını öngören büyük plana göndermeler de yapıyor.
Bu komplo teorisinde, insanlar ırklarına göre sınıflandırılıyor ve buna göre çarpıtılan bazı veriler bu görüşü desteklemeye çalışıyor.
Araştırmacı gazetecilik web sitesi Bellingcat'ten Robert Evans, 'manifesto' adıyla yayınlanan yazının gazeteciler için kurulmuş bir tuzak olduğunu söyledi.
Evans, "Metinde gerçeklik payı ve saldırganın nasıl radikalleştiğine dair değerli ipuçları da var" dedi ancak bunların "trolleme amacı taşıyan" çok ciddi miktardaki ifadenin satır aralarında kaldığını belirtti.
Zaten birçok uluslararası kuruluş da metindeki tutarsızlık ve dezenformasyonu fark edip, kısa bir süre içerisinde yayınlamama kararı aldı. Forumlarda saldırı sevinçle karşılandı
Yeni Zelanda'daki saldırıların zanlısı Tarrant'ın ideolojisini ve nelerden etkilendiğini, olay sırasında yaptığı canlı yayından da anlamak mümkün.
Sosyal medya siteleri, milyonlarca kişi tarafından izlenip paylaşılan bu videoyu silmek için yoğun çaba sarf ediyor.
Saldırının ardından 8chan ve 4chan gibi radikal kişilerin kullandığı forumlarda az da olsa başsağlığı mesajı paylaşıldı.
Ancak ağırlıklı olarak atılan mesajlarda saldırıların sevinçle karşılandığı ve daha fazla saldırının gerçekleştirilmesi çağrısı yapıldığı görüldü. Alternatif sağ bağlantılı saldırılarda can kaybı artıyor
Alternatif sağ hareketler, ilk olarak ABD Başkanı Donald Trump'ın 2016'daki seçim kampanyası sırasında gündeme geldi.
O dönemde, muhafazakar yorumcular, bu hareketle ilgili kaygıları solcu aktivistlerin ve ana akım medyanın "abartması" olarak nitelendirdi.
Ancak çok geçmeden kaygılarda haklılık payı olduğu anlaşıldı.
ABD'de bulunan ve insan hakları alanında faaliyet gösteren bir kuruluş olan Southern Povery Law Center, 2014 yılından bu yana alternatif sağ hareketlerle bağlantılı kişiler tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 40'tan fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor.
Bunlar arasında Virginia eyaletindeki Charlottesville kentindeki protesto eylemi düzenleyen kalabalığın arasına araçla girilmesi, 2017'de Portland'da iki kişinin öldürülmesi ve geçen yıl Pittsburgh'da sinagoga düzenlenen saldırı yer alıyor.
Ve artık Christchurch saldırılarıyla birlikte alternatif sağ bağlantılı eylemlerde can kaybı sayısı ikiye katlanmış oluyor.