Columbia Üniversitesi Rektörü İstanbul'da
Türkiye'de Basının Özgürlüğü Konusu, Yerli Ve Yabancı Meslek Örgütleri Tarafından Dikkatle İzlenirken, İstanbul Basın Özgürlüğü Hakkında Dünyaca Ünlü Bir Fikir Liderini Ağırladı.
Türkiye'de basının özgürlüğü konusu, yerli ve yabancı meslek örgütleri tarafından dikkatle izlenirken, İstanbul basın özgürlüğü hakkında dünyaca ünlü bir fikir liderini ağırladı. Columbia Üniversitesi Rektörü Lee C. Bollinger, 21 Mart'ta İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampüsü'nde, küreselleşen dünyada basın özgürlüğünün taşıdığı önem konusunda bir konuşma yaptı.
Toplantının açılış konuşmasını Columbia Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Dekanı Nicholas Lemann üstlendi. Deneyimli gazetecinin ardından kürsüye çıkan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin köklü tarihçesini özetleyerek, tüm üniversitede ifade özgürlüğünün geçerli olduğunu vurguladı.
Şahin'in ardından aslen anayasa hukukçusu olan, basın ve ifade özgürlüğü konusunda Amerika'nın kanaat önderleri arasında yer alan Lee C. Bollinger'ın konuşması başladı. Bollinger toplantıda; bireylerin küreselleşmeden kaynaklanan karmaşık konularda bilgi sahibi olabilmeleri için özgür bir basın tarafından hizmet alması gerektiğine, bunun demokrasi gereği olduğuna dikkat çekti.
Özellikle küreselleşen ekonomilerde dünya meselerinin açık bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini, yeni iletişim teknolojilerinde bunun şart olduğunu söyledi. Teknoloji devriminin henüz başında olduğumuzu belirten Bolinger, Orta Doğu'daki protestoların demokratik ve açık bir toplum güdüsünden, gençlerin dünyayı öğrenme ihtiyacından beslendiğini aktardı. Tüm dünyada ekonomi, finans ve ticaretin değişime uğradığını ve kişilerin bunları doğru analiz edebilmek için objektif bilgiye ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.
Bu süreçte sansür kavramını yeniden ele almak gerektiğini belirten Lee C. Bollinger, sansürün sadece uygulandığı ülkeyi değil, tüm dünyayı ilgilendirdiğini söyledi. Hitler gibi diktatörlerin ilk basını susturduğunu söyleyen akademisyen, basın özgürlüğünün insan hakkı olduğunu vurguladı. İnternet aracılığıyla başka ülkelerin yasalarının kişileri yargı sürecine taşıyabileceğine dikkat çeken Bollinger, sadece devletlerin değil kurumların da sansür uyguladığını belirtti. Bollinger, Amerika'daki kablolu yayın şirketlerinin bazı tv kanallarının yayınlarını yapmamak için otosansür uyguladığı örneğini de verdi.
Bollinger, globalleşen dünyada gazetecililere düşen sorumlulukları da özetledi. Basının dünyadaki gelişmeleri analiz edebilecek donanıma sahip olması gerektiğini aktaran akademisyen, basın mensuplarının 'yarı kamu görevi' üstlendiğini söyledi.
İfade ve basın özgürlüğünde nüanslar olduğuna dikkat çeken Bollinger, toplumun sosyal, kültürel, yaşamsal düzenin nasıl etkilendiğine bakılarak vatandaşlık blinciyle haber yapılması gerektiğini vurguladı. Farklı görüşlerin fikirlerine medyada yer verilmesinin önemli olduğunu söyleyen akademisyen, yaratıcı ve güçlü tartışmaların, hoşgörülü, renkli ve yaratıcı toplumları oluşturabileceğini söyledi.
Türk medyasının önemli isimleri de toplantıyı izleyenler arasında yer aldı. Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Hasan Yılmaz, Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, Doğan TV Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı gibi üst düzey medya yöneticilerinin yanı sıra, Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni David Johnson, köşe yazarları Cüneyt Ülsever ve Tufan Türenç gibi isimler de toplantıya katıldı.