Talim Terbiye'de Gidenler Gelenler
Talim ve Terbiye Kurulu'nda Olanlara Şaşırmıyoruz. Çünkü, Bu Gelişmeleri Önceden Duyurmuştuk. Ancak, Karşılıklı Açıklamalar Eğitimcilere Yakışmıyor.
Talim ve Terbiye Kurulu’nda olanlara şaşırmıyoruz. Çünkü, bu gelişmeleri önceden duyurmuştuk. Ancak, karşılıklı açıklamalar eğitimcilere yakışmıyor.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bakanlığı ile ilgili haberlerin basına yanlış yansımaması için ne kadar çaba gösterirse göstersin, konuyla ilgili kadrolarının aynı heyecanı ve duyarlılığı paylaştığı şüpheli. O görevliler yanlışları düzeltmek için harcadığı zamanı, basını doğru bilgilendirmek için yapabilseler daha yerinde olacak. Bu konuların ayrıntılarına, işlerini bırakıp “bol kazançlı” işlerle uğraşanları başka bir güne bırakıyor, Talim ve Terbiye Kurulu’na geçiyoruz.
Bu köşenin okurlarına, Talim ve Terbiye Kurulu’nda olup bitenleri belirli aralıklar aktarmıştım. Kurul Başkanı İrfan Erdoğan’ın rahatsızlığını, kendisinin istifaya zorlandığını vurgulamış, İrfan Erdoğan’ın tutumundan da rahatsız olan kurul üyeleri olduğunu eklemiştim. Bu tartışmaların kaynağının ders programları, ders kitaplarının incelenmesi ve seçimiyle ilgili olduğu da biliniyor.
… ve beklenen gelişmeler gerçekleşti. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Erdoğan’ı tamamen gözden çıkaran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, görevden alınmasıyla ilgili kararname hazırlarken,Erdoğan daha erken davranıp kararnamesi çıkmadan görevinden ayrıldı.
ÇIKAR İLİŞKİLERİNİ KIRMAK ZOR DEĞİL
Aynı bakan döneminde Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk istifa ediyor, bir başkası görevden alınıyor, son ataması yapılan kişi de ayrılmaya zorlanıyorsa burada önemli gelişmeler yaşanıyor demektir. Her başkandan, “rant”, “çıkar ilişkileri” sözcüklerini duymuş, bunlar önlenemedikçe Talim ve Terbiye Kurulu’nda işlerin düzelemeyeceğini belirtmişlerdi.
Ders kitaplarının seçimi, incelenmesi ile ilgili hep çıkar ilişkileri gündeme getiriliyor. Oysa bunun önüne geçilmesi zor değil. İncelenmek amacıyla kurula gelen ders kitaplarını tamamen reddetmek yerine, eksiklik ve aksaklıkların neler olduğu belirtilip düzeltilmesini istemekle sorunun önemli bir bölümü aşılır. Ders kitaplarının Talim ve Terbiye Kurulu’nda incelenmesinden önce, alanlarıyla ilgili ders kitaplarının ön incelemesi üniversiteler tarafından da gerçekleştirilebilir. Sadece alınacak bazı idari önlemlerle bile çıkar ilişkilerinin en aza indirilmesi de mümkün olabilir.
BU İFADELER KURUMSAL KİMLİĞE UYMAZ
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra İrfan Erdoğan’ın açıklamalarına karşı, Talim ve Terbiye Kurulu adına cevap verildi. Aslında bu tür açıklama ve ifadeler, kurulun kimliğine pek uygun olduğu söylenemez. Bakanın, bir televizyonda Erdoğan için söylediklerini de kimse hoş karşılamadı. Madem “beceriksiz” diyorsunuz o zaman şimdiye kadar nasıl çalıştınız? Ya da, Erdoğan’ı nereden bulup bu önemli göreve getirdiniz? Yani kurul başkanlığı kişilerin denendiği bir makam haline mi getirildi?
Yönetimden, görüş ayrılıklarından kaynaklanan rahatsızlığın boyutlarını her zaman görülebiliyordu. Kimi başkan yardımcısı görevden alınıyor, kimisiyle ciddi bir zıtlaşma yaşanıyordu. Bunun kaynağı konusunda farklı iddialar var. Bazılarına göre, ders programlarına Atatürkçülük ile ilgili konular yeterince yansıtılmamış. Konun sorumluları ise benzer iddialar daha önce gündeme geldiğinde tam tersini belirtiyorlardı.
Kurul Başkanı İrfan Erdoğan’ın ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada, bakanı rahatsız eden bölüm ise yine Atatürkçülük konularının eksikliği, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programında yapılmak istenen değişikliklerde yaşandığı öne sürülen tartışmalar oldu.
Erdoğan’a, kurul adına verilen cevapta, gerekirse tutanakların ve ses kayıtlarının açıklanabileceği belirtildi. Ama biliyoruz ki kurulda her şey tutanaklara geçmiyor. Kimin haklı olduğunu öğrenmek de zor değil.
KURULA GELENE, KURULDAN ÇIKANA BAKMAK YETERLİ
Tartışmalara konu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programının, gelen şekliyle, kuruldan çıkarılan şeklini yan yana getirmekle bile niyetin ne olduğunu ortaya koymaya yeter.
Kısa bir araştırma da bile güvenilir kaynaklardan öğreniyoruz ki adalet kavramının Kur'an-ı Kerim taranarak öğrencilere öğretilmesi de programda yer alabiliyor. Gelen programla, kuruldan çıkan halini karşılaştırdığınızda niyetin ne olduğunu, bu önerinin niçin çıkarıldığını da anlayabilirsiniz. Bu düzenlemelerin kuruldan aylarca tutulmasının da nedenlerini, kimin kimi kurul dışında ikna etmeye çalıştığını da değerlendirebilirsiniz. Hatta bu yüzden kimlerin görevden alınmak istendiğini de öğrenmemiz zor olmuyor.
AYRILANLAR, GÖREV YERLERİ DEĞİŞENLER
Söz Talim ve Terbiye Kurulu’ndan açılmışken yapılan son atamalara, değişikliklere de bakalım.
İrfan Erdoğan'ın Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı döneminde Başmüfettiş Merdan Tufan, Kurul Başkan Yardımcılığı görevine getirilmişti. Erdoğan, görevden ayrılırken de vekaleti Tufan’a verdi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Merdan Tufan’ı kurul başkanı olarak görevlendirdi. Yani, Tufan, kurul başkanının bütün yetkililerine sahip.
Erdoğan'ın başkanlığı döneminde başkan yardımcılığından alınan Dr. Muammer Yıldız ile yetkileri kısıtlandığı için görevinden istifa eden Abdulvahap Özpolat yeniden başkan yardımcılığı görevlerine başladı. Muammer Yıldız'a ders kitaplarını inceleme bölümü bağlanırken, Özpolat da mevzuattan sorumlu olacak. Erdoğan döneminde göreve getirilen Halil Aşıcı ders programlarından, Zübeyir Yılmaz da idari işlerden sorumlu başkan yardımcısı olarak kaldı.
Erdoğan döneminde ders kitapları inceleme bölümünün başına getirilmesi için bazı yetkililerin çaba gösterdiği İdari İşler Dairesi Başkanı Cevdet Aydın, yeni düzenlemeyle Ders Kitapları İnceleme Dairesi Başkanlığı'na atandı. Kurul Sekreterliği Şube Müdürü Seracettin Yaşar sağlık sorunlarını gerekçe gösterip başka bir şubeye atanmak için dilekçe verdi. Yaşar, Denklik bölümüne atanırken, yerine Denklik Şube Müdürü Mustafa Karahan verildi.
Peki Talim ve Terbiye Kurulu’nda şimdi neler oluyor? İşte, bu konuda bir okuyucumuzun aktardıkları: “erdoğan ayrıldıktan sonra kurumda çok hızlı bir yapı değişikliğine gidilmeye başlandı. Buda biz kadrolu çalışanları tedirgin ediyor. Seracettin Yaşar gibi TTK nın beyni olarak kabul edilen biri, sağlık gerekçelerini gösterip kendi isteğiyle kurul işleri şube müdürlüğünden ayrılmak zorunda bırakılıyor. Erdoğan’ın ayrılmasının ardından komisyonlara bazı kitapların değerlendirmelerine müdahale edenler var. Bunlardan birisi gücünü doğrudan bakandan aldığını, çalışanları onaylarını iptal ettirmekle tehdit edebiliyor. Lütfen Talim ve Terbiyeyi ihmal etmeyin ve takip edin.”.
İşte bunun için Talim ve Terbiye gibi çok önemli bir kuruluşa yapılacak atamalar diğer birimlere yapılacak atamalardan çok farklı olmalı.