20. Avrasya Ekonomi Zirvesi
Kosova Diyalog Bakanı Edita Tahiri, Avrupa Birliği'nin (AB) biraz daha stratejik olmasını istediklerini belirterek, "Çünkü savaş döneminden çıkışımızdan bu yana 20 yıl geçti.
Kosova Diyalog Bakanı Edita Tahiri, Avrupa Birliği'nin (AB) biraz daha stratejik olmasını istediklerini belirterek, "Çünkü savaş döneminden çıkışımızdan bu yana 20 yıl geçti. Aslında hepimiz AB üyesi olarak AB'ye dahil edilmiş olmalıydık." dedi.
Tahiri, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 20. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin "AB'nin Karşılaştığı Meydan Okumalar ve Gelecek Kaygıları" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, AB'nin barış ve istikrar konusunda çok önemli ilkeler getirdiğini, ülke olarak tarihlerini de iyi bir yönde değiştirdiklerini söyledi.
Soğuk Savaş sonrasında eski Yugoslavya'da bir çözülme yaşandığını ve yeni bir siyasi harita oluşturmak istediklerini anlatan Tahiri, Kosova Cumhuriyeti'nin oluşan bu 7 devletten biri olduğunu hatırlattı.
Bugünkü haritaya bakıldığında, oradaki insanların beklentilerini, ihtiyaçlarını yerine getirebildiklerini ifade eden Tahiri, yine de ilerleme düzeyinin çok da tatmin edici olmadığını, henüz istedikleri geleceğe erişmediklerini belirtti.
Eski Yugoslavya'dan çıkan devletlerin barışçıl ilişkiler içinde birbirleriyle yaşamalarını sağlamak gerektiğini dile getiren Tahiri, bu ülkelerin uluslararasından ziyade kendi iç gelişmelerine odaklanmaları gerektiğini vurguladı.
Tahiri, bu devletlerin sürdürülebilir ve başarılı bir yönetişim sağlayamadığını, hukukun üstünlüğü ilkesinin hala kırılgan bir konumda olduğunu, ekonomilerin de istedikleri gibi ilerleyemediğini, gençlerin yaptıkları işlere odaklanmak yerine kafelerde oturduğunu ifade ederek, "Ama öbür taraftan liderlik, bütün bu zorluklara odaklanmak yerine 'biz görevlerimizde nasıl sonsuza kadar kalırız' endişesi içinde. Ülkemde bağımsızlık hareketinin liderlerini gayet iyi biliyorum. Onlar benim ulusum için ölmeye hazırdı. Şimdi ben de ölmeye hazırım ama yine de 24 saat boyunca her gün bu negatif olgularla mücadele etmeye, ülkemizin demokratik ve işlevsel bir ülke olmasına çalışıyorum." diye konuştu.
Barış, istikrar, refah ve Avrupa Atlantik geleceğini herkesin istediğini dile getiren Tahiri, "Ama geleceği inşa etmek demek bunun için gerekli olan değerleri oluşturmak demektir. Bizler de şimdilerde Euro Atlantik değerlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Burada boşluk aslında sürdürülebilirlikte. Neden? Çünkü sürdürülebilirlik bizden beklenen bir şey ama biz bu değerlere, ihtiyacımız olduğu için ve bunlar sayesinde yeni kuşaklara yeni bir zemin oluşturacağımız için bağlıyız. Dolayısıyla siyasi arenamıza baktığımızda genç kuşaklar bizlere kıyasla çok daha ileri bir konumdalar."
Edita Tahiri, AB'nin getirdiği güçlüklerden birinin de Brexit olduğuna değinerek, bunun yanı sıra mülteci sorununun da önemini vurguladı.
İnsanlarda ve uluslarda hem aşırıcılığın hem de ben odaklılığın önemli olduğunu aktaran Tahiri, sadece AB değil, bunun da ötesinde insanların güçlü bir ele ihtiyaç olan ülkelere vakit ayıramadığını söyledi.
Doğu Balkanlara bakıldığında orada AB'den daha fazla çalışma beklendiğini dile getiren Tahiri, "AB için mesajınız nedir?' diye soracak olursanız, AB biraz daha stratejik olsun diyoruz çünkü savaş döneminden çıkışımızdan bu yana 20 yıl geçti. Aslında hepimiz AB üyesi olarak AB'ye dahil edilmiş olmalıydık. Çünkü o bölge içinde bir projesi var AB'nin. Bizi karşı karşıya getiriyor 'Avrupalı mısın değil misin?' konusunda. Evet biz birbirimizle Avrupalı şeklinde olduğumuz vakit, bir yere varabiliriz ama yine de bölgemizde bazı ülkeler hala komşularla nasıl ilişki kuracakları konusunda bir karara varmış değiller." diye konuştu.
Bugün özellikle Soğuk Savaş döneminde başarısız olan ülkelerin daha ziyade jeopolitik açıdan bölgeye geldiğini, bazı etkilerini Balkanlara yaymak istediklerini anlatan Tahiri, "Bunların içinde en önemlisi, Rusya'nın jeopolitik dinamizmi. Onlar da bölgedeki dinamizmi azaltmak, onunla mücadele etmek istiyorlar. Neredeyse Batı Balkan ülkelerinin tamamının da bir Euro Atlantik perspektifi var. Çünkü Soğuk Savaş'tan sonra biz dış politikada birleşmemiştik ama bugün çoğumuz Euro Atlantik tercihini savunuyoruz." dedi.
AB, NATO ve ABD'nin, Kosova'daki savaşın sona ermesine katkı sağladığını belirten Tahiri, "Dolayısıyla Bosna'da yeni jeopolitik zorluklar var karşımıza çıkan. Balkan ülkeleri olarak biz, haklı tepkimizi dile getirmeliyiz. Balkanların tarihine yeniden geri dönmeyi engellemek gerekiyor. Sanırım insanların geleceğe, ekonomiye, daha iyi eğitime ihtiyaçları var. Bizler büyük jeopolitik oyunlar oynama niyetinde değiliz. İstikrarlı şekilde kendimizi Euro Atlantik Bölgesi'nde bulmak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Yağcılar
Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar da dünyanın en çok barışa ve adalete ihtiyaç duyduğu bu dönemde, insanlığın ve Avrupa'nın, birlik ve dayanışma sergilemesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası dengelerin yeniden tesis edildiği bu günlerde, Avrupa'nın en yeni devleti olan Kosova'nın 1999 Kosova Savaşı sonrası Birleşmiş Milletler'in yönetim ve gözetimi altındaki geçiş dönemini 17 Şubat 2008 yılında sonlandırdığını aktaran Yağcılar, Kosova'nın, bağımsızlığını ilan eden bir devlet olarak AB yolunda tüm sınav ve ödevlerini yerine getirmek sorumluluğuyla emin adımlarla bu yönde devam ettiğini belirtti.
Yağcılar, bağımsızlık sonrası Kosova'nın, AB ile entegrasyon sürecinde potansiyel aday statüsünü 2014 yılında bir nevi kazandığını ve bunun devamında en somut adımı, 2015 yılında imzaladığı istikrar ve ortaklık anlaşmasının 2016 yılında yürürlüğe girmesiyle attığını aktardı.
Kosova Hükümetinin, kamu yönetimindeki eksikliklerin giderilmesi için AB müktesebatı ile uyumlu olarak etkin reform ajandasını hazırlayarak, onayladığını belirten Yağcılar, bu bağlamda kamu yönetimi reformuna göre yasama paketi ile devlet yönetiminin sürekli ve kalıcı modernizasyonunun sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.
Belirlenen hedeflerin yerine getirilmesinin, Kosova'nın AB'ye entegrasyonu yolunda oldukça büyük önem arz ettiğini vurgulayan Yağcılar, "İnanıyorum ki bu gelişmeler AB için de önem arz etmektedir. Çünkü Avrupa değerleriyle beraber iyi yönetim ve devlet mekanizmasının işlevsel olması, güven, iş birliği ve istikrarı sağlamaktadır. Diğer taraftan iyi komşuluk ve bölgesel iş birliği çerçevesinde, AB destekleri sayesinde sürdürmekte olduğumuz Sırbistan ile ilişkilerin normalleşme müzakereleri, Kosova tarafı için güçlükleri ve yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Bu konuda bizler iddialı ve umutlu olduğumuzu belirtirken, inanıyoruz ki tüm bu meydan okumalar ve güçlükler bir gün aşılarak yakın gelecekte AB üyeliğiyle mükafatlandırılacağız. Ancak o zamana kadar Kosova izole edilmemeli, en kısa süre içinde vize serbestliğinin yürürlüğe geçmesini temenni etmekteyiz. Kosova için olduğu gibi tüm bölge devletler için amaç, AB tam üyeliğidir. İşte o zaman AB'nin kurulma düşüncesi amacına kavuşmuş olacaktır."