AB Ekonomik Raporu: Türkiye Olmasaydı Mısır'da Rezervin Düşüşü Daha Belirgin Olurdu
Devalüasyonun laneti! Mısır'ın darbeyle karşı karşıya kalmadan önce rezervleri yarı yarıya indi, devalüasyon yaşadı Orhan Aysezen- AB'nin doğu komşularındaki ekonomik durumun değerlendirildiği raporda "Mısır Ocak 2011 devriminden bu yana"...
Devalüasyonun laneti! Mısır'ın darbeyle karşı karşıya kalmadan önce rezervleri yarı yarıya indi, devalüasyon yaşadı Orhan Aysezen- AB'nin doğu komşularındaki ekonomik durumun değerlendirildiği raporda "Mısır Ocak 2011 devriminden bu yana rezervlerinin yarısından çoğunu kaybetti ve dış yardım, özellikle bazı Arap ülkeleri ve Türkiye'den önemli ödeme olmasaydı düşüş çok daha belirgin olurdu" denildi.
Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Finansal İlişkiler Genel Direktörlüğü'nün "AB'nin Komşularında Ekonomi: Zorlu Küresel Ortamda Politikaların Yönetimi" başlıklı raporu yayımlandı. Rapora göre AB'nin Mısır hariç, Akdeniz ve Orta Doğu'daki komşularında para birimi dalgalanmaları 2012 ve 2013'ün ilk yarısında sınırlı kaldı. Bu sürede Mısır poundu dolar karşısında Kasım 2012-Temmuz 2013 arasında yüzde 15 değer kaybetti. Tunus dinarının değeri ise 2013'ün ikinci çeyreğinde avro karşısında yüzde 5.2 düştü.
Raporda, "Döviz kurları üzerindeki baskıyı sınırlamak için bazı merkez bankaları para piyasasına müdahale ederek ve döviz rezervlerini boşaltarak tepki gösterdi. Mısır Ocak 2011 devriminden bu yana rezervlerinin yarısından çoğunu kaybetti ve dış yardım, özellikle bazı Arap ülkeleri ve Türkiye'den önemli ödeme olmasaydı düşüş çok daha belirgin olurdu" denildi. Raporda Mısır hakkında şöyle denildi:
"Ödemeler dengesi üzerinde baskılar 2012 ortalarında uluslararası enerji fiyatlarının ılımlı hale gelmesi, Süveyş Kanalı gelirlerinde iyileşme ve turizm ve ülkeye dışarıdan gelen gönderilerdeki tedrici artış nedeniyle rahatladı. 2012/13 mali yılında cari işlemler açığının GSYH'nin yüzde 2'sine inmesi beklendi. Aynı zamanda portföy yatırımı çıkışının kesilmesi ve doğrudan yabancı sermayede ılımlı toparlanma (düşük düzeylerde olsa da) sermaye ve finansal hesapların daha iyi pozisyonlara dönmesine imkan vermişti.
Dış pozisyonu bu nedenle 2012 yılının ikinci yarısında belirli bir istikrara işaret ederken, Mısır'ın dış kırılganlığı daha aynı yılın Kasım ayında başlayan siyasi istikrarsızlık bağlamında test edilmiştir. Haziran 2013 sonu itibarıyla uluslararası rezervlerin pozisyonu, devrim öncesindeki 36.2 milyar ABD dolarlık düzeyden düştüğü 14.9 milyar ABD dolarla; 2012'den itibaren Katar'dan gelen 7 milyar dolar, Suudi Arabistan'dan gelen 1.5 milyar dolar, Libya'dan gelen 2 milyar dolar ve Türkiye'den gelen 1 milyar dolarlık cömert katkıya rağmen oldukça kırılgandı."
-DEVALÜASYONUN LANETİ Mİ?-
AB Raporunda Mısır'ın devrimden sonra, geçen Temmuz'a kadar olan dönemde döviz rezervlerinin yarısını kaybettiği ve yüzde 15'e varan devalüasyona uğradığının belirtilmesi, kimi zaman Türkiye'deki darbeleri de açıklamak için kullanılan "Devalüasyonları darbe izler" şeklindeki ürpertici şehir efsanesini yeniden gündeme getirdi. Bazı ekonomistler 1960, 1971 ve 1980 darbeleri öncesinde yaşanan büyük devalüasyonların oluşturduğu ekonomik rahatsızlıkların darbeler için zemin hazırladıklarını düşünüyor.
-MISIR REFORMLARI GECİKTİRİRSE...-
Raporda Mısır'da 2011'de başlayan siyasi dönüşümün, 2012'de üretimi olumsuz etkilemeye devam ettiği, 2011/12 döneminde, bir önceki dönemde yaşanan yüzde 1.8 durgun büyümenin ardından yüzde 2.2 büyüme gerçekleştiği belirtildi. Raporda Kasım 2012 itibarıyla makroekonomik bir istikrar ve reform programında uluslararası toplumun da desteklediği ekonomik revizyon için temel oluşturan uzlaşma sonrasında Mısır'ın tekrar 2013'e sarkan bir makroekonomik istikrarsızlık dönemine yöneldiği belirtildi.
Sürdürülemez yüksek mali açık ve kırılgan dış pozisyonla karşılaşan Mısır'ın toplumsal açıdan duyarlı ve temel ekonomik reformları geciktirmemesi gerektiği vurgulanan raporda, gecikmelerin sadece düzenlemelere zorunlu maliyet ekleyeceği kaydedildi. Raporda, "Siyasi dönüşümün Temmuz 2013 olaylarını izleyen durumun altını çizdiği güçlükleri, bu görevi daha da zorlu fakat aynı zamanda daha önemli hale getiriyor" denildi.
-İSLAMİ FİNANSMAN-
Raporda "Orta Doğu ve Kuzey Afrika dışında Türkiye, İslami finans piyasasına son olarak girdi, ilk ülke sukuk ihracını 1.5 milyar dolara yükseltti. Türk piyasasının çıkarı yakın bağlarının bulunduğu Almanya'da, böylece Avrupa'nın en büyük ikinci Müslüman cemaatinde etik finansman için artan talebi çekme imkanında bulunuyor" ifadesi yer aldı.
-SURİYE'DE CİDDİ İNSANİ KRİZ VAR-
Raporda Mart 2011'den itibaren Suriye'de başlayan çatışmanın tam anlamıyla ciddi bir insani kriz haline gelen iç savaşa dönüştüğü belirtildi. Suriye'nin savaş ekonomisi uyguladığı, bütçesinin büyük bölümünün askeri harcamalara ve hükümet faaliyetlerinin sürmesi için memurlara gittiği kaydedildi. BM'ye göre Temmuz 2013 itibarıyla Suriye'de çatışma 94 bin kişinin hayatına mal oldu. 21 milyon nüfustan 1.6 milyonu Türkiye dahil çevre ülkelere göç etti. Suriye'den günde ortalama 6 bin kişinin ayrıldığı tahmin ediliyor. Ülke içinde yerinden edilen Suriyelilerin rakamı ise 4.25 milyon olarak ilan edildi. - Ankara