Akbank Üst Yönetimi İzmir'de

Türkiye'nin Yenilikçi Gücü Akbank, Dünyada Ekonomik Gelişmeler ve Bu Gelişmelerin Türkiye'ye Etkisini Konuşmak Üzere, Ege Bölgesi Sanayi Odası (Ebso) ve İzmir Ticaret Odası Üyeleri ve Müşterileri ile Bir Araya Geldi.
Türkiye'nin yenilikçi gücü Akbank, dünyada ekonomik gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye'ye etkisini konuşmak üzere, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Odası üyeleri ve müşterileri ile bir araya geldi. İzmir Hilton'da gerçekleşen toplantıya, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Akbank Yönetim Kurulu Başkanlığı Danışmanı Hayri Çulhacı, Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, Akbank Başekonomisti Fatma Melek ve genel müdür yardımcıları katıldı.
Toplantıda söz alan Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, ekonomide global gelişmeleri, beklenti ve Türkiye'ye etkilerini anlattı. Kurtul ayrıca, Türkiye'deki büyüme potansiyel ve fırsatlarıyla; AB ve IMF ilişkilerine de değindi. Global piyasalarda yaşanan çalkantıların ardından gelişmiş ülkelerin ekonomik büyüme hızlarının önemli ölçüde yavaşladığının görüldüğüne dikkat çeken Kurtul, "Gelişmekte olan ülkeler iç dinamiklerine ve canlı iç taleplerine dayanarak büyüme ivmelerini sürdürmeye devam ediyor.
Türkiye'nin de yurt dışındaki çalkantılara rağmen 2007 yılında ulaşılan yüzde 4,5 büyüme oranının ardından 2008'de yüzde 4 civarında reel büyüme kaydetmesi bekleniyor. Yurt dışı ile ilgili belirsizlik göz önüne alındığında bu büyüme oranının önemli bir başarı olduğunu düşünüyoruz. 2007'de GSYİH'nın 659 milyar dolara ulaşması ile Türkiye dünya sıralamasında 17. Avrupa'da ise 8. büyük ekonomi konumuna geldi" dedi.
Global çalkantıların ekonomi üzerindeki etkilerinin ise sınırlı olduğunu belirten Kurtul, bunda bankacılık sektörünün daha sağlam sermaye yapısı ve azalan açık pozisyonu ile daha güçlü durmasının en önemli etken olduğunu söyledi. Kurtul, bankacılık sektöründe kaldıraç oranının da 8 ile ABD'deki 20 seviyesinin altında kaldığını, ayrıca, subprime enstrümanların olmamasının da bankacılık sektörünün krizden etkilenmemesini sağladığına değindi. Kurtul, yurt dışı borçlanma tutarlarında ise gerek reel sektör gerek bankacılık sektöründe bir sorun yaşanmadığı ve kredilerin artmaya devam ettiğini söyledi. Kurtul, yaptığı konuşmada, "Yurt dışındaki belirsizlikler yatırımcıların birçok gelişmiş piyasada varlıklarını azaltmasına yol açarken, ekonominin orta vadede yüksek bir büyüme potansiyeli sunmasının etkisi ile yabancı yatırımcıların Türkiye'deki varlıklarını artırarak sürdürdükleri görülüyor." Yılın ilk çeyreğinde brüt doğrudan yatırımların yaklaşık 4,4 milyar dolara ulaştığını anlatan Kurtul, sözlerine şöyle devam etti: "Bu yıl yapılması planlanan Halkbank, elektrik sektöründeki dağıtım ve üretim şirketleri, köprü ve otoyol, Milli Piyango özelleştirmelerinin doğrudan yabancı yatırımları desteklemesini bekliyoruz. Yıl boyunca brüt doğrudan yatırımlar 15 milyar dolar seviyesine ulaşabilir." Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduğuna dikkat çeken Kurtul, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, BRIC ülkelerinden sonra dünyada en fazla büyüme potansiyeline sahip ülke grubu içerisinde yer alıyor. Türkiye bu grupta yer alan Kore ve Meksika'dan sonra gerek potansiyel gerek koşullar açısından gelişmiş piyasalarla rekabet edebilecek üçüncü ülke olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin dünyadaki ticaret hacmi son 10 yılda 4 katına çıkarak 300 milyar $'a ulaşmış payı da yüzde 50 artarak %1'e ulaşmıştır. Makro ekonomik istikrarın sürdürülmesinin, dışa açıklığın artmasının ve teknolojik gelişmelerin takip edilmesinin Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yüksek büyümeyi sağlaması için en temel koşullar olduğunu düşünüyoruz" Genç, dinamik ve yüksek bir nüfusa sahip olmasının Türkiye'nin global bir güç olabilmesi için çok önemli bir avantaj olduğuna değinen Kurtul, Türkiye'nin artan rekabet ortamında daha iyi bir noktaya ulaşabilmesi için uzun dönemli eğitim politikaları ile iş gücünün eğitim seviyesinin yükseltilmesinin önemli olduğunu belirtti. Kurtul, önümüzdeki dönemde dış ticarete yönelik sektörlerin yanı sıra yurt içinde en fazla büyüme potansiyeli taşıyan sektörler arasında bankacılık, sigorta, bireysel emeklilik, enerji, gayrimenkul, turizm ve lojistik sektörlerinin öne çıktığını söyledi. Zafer Kurtul, sözlerini şöyle tamamladı: "Sigorta ve bireysel emeklilikte kişi başına prim oranları gelişmiş ekonomiler ile karşılaştırıldığında çok düşük kalıyor. Enerji sektörü ise hızla büyüyen ekonomi ve nüfus karşısında talebi karşılamakta gittikçe yetersiz kalıyor; 2009 yılından itibaren elektrik sektöründe açık yaşanması bekleniyor. Dolayısıyla bu sektöre yapılacak yatırımlar çok önemli." (YK-HO-Y)