Ayşe Barım olayı stüdyoyu karıştırdı
Gezi Parkı Olaylarının planlayıcısı olduğu iddiasıyla hakkında açılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ayşe Barım olayı, stüdyoyu karıştırdı. Millet Haber Yayın Yönetmeni Sinan Burhan'ın, konuyla ilgili Rekabet Kurulu'nun başlattığı inceleme sonucu yeni belgelerin ortaya çıktığını söylemesi tartışmanın fitilini ateşledi. Stüdyoda bulunan Nagehan Alçı ve Taciser Ülkü, Burhan'a tepki gösterdi.
Dizi ve film sektöründeki tekelleşme iddialarıyla adı gündemden düşmeyen ünlülerin menajeri Ayşe Barım hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Taksim'deki Gezi Parkı Olaylarının planlayıcısı olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma tüm hızıyla sürüyor. Savcılık, Barım'ın ID İletişim'e bağlı sanatçıları 29 Mayıs-2 Haziran 2013 tarihleri arasında Gezi Parkı Olaylarına katılmaları için yönlendirildiğini iddia etti. Barım'ın ayrıca bu dönemde Gezi Parkı Davası tutuklusu Osman Kavala, Çiğdem Mater ve şu an yurt dışında olan oyuncu Mehmet Ali Alabora ile yoğun iletişim halinde olduğu öne sürüldü. Ayşe Barım olayı Tv100 stüdyosunu karıştırdı.
"REKABET KURULU İNCELEMESİNDE YENİ DELİLLER ORTAYA ÇIKTI"
Millet Haber Yayın Yönetmeni Sinan Burhan'ın Gezi Parkı'ndan gözaltına alınan Ayşe Barım Olayıyla ilgili, "Biliyorsunuz Rekabet Kurulu bir inceleme başlattı. Bu yapım şirketleriyle ilgili olarak. İşte orada yapılan incelemelerde bir takım para transferlerinden bahsediliyor. Buradan hareketle geriye doğru bir süreç işliyor. Burada yeni delillerde Mehmet Ali Alabora ile Ayşe Barım arasındaki tapeler ortaya çıktı. Gezi olaylarındaki tablo bir milli güvenlik sorunudur. Türkiye'de sanatçı bayrak deyince yok, şehit deyince yok, Cumartesi Anneleri'nde var Diyarbakır Anneleri'nde yok." ifadeleri tartışmanın fitilini ateşledi.
"TEMELSİZ BİR DAVAYA YENİ BİR KURBAN EKLENİYOR GİBİ OLUYOR"
Burhan'ın sözleri üzerine Habertürk Yazarı Nagehan Alçı, "Hakikaten şaşkınlık verici. Gezi İddianamesini ve dava süreçlerini oldukça yakından takip etmeye çalışmış bir gazeteciyim. Gezi Davası başından itibaren Türkiye'ye çok zarar verdi. Gezi ile ilgili kafamda birçok soru işareti oluştu bir yerden sonra. Ama orada oluşan soru işaretle ile hazırlanan iddianameler arasında bağlantı yok. Yani zaten temelsiz bir davaya yeni kurban ekleniyor gibi oluyor. Gezi Davası hukuka hiçbir şekilde uygun değil. Bakın iddianamelerde birçok tutarsızlıklar da var. Osman Kavala meselesi Türkiye'nin itibarına da zarar verdi yurt dışında." diye konuştu.
"REKABET KURULU SAVCILIK DEĞİL, TAPELERE ULAŞAMAZ"
Hukukçu Taciser Ülkü ise, "Ayşe Hanım'ın içinde bulunduğu durum yargısal süreçte eleştirilebilir. Çünkü içerde şikayetler var. Orada başka bir konu var. Hukuken 13 yıl önce olmuş Sayın Tayyip Erdoğan sanatçılarla aynı masada oturdu ve uzlaştı. Ulusal güvenlik problemiyse bu. Rekabet Kurulu'nun yaptığı bir soruşturmada adeta bir savcılığın yaptığı soruşturma gibi tapelere yeni ulaşamazsınız.Bir tape ya vardır ya da yoktur. Vardıysa o gün bir şey yapmanız gerekir. Bu 13 yıl sonra edinilen bir şey değildir. Rekabet Kurulu savcılık değil. Yani o yazışmaya veya tapelere ulaşamaz." dedi.