Haberler

Bakan Ergün: "Montajda İyi Olan Bir Ülkenin Yerli Markasının Bulunmaması Söz Konusu Olabilir Mi?"

Abone Ol

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Montajda iyi bir yeri olan bir ülkenin yerli markasının bulunmaması söz konusu olabilir mi? Bu kadar büyük bir üretim gücü olan bir ülkenin yerli marka oluşturmaması söz konusu olabilir mi?" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Montajda iyi bir yeri olan bir ülkenin yerli markasının bulunmaması söz konusu olabilir mi? Bu kadar büyük bir üretim gücü olan bir ülkenin yerli marka oluşturmaması söz konusu olabilir mi?" dedi.

Bakan Nihat Ergün, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Otomotiv Sektörünün Geleceği ve Markalaşmanın Gücü Kongresi'ne katıldı. Kongrede ayrıca eski Almanya Başbakanı Gerhard Schroder, OYDER Başkanı Şükrü Ilısal'ı ve OYDER üyeleri de hazır bulundu. Kongrede konuşan Nihat Ergün, " Türkiye, 2009 bunalımının ardından 2010'da yüzde 9, 2011'de yüzde 8,5 büyüdü. Bu başarı reel ekonomiden kaynaklanıyor, sanayiden üretimden kaynaklanıyor. 2011'de bir yandan

135 milyar dolar ihracat yaparken, diğer yandan istihdam adına iyi bir trend yakaladık" diye konuştu.

Otomotivin de ekonomiye bağlı olarak başarılı seneler geçirdiğini dile getiren Ergün, şöyle konuştu:

"Sektör, toplamda 1 milyon 200 bin motorlu araç üretti. İhracatta 20 milyar dolar sınırını geçti. Ülke içinde otomobil satışı 2010'da 500 bin iken, 2011'de 600 bin barajını yakaladı. 2012'nin ilk 3 ayında ortaya koyulan performans da öngörüleri aştı. Ama maalesef net ihracatçı olan otomotiv sektörü bu konumunu 2011'de koruyamadı. Otomotiv sektöründe ithalat ihracatın önüne geçti. İç satışlarda artan taleplerin yüzde 70'inin ithalatla karşılanması tabloyu değiştirdi. Diğer yandan güçlenen Türkiye, genç

insan kaynağı temel alındığında büyüyen bir piyasa olmaya devam edecektir. Bununla ülkede son senelerde satış patlaması var, ama bin kişiye düşen araç sayısı gelişmiş ülkelerin altında. Şu an Almanya'da bin kişiden 600'üne araç düşüyor, Bu rakam Türkiye'de 130'dur. Demek ki alacağımız çok yol var. Bunlar bize işaret veren rakamlar. Bu anlamda uyuyan piyasanın talebini üretimle karşılamak önemli. Onun için Ford, Opel, Volksvagen gibi markalara binek otomobil üretmeleri için talepte bulunmalı, manevi baskı

yapmalıyız. Yetkili satıcılar, bu anlamda bağlantıda oldukları markaları ikna etme gayrete etmeliyiz. Yerli otomobil adına somut adımlar atılmalı. Biz, bu soruna duygusal bir tavırla değil ekonomik ve rasyonel dayanaklarla yaklaşıyoruz. Piyasamız ve ihracatımız müsait olduğu için bu alana yatırım yapmayı, elektrikli araç arayışına girmeyi diliyoruz."

Türkiye'nin Brand Finance'ın listesine bir marka dahi sokamadığından yakınan Bakan Ergün, "Montajda iyi bir yeri olan bir ülkenin yerli markasının bulunmaması söz konusu olabilir mi? Bu kadar büyük bir üretim gücü olan bir ülkenin yerli marka oluşturmaması söz konusu olabilir mi? Türkiye; genç ve dinamik insan kaynağı ile 2023 vizyonu ile markalaşma konusunda büyük potansiyel barındırıyor. 118 bin marka başvurusu ile Avrupa'nın tepesine yerleşmemiz duyarlılığın emaresidir. Tabii bu başvurularla iş

bitmiyor bunların içini doldurmak gerekiyor. Türk Patent Enstitüsü'ne başvur, tescil ettir, buzdolabına koy. Olur mu? Marka, piyasada olmalı, dolaba koymak için marka tescili yapılır mı? Eğer öyle ise bu markalaşma fikri, hakiki bir marka fikri değildir. Evet, artık bizler, markaların dünya piyasalarında yer alması adına girişime bulunmalıyız. Bir marka yaratmanın verdiği keyfi çok para elde etmek vermez. Onun için sanayicimiz marka yaratma fikrinde olmalı, idealist olmalı; sadece kar maksimizasyonun

peşinden koşmamalı. Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Bu anlamda belirlediğimiz alt hedeflerden biri dünya çapında 10 marka ortaya koymak. Bu markalardan biri de otomotive ait olmalı. Yeni teşvik sistemi ile yerli otomobilde daha somut adımlar için işaret fişeği atılmıştır. Burada önemli olan Türkiye'de yapılan üretimin katma değerini artırmak, ülkemizi otomotiv için Ar-Ge ve inovasyon üssü haline getirmek, çevre dostu ürün üretmektir. Şu an üretimin batıdan doğuya kayması, çevre dostu

araçlara evrim söz konusu. Bu eğilim süratleniyor. Artık otomobilin ve motorun sesini özleyeceğiz. Otomobilden başka türlü keyifler alacağız. Motorun sesi keyif veriyor ama üretim de değişiyor, çevre dostu yeni nesil araçlar üretiliyor. Ar-Ge yatırımları, kalite yönetimi ve esnek üretim artık rekabette öne çıkmayı belirleyen unsurlardır. Volvo ve Saab'ın süreci rekabet ortamında önemli markaların tutunmada güçlük çektiğinin ortadadır" şeklinde konuştu.

Araçların yeni bir yaklaşımla ele alınacağını belirten Ergün, "Artık sürüş keyfi olan araçlar yerini akıllı araçlara bırakacaktır. Bundan 20 sene sonra otomotiv sektörü denildiğinde çok daha farklı sektörü ve ürünlerden söz edeceğiz. Otomotiv bir şekilde hayatımızda yeri olan bir sektör olmaya devam edecektir" öngörüsünde bulundu.

Bakan Nihat Ergün, bakanlık olarak Otomotiv Sanayi Strateji Eylem Planı'nı uygulamaya başladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Görüyorum ki önemli kararlarda yabancı ortakların ağırlığı var. Strateji belgesinde en önemli eylem olarak 50 yaşı aşan araçların trafikten çekilmesi için çalışmalar başlattık. Trafikten çekilen araçlar; hurda ihtiyacını karşılayıp otomotiv sektörünün genişlemesinde de piyasaya yeni araçların sürülmesinde de rol oynayacaktır. Çevreyi kirleten araçlardan az Motorlu Taşıt Vergisi alınırken; çevreyi az kirleten yeni araçlardan çok vergi alınıyor. Bu çelişkidir, tersine çevirmeliyiz. Otomotiv stratejimizde

büyük atılım söz konusu. Yan sanayiciden yetkili satıcılara kadar daha fazla güç birliği yapmaktan yanayız. Bu adımla yerli marka yaratma, yeni nesil araç oluşturmada önemli aşamalar alacağız."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Nihat Ergün Almanya Ekonomi Türkiye Haliç Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title