Haberler

Bakan Işık'tan Otomotiv Yan Sanayicilerine Tavsiye

Abone Ol

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, otomotiv sektöründe üretim merkezlerinin sürekli yer değiştirdiğine işaret ederek, “Bu nedenle yan sanayicilerimizin de özellikle Çin, Güney Kore, Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerle ilişkilerini derinleştirmeleri gerekiyor” dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, otomotiv sektöründe üretim merkezlerinin sürekli yer değiştirdiğine işaret ederek, "Bu nedenle yan sanayicilerimizin de özellikle Çin, Güney Kore, Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerle ilişkilerini derinleştirmeleri gerekiyor" dedi.

Otomotiv Sanayi Derneği'nin İstanbul Sanayi Odası'nda düzenlenen 2014 Yılı 40. Genel Kurul Toplantısı'na katılan Bakan Işık, burada yaptığı konuşmada, otomotiv sektöründeki yan sanayicilerinin Çin, Güney Kore, Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerle olan ilişkilerini daha da derinleştirmeleri gerektiğini vurguladı. Işık, "Otomotiv sektöründe, üretim merkezleri yer değiştiriyor. Detroit gibi bir şehir iflas etti. Bu nedenle yan sanayicilerimizin de özellikle Çin, Güney Kore, Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerle ilişkilerini derinleştirmeleri gerekiyor. Otomotiv sektörü, tüm dünyada öne çıkan temel sektörlerden birisi. Bu sektörü, sadece kendisi için değil, çok geniş bir yan sanayi örgütlenmesi olduğu için de önemsiyoruz. Otomotiv sektörü, demir-çelik, petro-kimya, lastik, yazılım, elektronik gibi sektörlerle doğrudan ilişkili olan bir sektör. Otomotiv Strateji Belgesi'ni başarıyla uyguluyoruz. Bu yıl süresi bitecek belgenin revizyonuyla ilgili çalışmalara da başlayacağız. Revizyon sürecinde de sizden azami katkı bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Hükümet olarak 2023 yılında toplam 500 milyar dolar ihracat hedeflerinin içinde otomotiv sektörünün de 75 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmasını hedeflediklerini kaydeden Bakan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği sektörlerden birisidir. Sektörde, Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 milyar euro yatırım harcaması gerçekleşiyor ve yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar euronun üzerinde vergi geliri sağlanıyor. Eğer tüm otomotiv imalatçıları bir ülke olarak değerlendirilseydi, bu ülke dünyanın en büyük 6. ekonomisi olacaktı. Bu örnek sektörün büyüklüğünü net olarak ortaya koymaktadır. 2013 yılında ülkemiz toplam bin 166 bin adetlik motorlu karayolu taşıt üretimi ile dünyada 17'nci, Avrupa'da 6'ıncı sırada yer aldık. Bu sektör, dünyada da ülkemizde en çok AR-GE harcaması yapan sektörlerin başında geliyor. Türkiye'de 154 AR-GE merkezimiz var. 60 tanesi otomotiv sektöründen. Geçtiğimiz günlerde, AR-GE merkezleriyle ilgili önemli bir zirve yaptık, AR-GE merkezleri performans endeksinin 2012 sonuçlarını açıkladık. Endeks puanları kabul edilebilir düzeyde. Ancak daha da iyileştirmemiz gerektiği de çok açık bir gerçek. Bu AR-GE merkezlerini daha fazla çıktı odaklı bir yapıya büründürmemiz gerekiyor. Dışarıda AR-GE ve tasarım yapılsın, biz burada montaj yaparız mantığı doğru değil. Bu mantıkla kısa vadede belki para kazanılır ama orta vadede kırılganlık artar. Ar-ge ve tasarım süreçlerine dahil olursak, sektörün devleriyle daha stratejik ortaklıklar kurmamız mümkün olur. Sadece montaj yaparsak, yarın şartlar değiştiğinde, Allah korusun, buraya yeni yatırım çekmek, yeni fabrikalar açmak zorlaşabilir."

Sektördeki yeni trendlere de değinen Bakan Işık, otomotiv sektöründeki üretim merkezlerinin sürekli yer değiştirdiğini kaydederek, "Detroit gibi bir şehir, iflas etti. Bu nedenle yan sanayicilerimizin de özellikle Çin, Güney Kore, Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerle ilişkilerini derinleştirmeleri gerekiyor. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde dünyadaki üretimin yarısını BRIC ülkelerinde yapılacağı tahmin ediliyor. Küresel ısınma ile birlikte tüm dünyada çevresel faktörler konusundaki bilinç ve beklenti artıyor. Buna bağlı olarak, otomotiv sanayinde araç hafifletme, yeni malzemeler ve yeni teknolojiler konusunda çalışmalar da her geçen gün artıyor. 2020 yılına kadar Avrupa'da her 5 araçtan bir tanesinin elektrikli araç olacağı tahmin ediliyor. Özellikle yeni nesil, çevre dostu, hibrid, elektrikli araçlar konusunda atılım yapmalıyız" şeklinde konuştu.

"YENİ TRENDLERE CEVAP VERMENİN YOLU AR-GE, TASARIM VE İNOVASYON ÇALIŞMALARINA YOĞUNLAŞMAKTAN GEÇİYOR"

Gelişmiş ekonomilerde tüketici tercihlerinin daha esnek hale geldiğini anlatan Bakan Işık, "Tercihler de bireyselleşiyor. Seri üretim mantığı yavaş yavaş gerileyecek gibi duruyor. Bütün bu yeni trendlere cevap vermenin yolu, ana ve yan sanayide AR-GE, tasarım ve inovasyon çalışmalarına yoğunlaşmaktan geçiyor. Otomotiv teknolojisinde ortaya çıkan birçok yenilik, artık yazılım kaynaklı oluyor. Yazılım konusuna ayrı bir önem vermeliyiz. Bugün yazılım her sektör için, olmazsa olmaz bir özellik taşıyor. Ben bu açıdan Gebze'de kuracağımız Bilişim Vadisi'nin otomotiv sektörüne de yeni bir soluk getireceğine inanıyorum" dedi.

Yerli otomobil alanına da temas eden Işık, Türkiye'de 2002 yılında 91 bin otomobilin satıldığını, geçen yıl ise 664 bin otomobilin satışının gerçekleştiğini ifade etti. Işık, "Ancak otomobil sahipliği konusunda hala aç bir ülkeyiz. Çünkü hem genç bir ülkeyiz, hem de kişi başına düşen milli gelirimiz sürekli artıyor. Büyük ihracat potansiyelimizi de düşünürsek, yerli otomobil markası oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. Biz bu meseleye kuru bir milliyetçilikle yaklaşmadık, ekonomik ve rasyonel gerekçeler nedeniyle bu konunun üzerinde durduk. TÜBİTAK'ta elektrikli araçlarla ilgili çağrı teklifine çıkmıştık, bu çalışmayı sonuçlandırma aşamasındayız. Bu arada hafif ticari araçlarla ilgili çalışma başlattık. Teknolojik şirket satın almaya destek vereceğiz. Bursa'da TSE aracılığıyla sektörün uzun zamandır büyük ihtiyaç duyduğu Otomotiv Test Merkezi'ni inşa edeceğiz. Yapmış olmak için iş yapmayacağız, son derece donanımlı bir merkez oluşturacağız. İki sene içinde bitirmeyi umuyoruz ama açıldıktan sonra da sürekli geliştireceğiz. Avrupa'nın ikinci yüksek hız test merkezi olacak. (260 km/h) Çarpım, hız sürüş, emc, malzeme testleri yapılacak, eğitim merkezleri olacak. Bu merkez, yurtdışında yaptırmak zorunda kaldığımız testlerin burada yapılmasını sağlayacak. Dışarıdan test yapmaya da gelecekler. Bu merkezi sadece katma değeri artırmak için değil yerli marka oluşturma sürecimiz açısından da çok önemsiyoruz" şeklinde konuştu.

"SÖZDE YOLSUZLUK OPERASYONU İLE EN ÇOK DA EKONOMİYİ, KOBİ'LERİ, SANAYİCİLERİ VURMAYI AMAÇLADILAR"

Bakan Işık, 17 Aralık sürecinin ülke ekonomisine yansımasını da ele alarak, "Bir seçim öncesinde daha Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturma çabasına tanıklık ettik. Ancak gerek hükümetimizin dirayeti, gerekse milletimizin ferasetiyle bu darbe girişimini boşa çıkardık. Sözde yolsuzluk operasyonu ile en çok da ekonomiyi, KOBİ'leri, sanayicileri vurmayı amaçladılar. Dünyadaki gelişmelerin de etkisiyle döviz de ve faiz oranlarında bir artış yaşandı. Ancak bunun etkisi çok sınırlı oldu. Ocak'ta ve Şubat'ta ihracatımız artmaya devam etti. Sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranı gibi öncü göstergeler de, Türkiye'nin planladığımız istikamette ilerlediğini gösteriyor. Ocak ayında, sanayi üretim endeksi, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7.3 arttı. Bu rakam nedeniyle moralini bozmayan, hedeflerinden taviz vermeyen sanayicilerimize özellikle teşekkür ediyorum. Dünya yeni bir döneme geriyor. 2014 yılından itibaren sıcak para ve ucuz finansman dönemi sona eriyor. Biz hükümet olarak, her zaman önceliğimizi güven ve istikrar ortamını oluşturmaya verdik. Son zamanlarda da en büyük önceliğimizi cari açık sorunu, yani ekonomideki son kırılganlık unsurunu bertaraf etmeye verdik. Bu konuda attığımız adımların, özellikle iç tüketim yoluyla sektör üzerinde bir baskı oluşturduğunu biliyoruz. Ancak şunu ifade etmek isterim kısa vadede bu zorluğu göğüs gerelim ki, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi koruyalım. Yılın ilk iki ayında, merkezi bütçemiz, 3.7 milyar TL fazla verdi. Seçim döneminde dahi bütçenin fazla veriyor olması, bu hükümetin güven ve istikrar ortamına ne kadar önem verdiğini açıkça gösteriyor. Ülkemizde özellikle otomobilde artan iç tüketim ağırlıklı olarak ithalat yoluyla karşılanıyor ve bu da cari dengeyi olumsuz etkiliyor. Birkaç sene önce, sektörde net ihracatçı iken, bugün başa baş bir noktaya gelmiş olma nedenimiz de bu. Türkiye'de özellikle binek otomobil konusunda ürün çeşitlendirmesi yapmalıyız. Çünkü Türkiye'de üretilen araçlar, bu ülkedeki yeni müşteri ihtiyaçlarına yeterince cevap üretemiyor. Sadece kendi markamızı oluşturmak da yeterli değil, bazı firmaların burada üretime geçmesini veya yeni modeller üretmesini sağlamalıyız" dedi. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Çin Halk Cumhuriyeti Fikri Işık Güney Kore Hindistan Ekonomi Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title