Bakan Nebati'den Sanayicilerin Kredi Erişim Sorununa Yanıt: "Talep ve Beklentileriniz Haklı, Ama Bunlar Gelip Geçici"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Expo 2022 açılış programında; sanayicilerin dile getirdiği kredi maliyetlerinin yüksek ve vadelerinin kısa olmasıyla ilgili, "Bunlar gelip geçici şeyler. Yeni bir model, yeni bir iş anlayışı ve selektif kredi politikamız önümüzdeki süreci çok daha kolay bir şekilde geçireceğimiz yol haritasını ortaya koyuyor. Talep ve beklentileriniz haklı. Bu yönde Bankalar Birliği ve finansal kuruluşlarla yaptığımız toplantı ve iş birliği ile bu noktadaki sıkıntıların giderilmesi konusunda gerekli düzenlemeler hızlı bir şekilde yaparak reel piyasanın önceliklerinin, Türkiye’nin önceliği olduğu noktasını da beyan etmek istiyorum" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Expo 2022 açılış programında; sanayicilerin dile getirdiği kredi maliyetlerinin yüksek ve vadelerinin kısa olmasıyla ilgili, "Bunlar gelip geçici şeyler. Yeni bir model, yeni bir iş anlayışı ve selektif kredi politikamız önümüzdeki süreci çok daha kolay bir şekilde geçireceğimiz yol haritasını ortaya koyuyor. Talep ve beklentileriniz haklı. Bu yönde Bankalar Birliği ve finansal kuruluşlarla yaptığımız toplantı ve iş birliği ile bu noktadaki sıkıntıların giderilmesi konusunda gerekli düzenlemeler hızlı bir şekilde yaparak reel piyasanın önceliklerinin, Türkiye'nin önceliği olduğu noktasını da beyan etmek istiyorum" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, MÜSİAD EXPO 2022 açılış toplantısında ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye Ekonomi Modeli'nin dünyanın ilgi alanına girdiğini söyleyen ve MÜSİAD'ın kredi maliyetlerine dair şikayetlerine hak veren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklamasından satır başları şöyle:
"TAHIL KORİDORU ANLAŞMASININ İPTALİ FİYAT ARTIŞLARI GETİRİYOR: Küresel ekonomi bugün zorlu bir dönemeçten geçiyor. Rusya Ukrayna gerilimi, küresel enflasyon baskısı, finansal koşulların sıkılaşması ve artan resesyon riskleri nedeniyle uluslararası kuruluşların büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ettiklerini hep beraber gözlemliyoruz. Salgın sonrası dönemde artan taleple birlikte tedarik zincirlerindeki bozulma ve birçok emtiada arzın kısıtlanması fiyatları yukarı yönde etkiliyor. Birçok ülkede son 40 yılın en yüksek enflasyon oranları kaydediliyor. Böylesi bir ortamda önde gelen merkez bankalarının sıkı para politikalarıyla uygulamalarını ortaya koymuş olmaları, resesyon endişelerini daha da artırıyor. Yüksek faizler, küresel ölçüde finansal koşulları zayıflatırken yatırımların ve büyümenin de önüne geçiyor. Ülkemizin girişimleriyle, açılan tahıl koridoru, tam baskıları hafifletmişken geçtiğimiz günlerde yaşana gelişmeler üzerine anlaşmanın askıya alınması, yeni fiyat artışlarını da beraberinde getiriyor. Bunu da aşacağız. Ancak biz Türkiye olarak tüm bu küresel sıkıntılara rağmen tehditleri fırsatlara çevirerek başarıyla ilerlemeye devam ediyoruz.
EYLÜL İTİBARİYLE TOPLAM İHRACAT 252,6 MİLYAR DOLAR: Türkiye Ekonomi Modeli (TEM), bu kapsamda attığımız adımlarla, güçlü, dengeli ve istikrarlı büyüme trendimiz tüm küresel çalkantılara rağmen 2022'nin ilk yarısında da devam ederek yüzde 7,5'lik büyüme sağladı. 8 çeyrektir pozitif büyüme kaydeden Türkiye ve ekonomimiz, makine ve teçhizat yatırımları da 11 çeyrektir kesintisiz artıyor. Bu durum büyümemizin sağlam bir temel üzerine inşa edildiğini gösteriyor. Dünya ekonomisinde bölgeselleşeme eğilimlerinin arttığı ve ülkemiz için yeni fırsatların ortaya çıktığı bu süreçte devreye aldığımız TEM ile yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme politikamızı başarıyla uygulamaya devam ediyoruz. Güçlü büyüme ivmesi ile toplam istihdam rakamlarımızı salgın öncesi seviyelerin çok üstüne çıkarmayı başardık. Böylece 2022 ağustosu itibarıyla toplam istihdamımızı Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamı olan 31 milyon kişiye yükselttik. Ticaret ortaklarımızdan gelen güçlü talep ve küresel tedarik zincirindeki aksaklıklara rağmen bunu avantaja çevirebilmemiz sayesinde ülkemiz, son 22 aylık ihracat rekorları kırdı. 2022 eylül ayı itibariyle toplam ihracatımız 252,6 milyar dolarla tarihi yüksek seviyelere ulaşmıştır.
TURİZM GELİRİ HEDEFİNİ YUKARI YÖNLÜ REVİZE EDİYORUZ: Turizme yönelik tahminlerimizi de yukarı yönlü revize ediyoruz. Buna göre 2022'de yaklaşık 50 milyon ziyaretçiyi Türkiye'de ağırlayarak 44 milyar dolar turizm geliri elde etmeyi hedefliyoruz. Geçen yıl bu yılın hedeflerini koyduğumuzda 35 milyar dolardı. Salgının etkilerinin itmediği, küresel ekonomideki zorluklar ve en önemlisi Türkiye'deki potansiyeli lütfen görün. 35 milyar dolarlık hedef, 44 milyar dolar ile revize ediliyor.
ENERJİ VE ALTIN HARİÇ CARİ DENGE FAZLA VERİYOR: İhracattaki yüksek performans, kırdığımız rekorlar ve turizmdeki canlılığa rağmen savaşın etkisiyle başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarının yükselmesinden kaynaklı cari işlemler dengesinde bozulma kaydedildi. Küresel enerji fiyatlarına paralel olarak yüksek seyreden enerji ithalatımız nedeniyle ağustos ayı itibariyle cari açığımız 40,9 milyar dolar olmuştur. Tersinden baktığımızda enerji ve altın hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesi 41,2 milyar dolar fazla vermektedir. Türkiye 2020 yılında 28 milyar dolar net enerji ithalatçısı. Geçen yıl 51 milyar dolar net enerji ithalatçısı, bu yıl 100 milyar doların üzerine giden bir ithalat var. Yani dış ticaret açığımız büyüyor. Dolayısıyla da cari açık dengemiz büyüdü, normalleştiğini düşündüğünüzde cari işlemler açığı sadece geçen yılki fiyatlarla olmuş olsa dahi sıfırlanıyor. Biz TEM ile koyduğumuz hedeflere gün be gün ulaşıyoruz. Dünya normalleştiğinde bunun etkilerinin çok daha hızlı ve hissedilir şekilde olacağını hep birlikte göreceğiz. TEM kapsamında uygulayımız politikalarla cari işlemler dengesini kalıcı olarak iyileştirmek öncelikli hedeflerimizden birisidir.
ENFLASYONUN SEBEP OLDUĞU SORUNLARIN FARKINDAYIZ: Elbette sorun alanlarımız var. Küresel gelişmelere ek olarak döviz kurunda özellikle geçen yıl yaşanan gelişmeler ve enflasyon beklentilerinin kötüleşmesi ülkemizde enflasyonun yüksek seviyelere çıkmasına sebep olmuştur. Yüksek enflasyonun sebep olduğu sorunların tümünün farkındayız. Enflasyonla mücadelemize tek haneli rakamlara düşürünceye kadar devam edeceğiz. Bu çerçevede finansal istikrarı artırmaya yönelik adımlar başta olmak üzere aldığımız tedbirler sayesinde küresel fiyatlarla yaşanacak normalleşme ve beklentilerdeki iyileşmenin olumlu katkısıyla enflasyon belasından kalıcı olarak kurtulacağız. Öte yandan, fiyat artışlarının vatandaşlarımızı olumsuz etkilemesinden korumak hedefiyle ücret artışlarını enflasyon üzerinde yapıyor, kapsamlı destek paketlerimizi sunmaya deavm ediyoruz. Ekonomideki bu gelişmeler küresel resesyon beklentilerine rağmen ekonomimize yönelik güvenin artmaya başlamasını gerçekleştirdi.
TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ DÜNYANIN İLGİ ALANINA GİRDİ: Yerli ve yabancı yatırımların önündeki engelleri kaldırarak oluşturduğumuz iş dostu liberal yatırım ortamını, sunduğumuz rekabetçi teşviklerle cazip hale getiriyoruz. Kararlılıkla uygulamaya devam ettiğimiz Türkiye Ekonomi Modeli'yle ilerleyen dönemde ülkemize olan ilginin daha da artmasını tüm yurt dışı toplantılarda net olarak gözlemliyorum. İlkbahar toplantılarında Washington'da, Dünya Bankası, International Monetary Fund (IMF), Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD) ülkelerinin tüm temsilcileriyle yapılan toplantıda sorguluyorlardı. Bali'deki G20 toplantılarında neler oluyor diye bakıyorlardı. Çok şükür sonbahar toplantılarında Dünya Bankası, IMF, OECD ülkeleri banka guvernörleri ve bakanlarla yaptığımız toplantıda Türkiye Ekonomi Modeli artık dünyanın ilgi alanına girmiş durumda."
MÜSİAD'IN KREDİYE ERİŞİM SORUNUNA BAKAN NEBATİ HAK VERDİ
Toplantı açılışında konuşma yapan MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, son aylarda krediye erişim noktasında sıkıntı yaşandığını ve küçük meblağlarda verilen kredilerin geri ödeme vadelerinin de çok kısa olduğunu belirtti. Bakan Nebati'nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"İş dünyamızın finansmana erişimini desteklemek, yatırım ve ihracat olanaklarını geliştirmek amacıyla son dönemde selektif kredi politikamızla hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) paketlerini uygulamaya aldık. Öte yandan, reel sektörün finansman ihtiyacını karşılayan bankacılık sektörünün kredi hacmi yılbaşına göre yüzde 41 artarak 6,9 trilyon TL'ye ulaşmıştır. Selektif kredi politikamızın bir sonucu olarak bugün ticari kredilerindeki artış oranının tüketici kredilerine göre daha yüksek seviyelerde olması da sevindiricidir. MÜSİAD'ın kredilerdeki söylemlerini haklı ve doğru kabul ediyoruz. Dolayısıyla da gerek kredilere ulaşma gerek sürenin kısa olması, bunlar gelip geçicidir. Yeni bir model, yeni bir iş anlayışı ve selektif kredi politikamız önümüzdeki süreci çok daha kolay bir şekilde geçireceğimiz yol haritasını ortaya koyuyor. Talep ve beklentileriniz haklı. Bu yönde Bankalar Birliği ve finansal kuruluşlarla yaptığımız toplantı ve iş birliği ile bu noktadaki sıkıntıların giderilmesi konusunda gerekli düzenlemeler hızlı bir şekilde yaparak reel piyasanın önceliklerinin, Türkiye'nin önceliği olduğu noktasını da beyan etmek istiyorum."