Haberler

Başbakan'dan Artan Kur Yorumu: Endişeye Gerek Yok, Dolarda Taşlar Yerine Oturacak

Güncelleme:
Abone Ol

Başbakan Binali Yıldırım, TÜSİAD üyelerine hitap ettiği konuşmada dolardaki dalgalanmanın birkaç ay daha devam edeceğini ve yakında taşların yerine oturacağını söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, Sheraton Otel'de düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısına katıldı.

Başbakan Binali Yıldırım, yükselen döviz kurları ile ilgili "Şunu bilelim, bu dalgalanma herhalde 1 ay-1,5 ay gibi daha devam edecek. Ne zamana kadar, 20 Ocak'a kadar. Yeni seçilmiş başkan (ABD Başkanı seçilen Donald Trump) iş başına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak" dedi.

Başbakan Yıldırım toplantıda açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından notlar;

* Adana'da üzücü bir olay yaşadık. Çocuklarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Bu ve buna benzer yaşanan olaylar aydınlatılacak. Sorumlular cezalarını alacak. Bugün TBMM'de bir araştırma komisyonu oluşturmak suretiyle konunun tüm yönleriyle değerlendirilmesi ve yurtlarda alınması gereken tedbirleri tespit edecek.

* Bakanlarımızı olay yerine gönderdik. Aileleri teker teker ziyaret ettiler. Onların acılarını paylaştılar. Milletimiz bilmelidir ki olay aydınlatılacak, sorumlular cezalandırılacak. İnsanın olduğu yerde hata eksik olmuyor.

* TÜSİAD Türk iş dünyası için çok önemli bir sivil toplum kuruluşu. Türkiye'nin adını dünyaya duyurması hepimiz için iftiar meselesidir. Biz çalışanları, çalıştıranları, fabrikaları hiçbirini birbirinden ayrı tutmuyoruz. Bunu açıp bu çalışma imkanını vermeyen işverenlerimiz olmasa ülkemizde gelecekten, gelişmeden, ekonomiden, demokrasiye hukukun üstünlüğünden ve milli iradeden bahsedemeyiz.

* Ülkemiz için üretiyorsunuz bir yandan bir yandan da halkımızın refahına katkı sağlıyorsunuz. 15 Temmuz'da büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Alçak bir darbe girişiminin eşiğinden döndük. Bu darbe girişiminin başarısız olmasındaki en önemli sebep vatandaşımızdaki demokrasi bilincinin gelişmiş olmasıdır.

* Cumhurbaşkanımız dedi ki; 'Bu bir darbedir, kalkışmadır. Bu engellenecektir' dedi ve milletimizi meydanlara çağırdı. Milletimiz hiç tereddüt etmeden alçak darbe girişimini başarısız kıldı. Önce bu darbenin defedilmesinde en büyük kaynak 79 milyon vatandaşımızdır. Aynı zamanda demokrasimizi korumak, geleceğimizi kurtarmak için çağrı yapan Cumhurbaşkanımızdır. Bu girişime karşı duran milli irade temsilcisi Hükümetimizdir.

* Bunu Amerikalılar da Avrupalılar da anlayamıyor. Bir yandan bombalar atılıyor, tanklar üzerine geliyor, bunun ne anlama geldiğini uzun süre anlayamadık dediler, biz de dedik ki anlayamazsınız, bunun adı Türk milletidir. Ölüm dahil göze alır. Bu vesile ile gerek 15 Temmuz FETÖ kalkışmasında gerek milletin bağımsızlık mücadelesinde hayatını kaybeden şehitlerimizi şükranla anıyorum.

GELECEK BEKLENTİMİZ İÇİN KÖTÜMSER OLMAYA GEREK YOK

* Gerek Tuncay Bey, gerek Cansel Hanım ekonomideki gelişmeler, dünyadaki yaşadığımız belirsizlikleri samimiyetle ortaya koydular, endişelerini haklı olarak ortaya koydu. Tuncay Bey iki senaryo çizdi. Kötümser olmak için şu günlere bakarsak sebebimiz olabilir, eğer uzun vadeli bakarsak sebebimiz yok. Gelecek beklentimiz için kötümser olmamıza ihtiyaç yok.

* Özellikle kısa vadeli şu yaşadığımız ortamı değerlendirmekte fayda var. Doğru teşhis koyamazsak çözüm bulamayız. 8 Kasım'dan sonra piyasalarda hareketlenme yaşıyoruz. Ekonomik belirsizlik söylentiler, kurlarda dalgalanmalar var. 8 Kasım'daki Amerikan seçimlerini tahminlerin dışında Cumhuriyetçi adayın kazanması yatıyor. Sayın Trump Amerika'nın kendi içine yoğunlaşacağını, dış dünyayla olan bağın azalacağını ifade etti. Göçmenlerin girişine izin vermeyeceğim gibi şeyler söyledi. Yani halkın refahını arttıracak çalışmalara yoğunlaşacağım dedi. Küresel bakış açısından daha lokal memleketine yönelik.

* Bu söylemler tabii ekonomi üzerinde olumsuz etki yaptı. Dalgalanmalar başladı. E tabii Türkiye de nasibini aldı. Bu küresel bir gelişmedir. Meksika'nın yüzde 10 küsür biz de ikinci sıradayız. Para birimlerinde Amerikan Doları'na göre değer kaybı var. İngiliz parası sadece yaşamadı. O da Brexit sonrası yaşamıştı. O şimdi muhafaza etti.

* Bizim bir ayrışmamız olduğu doğru. Tüm para birimleri yüzde 5-6 yaptıysa bizimki 2 katı yaptı. Bunu da biliyoruz, bunun sebeplerini de biliyoruz. Unutmayalım Türkiye 4 ay içinde uçurumun eşiğinden döndü. Büyük bir tehditten kurtardık. 60 darbesi öncesi Türkiye'nin kişi başı milli geliri 583 dolar, 61'de 194 dolara düşmüş, 80'de ihtilal öncesi 1860 dolar, ihtilal sonrası 1195'e düşmüş, nereden nereye...

* 15 Temmuz darbesinde biz ciddi bir sarsıntı yaşamadık, neden çünkü darbe başarılı olamadı. Türkiye bu olayın benzerini Ak Parti iktidarında 4 kez daha yaşadı, atlattık. Bunu da atlatacağız endişeye gerek yok. Yeni iş alanları açmak için 200 milyar doların üzerinde küresel kaynak kullanmış bu muazzam bir şey. Bunu biz en iyi şekilde görüyoruz.

DALGALANMA 1.5- 2 AY DAHA DEVAM EDECEK

* 60 ihtilalinden sonra IMF Türkiye'ye yerleşti. 2013'e kadar. Türk ekonomisi 2013'e kadar denetlenen ekonomiydi. 2013'ten sonra kendi kendimizi denetleyen bir ekonomi haline geldik. Bu dalgalanma 1-1,5 ay gibi devam edecek. Ne zamana kadar 20 Ocak'a kadar. Yeni seçilmiş başkan iş başına geldikten sonra öngörülük artacak, taşlar yerine oturacak. Sorumluluk omuzlarınıza yüklenince söylemleriniz aynı olmaz. Bu siyasetin geleneğidir. Bu Türkiye için değil, dünya için böyle. Yükselen bir ırkçılık var.

* Suriye'de Irak'ta devlet yok, otorite yok. Türkiye bu kadar iç ve dış sorunlarla bölücü terör örgütünü FETÖ'yü Rusya'yla sorunları hepsini bir araya koyun, bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi aynı anda yerle bir olurdu. Allah'a şükür Türkiye bunların üstesinden geldi. Neden, Türkiye'de istikrar var, güven var. 27 çeyrek ardı ardına büyümesinin en büyük nedeni istikrardır, güvendir. Siz de bunu bildiğiniz için açıldınız, yatırım yaptınız. Eğer öngöremeseydiniz yapar mıydınız, yapmazdınız. Ama kafanız karışmasın. 2017 çok daha güzel olacak.

GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIYORUZ

* Sizi rahatlatmak için söylemiyorum, gereken tedbirleri alıyoruz. Bu geçici dönemde tedbirlerimizi alıyoruz.

* Kısa vadede hemen 8 Kasım'dan sonraki bu dalgalanmada bir araya geldik. Rakamlara baktık, göstergelere baktık. Birden fazla madde aldık. Eximbank ihracatçı döviz olarak kredi, borç alıyor. İhracatını gerçekleştiriyor, aldığı parayı ödüyor. 2 milyar dolar daha piyasada para kalsın. İkinci tedbir TMSF'nin elinden çıkardıklarını Türk parası olarak alın lazım değil. Kamu döviz olarak alması gereken parayı Türk parası olarak alacak. Piyasadan çekilmesinin önüne geçecek, etti 4,5 milyar dolar. 5 milyar dolarlıkla da kısa vadeli sözleşmelerimiz var. Türk parasıyla ödeme yapılacak. 4,5G'den birçok şeye. Kısa dönem için 10 milyar dolarlık piyasanın ihtiyacı olan kaynağı ayırdık.

* Bununla yetinmiyoruz genel genelge çıkardık. Kamu mecbur kalmadıkça milli paramız üzerinden yapacak. Sizi ilgilendirmiyor, sizinkisi gönüllülük esasına bağlı. Bireysel kredilerde dolar geliri yok, dolarla borçlanıyordu. İneği bile euroyla alıyordu. Bunların tedbirlerini aldık. Bireysel borçlanmanın yabancı parayla borçlanmanın önüne geçtik ama piyasaya müdahale, sermayeye kısıtlama getirecek uygulamaların yanından geçmeyiz.

* Türkiye küresel bir ekonomi, yerel müdahaleler olmaz. Özel sektörün borçlarını döndürme diye bir durum yok. Merkez Bankası'nın net rezervlerinde bir kuruş azalma yok. Bu ilginç değil mi? Bu tedbirleri aldığımız için. Alabileceğimiz her türlü tedbir var. Boş durmuyoruz. Kafa yoruyoruz, tedbir alıyoruz.

* Son zamanlarda vergi düzenlemeleri yaptık, tüketici kredilerinde yeniden yapılandırma yaptık, rehni kanunu çıkardık. Aman bina alalım arsa alalım değil neyi varsa, malı varsa bunların hepsini teminat olarak 2017 Ocak ayından itibaren uygulamaya başlıyoruz.

* Bireysel emekliliğe otomatik katılım getiriyoruz. 2017 ocak itibariyle. Türkiye'nin cari açığı var, ithalatı fazla, ihracatı yok. Amacımız buradaki açığın tasarruf miktarını artırmak, katma değer oluşturan alanlara destek vermek. 7 alan tespit ettik. Teşvik sistemimiz yayınlandı. Konfeksiyon usulü değil, ısmarlama projesine göre tespit sistemine geçiyoruz. Yapılacak yatırıma uygun teşvik vereceğiz. Onların da teşvik edilecek bölgeler var. 23 bölgemiz var. Doğu ve Güneydoğu'da burada da teşviklerimiz var.

* Bu bölgelerde ülkemizin birliği beraberliği kardeşliği için ortak sorumluluklarımızın olduğunu bilmeliyiz. Türkiye terörle mücadele ediyor. 1 taneydi, 2 oldu. FETÖ eklendi.

ALGIYI TERSİNE ÇEVİRMEMİZ LAZIM

* Bölücü terörde tarihimizde olmadığı kadar mücadelede başarılı gidiyoruz. 30-40 yılda girilmeyen yuvalarına girdik. Her gün bir tanesini ele geçirdik. Bunların ifadeleriyle inşallah terörü çökerteceğiz. Milletimiz rahat olsun, terörü Türkiye gündeminde en alt sıraya indireceğiz demiştim. Bunların konuşulduğgülrnu ülkeye yatırımcı nasıl karar versin durum böyle değil ama algı böyle. Biz dışardan izlerken savaş var sanıyoruz diyor yabancı yatırımcı bizim bu algıyı tersine çevirmemiz lazım.

* Ülkede mutlaka irade olacak. Türkiye'nin her karış toprağında bayrağı dalgalanacak. İş yapmak isteyenler iş yapacak, gezmek isteyen gezecek. O zaman biz terörü konuşmayacak noktaya geleceğiz. Çukur siyasetini uygulayanlar, Kürt kardeşlerimizin evlerini başına yıkanlar hesabını veriyor.

* Hakkında iddia var gel kardeşim uğra diyorsun, ben tanımam gelmem diyor. İçimizden hangimiz öyle yapabilir. Ben sizin yargınızı tanımıyorum. Çukur siyasetini uygulayanlar şimdi hesabını veriyor. Eş başkan, öz yönetim bunlar hayrımıza değil. Bu bilinmelidir ki, Kürt vatandaşlarımızla hiçbirimizin sorunu yok. Biz 79 milyon birlikte Türkiyeyiz. Bölücü terör örgütünün Kürt sorunu diye bir sorunu yok.

KÜRT VATANDAŞLARIMIZIN BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ DİYE SORUNU VAR

* Sorunu şu oradaki Kürt vatandaşlarımızın bölücü terör örgütü diye sorunu var. Çok yol aldık. Orada bayrak dalgalanıyor. Oraya başlattığımız yatırım ve destek hamlesiyle 10 yılda 160 milyar yatırım yapacağız. Biz sessiz sizler aktif ortak olacaksınız.

AB'NİN ANLAMSIZ KARARIN DİKKATE ALMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ

* Bu imkanları incelemenizi istiyorum. Birliğiniz beraberliğimiz için bu sorunları hep birlikte üstlenmeliyiz. AB hikayemiz, TÜSİAD'dan önce AB 53, TÜSİAD 45 yıllık. Kara sevdaya dönüşsün istemiyoruz. Şimdi AP bir karar aldı. Bu kararın hukuki bir sonucu yok, bir tavsiye kararı görüşmeler geçici olarak durdurulsun. Biz açıklama yaptık, bizim için önemi yok. Anlamı da yok. Avrupa'da Avrupa'nın geleceğini düşünen liderler mevcut, 15-17 Aralık'ta Liderler Zirvesi'nde anlamsız kararın dikkate alınmayacağını düşünüyoruz. AB'ye kafa karışıklığına son vermesini söylüyoruz. Dost olarak söylüyoruz. AB'ne Türkiye'nin üye olması AB'ye yük getirmez, yükünü alır. Bu bir. İkincisi AB malesef bugünlerde çıkışlarıyla davranışlarıyla Türkiye'nin ne dediğine değil, nerede durduğuna değil, düşmanlarının sesine kulak veriyor.

* Türkiye şunu yap yapmazsan şöyle olur, Türkiye bunu yap yapmazsan şöyle olur. Teröristlerin posterlerini koridorlarına asmamaları lazım. Dünyada esaret altına girmeyen iki ülke var, Türkler ve İngilizler. Kimseyi esaretine almayan tek ulus var; Türkler. Hayat devam ediyor. Biz onurumuzu ve istiklal ruhumuzu kimseyle pazarlık meselesi yapmayız.

BİZE MADİK ATTILAR

* Gümrük Birliği'ni 2017'de ele alacağız. Bunca sene sonra ne var? Gıdada, kamu alımlarında, e-ticarette bu alanlarda güncelleme yapılacak. Gümrük Birliği'nde de bize madik attılar, bu millet bunları biliyor. 18 Mart'ta bir anlaşma yaptık. 5 husus var. 1- Bire bir. Bir mülteci kurtarırsa alacaklar. 2- Yenikabul. Türkiye'den başka ülkelerden Avrupa'ya gidenleri geri gönderecekler aalacağız. 3- Vizelerin kalkması: 30 Haziran'da kaldıracağız dediler. 4- 3+3 milyon euro mülteci desteği. Bunlara karşılık Türkiye 72 maddden oluşan reformlar yapacak. Birine olmaz dedik. Terörle mücadele kanunu değiştirin, neden değiştirelim. Bu çocuklar fena çocuklar değil biraz daha sevimli yumuşak davranın bir ölüm kalım mücadelesi yapıyoruz, bunu reddettik. Bu sefer diğer hepsi yalan oldu.

* Bugün ticaretimizin yarısı Avrupa ile. Finansal ilişkilerimizin yüzde 80'i Avrupa ile. İlişkilerimizi koparacak değiliz, ama iç durumdan bağımsız olarak daha rasyonel bir şekilde Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmeli. Avrupa'nın geleceği açısından da lazım. En büyük teminatı Türkiye'dir. 5-6 yıldır Türkiye bu olumsuzlukları karşılamasaydı. Avrupa'ya yansıtsaydı bugün Avrupa duman olmuştu. Sürekli Avrupa'yı koruyacağız diye bir şey yok. Önce ülkemizi koruruz. Ülkemizin vatandaşımızın geleceği her şeyden önce gelir. Türkiye'yi muhattap alsınlar, teröristlere daha az, Türk halkına daha çok kulak versinler. Bu bir.

OHAL'DE EKONOMİYİ İLGİLENDİREN KARAR ALDIK

* İkincisi OHAL. Bizim durup dururken ihtiyacımız değil, bir mecburiyettir. Bu örgüt kapalı bir örgüt. 70'li yıllardan bugüne kadar her tarafa sızmış. İtirafları izliyorsunuz abiler ne diyor ona bakıyor, hiç hukuk kitaplarına bakmıyor. Kafayı kiraya vermiş. Hukuk adamına bak, formatlamış kafayı. Albaya talimat veriyorum diyorum, çıt yok. Genelkurmay açıkladı. Astsubay abisi oymuş. Astsubaydan olur alırsa peki komutanım diyorlarmış. Bunlara gereken tedbiri almadınız diyorlar. Bunlar dişini ne zaman gösterdi. 17 Aralık'Ta polisle bir olarak yargı darbesi yapmak istediler. Düzenledikleri iddianamede Cumhurbaşkanı, Başbakan silahlı örgüt lideri ben de yardımcısıyım. Hukuki geçerlilik kazanmadı ama gördüm.

* Bu akla ziyan bir iştir. OHAL'de ekonomiyi ilgilendiren karar almadık. Terör örgütü için aldığımız karardır. OHAL'de aldığımız kararlar alçak örgütün devlet kademesinden temizlenmesine yöneliktir. O 500 bin kişi AİHM gitti ve kazanamadı. Hiçbir devlet sadakatinden emin olmadığı insanlarla çalışamaz dedi. Biz çifte standartlara karşıyız. Almanya'ya öyle dediler.

* Yapısal reformlara aynen devam edeceğiz. Başkalarının ne yapıp yapmadığına bakmadan önce biz kendimiz neyi eksik yapıyoruz, arkadaşlarımızla oturup çalışıp gereğini yapıyoruz. Belirsizlik en kötü şeydir. Tek başına iktidar var, çok güzel halk desteği var. 14 yıldır. vatandaşın sizin kafasnızda belirsizlik varsa bir yanlışlık var. Bir anayasa değişikliği var, rejimi değiştirmek değil amaç. Rejim belli Cumhuriyet. Halkın egemenliği o egemenlik ne demek olduğunu darbede gördük biz.

TÜSİAD YETKİLİLERİNİN KONUŞMASI

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan "AB-Türkiye ilişkilerinin iyice gerilmiş olmasını endişeyle izliyoruz, burada AB'nin yapıcı olmayan tavrının da payı büyük" dedi. Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ise "Ekonomideki sarsıntının, giderek yatırımların azalabileceği ve daha yavaş büyüyecek bir Türkiye'nin habercisi olduğunu görmeliyiz" şeklinde konuştu.

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan'ın konuşmasında öne çıkan mesajlar şöyle:

*Karamsarlık o kadar etrafımızı sarmış ki iyi yetişmiş akademisyenler bile yurt dışına gidiyor

*Buradan bakınca gelecek açısından iyimser olmak zor

*Dünyada düşük büyüme sendromu ortadan kalkarken, Türkiye'de de 2017 yılında bunun etkisini görülecektir

*Hepimiz iyimser yorumun doğru olmasını canı yürekten isteriz, ama kötümser yorumun doğru olması durumunda geleceğimiz çok karanlık olur

AB'NİN TAVRI YAPICI DEĞİL

*Karamsar bakış açısının doğru çıkma ihtimali bir yana karşı karşıya kalmamız muhtemel riske karşı önlemimizi bugünden almalıyız

*AB-Türkiye ilişkilerinin iyice gerilmiş olmasını endişeyle izliyoruz, burada AB'nin yapıcı olmayan tavrının da payı büyük

*Türkiye AB'nin tavrına öfkeyle kalkarsa zararla oturulur

ÜLKEMİZİN POTANSİYELİNE İNANARAK RİSK ALIYORUZ

Tuncay Özilhan'dan sonra Tüsiad Başkanı Cansen Başaran Symes konuştu. Symes'ın konuşmasıda öne çıkan noktalar şöyle:

*Sayın Başbakanım, sıkıntılarımızı tüm açıklığıyla paylaşmak isterim. Artan işsizlikten, eksilen güvenden ve elbette dolar karşısında son iki ayda yüzde 15 değer kaybına uğrayan paramızdan bahsetmek zorundayım.

*Sonuçta hepimizi ülkemizin potansiyeline inanarak risk alıyoruz, vergilerin önemli bir bölümünü ödüyoruz, sigortalı çalışanların yarısını istihdam ediyoruz. Ülkemizi dışarda da temsil ediyoruz.

*Çıkarlarımız ülkemizin gelişmesiyle birebir örtüştüğünden yapıcı eleştirilerle devletimize yardımcı olmak istiyoruz. İş dünyasıyla tesis edilen istişare ortamını faydalı buluyoruz.

DAHA YAVAŞ BİR BÜYÜMENİN HABERCİSİ

*Sayın Başbakanım, konuların üzerine ciddiyetle gidildiği beyanatlarınızı dikkatle izliyoruz. Ancak zamanın giderek daha kısıtlı hale geldiğini görmemiz gerekiyor. Son dört yıldır, yatırımlar artmıyordu. Bu yıl veriler ekonomide daralmayı işaret etmeye başladı. İşsizlik oranında son 6 aydaki sıkıntının büyüklüğünü gösteriyor.

*Özel sektörün döviz borcunu halen döndürdüğünü biliyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin ciddi hasar gördüğünü biliyoruz.

*Vatandaş dövizdeki dalgalanmaları derin krizlerle özdeşleştiriyor. Ekonomideki sarsıntının, giderek yatırımların azalabileceği ve daha yavaş büyüyecek bir Türkiye'nin habercisi olduğunu görmeliyiz.

*Yaşadığımız sıra dışı günler ve darbe girişimi akabinde gerçekleştirilen temizlik operasyonları, ekonomik aktörler arasında ciddi bir güven bunalımı yaratılıyor. Terörle mücadele bağlamında güvenlik kaygılarımız olağanüstü arttı.

ANADOLU'DA TİCARİ HAYATI ETKİLİYOR

*Ancak bundan kaynaklanan bazı OHAL uygulamaları, özellikle Anadolu'da ticari hayatı olumsuz etkiliyor. OHAL'in bir an önce kaldırılmasını ülkenin meclisinin asli görevini yapmasını bekliyoruz. Unutmamalıyız ki normalden ne kadar uzaklaşırsak, normalleşme o kadar uzak olacaktır.

*Yargıda ve tüm kamu kurumlarında liyakat bazında ayrımcılık gözetmeyen bir istihdam politikası uygulanmasını tekrarlamak isterim. Güçlü ve adil bir hukuk sistemi olmadan hukukun sağladığı hak, özgürlük ve mülkiyet güvencesi korunmadan, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmeden piyasa ekonomisini idare etmek mümkün değildir.

*Acilen büyüme hikayesi yaratmamız, bunu destekleyecek eğitim reformlarını, teknoloji tercihlerini hep beraber yapmamız gerekiyor.
Küreselleşme durmayacak, bugünden krizden çıkarılması gereken dersler bir an önce çıkarılabilirse treni tekrar rayına oturtmak mümkün olabilir.
Kısaca şunu söylemekle yetinmek istiyorum.

ABD SEÇİMLERİ BÜYÜK BİR ŞOK YARATTI

*Demokrasinin kurumlarını bugüne kadar olduğundan daha ciddiye almayan, tedbirler ön görmeyen küreselleşme anlayışı, hem küreselleşmeye hem de demokrasiye zarar verecektir.

*ABD seçimleri, dünyada büyük bir şok yarattı hem de ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini bize gösterdi. ABD'nin dünya ile Avrupa ve Ortadoğu ile ilişkilerini nasıl kurgulayacağı, Türkiye açısından da son derece önemli.

*AB'nin ciddi bir kimlik krizi yaşaması, dünya siyasetinde ekonomik gücü oranında ağırlık gösterememesi, AB'nin dünya ekonomisinde silinip atılacak bir unsur olduğu anlamına gelmez. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin, olağanüstü uzun sürmesinden dolayı yıprandığı bir gerçektir. Diğer yandan Türkiye'nin AB ilişiklerini kamuoyunu dalgalandıracak bir dille sürdürülmesinin ülkemizin çıkarlarına uygun olmadığını düşünüyoruz.

*Türkiye, arap başkaldırısına destek verdi. Daha sonra Suriye'de olay başka boyutlara evrildiğinde kontrolsüz bir sarmal oluştu. Bugün Ortadoğu bölgesi uzun zaman yaraları saramayacak durumda. Mezhep çatışmaları belli ki daha bir süre bölgeyi kasıp kavuracak. Bunun panzehiri bzde mevcuttur, o da laiktir.

2016 KARAMSARLIĞIN ARTTIĞI BİR YIL OLDU

*90 yıl önce kazandığımız bu önemli avantajı yitirmememiz gerektiğine inanıyorum.

*Türkiye'de patlayan terörizm, Türkiye'de umut yeşerten sürecin askıya alınmasına yol açtı. Toplumsal barışı yeniden kuracak, son dönemdeki çatışmalardaki yaraları saracak önlemleri almalıyız.

*15 Temmuz'daki hain darbe teşebbüsünün ardından, çok kısa süre de olsa varlığını gösteren bu kapsayıcı siyaset anlayışını göstermemiz gerekir. Mensuplarından biat talep eden FETÖ gibi sekter yapıların devlete sızmalarının sonuçlarını neredeyse çok ağır biçimde ödüyorduk.

*2016 dünya ve Türkiye için karamsarlığın arttığı bir yıl oldu. Geçmişe baktığımızda, hedeflere doğru mutabakat sağlayarak güç birliği yaptığımızda ciddi başarılar elde ettiğimizi gördük. Bugün, işbirliğini yitirmenin, rejimin kurucu ilkelerinin sorgulanma payının yüksek olduğunu düşünüyoruz.

*Kendi çoğulculuğumuzla barışıp, birbirimizin alanına, yaşam tarzına, düşüncesine saygı duyarak işbirliği yapmayı yeniden başardığımız takdirde, bugünkü karamsarlığı tarihe gömebiliriz.

Kaynak: Haberler.com / Ekonomi

Binali Yıldırım Türkiye Ekonomi Ekonomi Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title