Bask'tan Başbakan'a Mektup
BASK'tan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderilen mektupta, kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve sendikal sorunlarını çözmek amacıyla hareke geçilmesi gerektiği vurgulandı.Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu...
BASK'tan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderilen mektupta, kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve sendikal sorunlarını çözmek amacıyla hareke geçilmesi gerektiği vurgulandı.
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay ve Genel Sekreteri Mehmet Bayraktar tarafından Başbakan Erdoğan'a bir mektup yazıldı.
Hükümetin, "devletin olmazsa olmaz" unsuru kabul edilen kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve sendikal sorunlarını çözmek amacıyla harekete geçmesine ihtiyaç olduğu belirtilen mektupta, "Toplum kesimlerinin sorunlarını çözmek için hazırlanan plan ve projeler ne kadar muntazam olursa olsun, bu planları yaşama geçirmekle vazifeli kamu görevlileri sorunlu olduğu takdirde arzu edilen hedefe kolayca ulaşmak mümkün değildir. Nitekim bugüne kadar açıklanan ve uygulamaya sokulan pek çok pakete rağmen toplum kesimlerinin sorunları kartopu gibi büyümüştür. Bunun temelinde, sorunları çözmekle vazifeli memurların sorunlu olmaları yatmaktadır" denildi.
Kamu görevlileri aldığı aylıkla zorunlu giderlerini karşılayamadığı için sosyal hastalıkların girdabında sürüklendiği savunulan mektupta, şöyle devam edildi:
"Kamu görevlisi aldığı aylıkla kira, yakıt, gıda, giyecek, eğitim, sağlık, ulaşım, haberleşme, aydınlatma ve temizlik dâhil zorunlu ihtiyaçlarını karşılamakta müşkülat çekmektedir. Bu nedenle toplumun diğer kesimleri için yaşama geçirilen ekonomik, sosyal ve demokratik muhtevalı bir paketin memurlar için de yaşama geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın doğumundan ölümüne kadar geçen süredeki tüm hizmetleri kamu görevlileri eliyle yürütülmektedir. Kaldı ki kamu görevlisi doğrudan Hükümetle çalışmaktadır. Hükümetin başarısında da, başarısızlığında da birinci derecede pay sahibidir. Kamu görevlisinin sorunlarına bu tespit ışığında bakılmasında yarar görmekteyiz. İkinci iş yasağı nedeniyle kamu görevlilerinin aylığından başka hiçbir geliri bulunmamaktadır. 2014 yılı için ortalama memur maaşı 2 Bin liranın altındadır. Buna karşılık dört kişilik bir memur ailesinin gıda, kira, yakıt, giyecek, eğitim, sağlık, ulaşım, haberleşme, aydınlatma ve temizlik gibi zorunlu ihtiyaçlarını için 3 Bin 200 lira gerekmektedir. Bu koşullarda çalışan bir kamu görevlisinin tüm dikkatini kamu görevine teksif etmesi eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. 2014 yılında; memur maaşları enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde aradaki farkın memur maaşlarına yansıtılması 7 Ağustos 2013 tarihinde imzalanan toplu sözleşme mutabakat metnine göre mümkün değildir.
2014 yılında Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerin yapılacak olması, komşumuz Suriye'den gelecek savaş tehdidi ile küresel ekonomideki kırılganlık ve benzeri etkiler nedeniyle 2014 yılı enflasyon oranının memur maaş artış oranını aşacağı aşikârdır. Bu haksızlığın 2014 Yılı Bütçe Kanunu ile giderilmesini ve 123 lira tutarındaki net artışın revize edilmesini beklemekteyiz."
-AK PARTİ TUZAĞA DÜŞMEMELİ-
Mektupta "2014 Yılı için kamu kesiminde çalışan işçilere uygulanması kararlaştırılan enflasyon farkı ödemeleri memurlara da yapılmalıdır. 2015 Yılı için enflasyon farkı ödemelerinde temel kabul edilen 12 aylık enflasyon endeksi 6 ay olarak kabul edilmelidir" denilirken, "Vergi dilimleri belirlenirken çıtanın aşağıda tutulması ve vergi muafiyet kalemlerinin farklı olması nedeniyle sözleşmeli statüde çalışan memurların vergi oranları yüzde 20, 27, hatta 35 oranına yükselmektedir. Bazı memurlar yılın ilk aylarında aldığı maaşı yılın son aylarında alamamaktadır. Kısacası yapılan maaş artışı vergi yükünü dahi karşılamaktan uzaktır" ifadelerine yer verildi.
Görevde yükselme ve unvan değişikliğine dair genel yönetmeliğin 31 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği anımsatılan mektupta, "Bu yönetmeliğin değiştirilmesi ile keyfiliğin önündeki engeller kaldırılmış olacaktır. Bahse konu değişikliklerde ısrar edildiği takdirde "bilenle bilmeyen' arasında fark kalmayacak, arkası ve dayısı olanlar ehliyetli, liyakatli, bilgili ve yetenekli olanların önüne geçecektir. Liyakat ve ehliyet yerine, kayırmacı bir sistem egemen olacağı için haksız kazanç peşinde koşan çıkar gruplarının önü açılacaktır.
Ayrıca KPSS sınavında başarılı olan memur adaylarının sözlü sınava tabi tutulması da her geçen gün yaygınlaşmaktadır.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı önceki iktidarların düştüğü bu tuzağa düşmemeli, kamu görevlilerinin kaderini il, ilçe ve belediye başkanları ile milletvekillerinin veya nüfuzlu kişi ve kuruluşların inhisarına bırakmamalıdır" denildi.
-ATILACAK HER ADIM KAMU HİZMETİNE KATKI YAPACAKTIR-
Kamu görevlilerini motive etmek, hata yapan memurları kazanmak maksadıyla, yüz kızartıcı olarak tabir edilen suç kapsamı dışındaki disiplin cezalarına "Af" getirilmesinin yararlı olacağının altı çizilen mektup şöyle tamamlandı:
"16 Ocak 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlara "bir derece' verilmek suretiyle kamu görevlileri arasında eşitlik ve adalet sağlanmalı, bundan sonra göreve başlayacak memurlara da otomatik olarak bir derece verilerek bu adaletsizlik sona erdirilmelidir.
Ek ödeme, yan ödeme, ikramiye, fazla mesai, özel hizmet tazminatı ve benzeri adlarla yapılan ödemelerden SGK pirimi kesilmediği için kamu görevlilerinin emekli aylığı düşük bağlanmaktadır. Çalışırken elde ettiği gelirin yarısı emekli aylığı olarak bağlandığı için pek çok kamu görevlisi emekliye ayrılmakta tereddüt etmektedir.
Hükümetinizin ekonomik ve sosyal muhtevalı pek çok reforma imza attığını bilmekle birlikte, kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve sendikal sorunlarını çözmeye yönelik bir paketi ivedilikle yaşama geçirmesi tüm kamu görevlilerinin ortak hissiyatıdır.
Yukarıda sıraladığımız makul ve meşru talepleri karşılama yönünde atılacak her adım kamu hizmetlerinin etkin, verimli ve kaliteli bir şekilde ifasına katkı yapacaktır."