Haberler

Bilgin: Bank Audi, İzin İçin Tekrar Kurul'a Gelecek

Abone Ol

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık lisansı vermenin bir gruba halkın mevduatını toplama yetkisi verme anlamına geldiğini vurgulayarak, Bank Audi'ye bankacılık lisansı verirken çok titiz davrandıklarının altını çizdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık lisansı vermenin bir gruba halkın mevduatını toplama yetkisi verme anlamına geldiğini vurgulayarak, Bank Audi'ye bankacılık lisansı verirken çok titiz davrandıklarının altını çizdi.

Bankacılık Kanunu'nun 8. maddesindeki tüm kriterlerin yanı sıra, sermaye şartı da getirdiklerini dile getiren Bilgin, "Kanunda belirtilen miktar 20 milyon dolar. Biz bunun 15 katı olan 300 milyon dolar sermaye talebimiz oluyor. Bank Audi, 9 aylık sürede sistemini kurup, binasını tutup, tekrar izin için kurula gelmek zorunda" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine Müsteşarlığı, BDDK ve SPK'nın bütçe görüşmeleri yapıldı. Komisyonda söz alan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Bank Audi'ye bankacılık izni verilmesiyle ilgili bir soruyu cevapladı. BDDK Başkanı Bilgin, Bankacılık Kanunu'nun en önemli maddelerinden birinin 8. madde olduğunu söyledi. Bu maddenin banka kuruluşunda aranan şartları tek tek belirlediğini dile getiren Bilgin, bunda çok hassas ve dikkatli olduklarını söyledi. Lisans vermenin o gruba halkın mevduatını toplama yetkisini verme anlamına geldiğini vurgulayarak, "8. maddede kriterler belirtilmiştir. Buna ek olarak biz sermaye şartı da getirmişiz. Kanunda belirtilen miktar 20 milyon dolar. Biz bunun 15 katı olan 300 milyon dolar sermaye talebimiz oluyor. Tekrar etmek istiyorum bütün kriterler ve artı para şartı konulmuştur. 9 aylık sürede sistemini kurup, binasını tutup, tekrar izin için kurula gelmek zorunda. Bank Audi, Osmanlı döneminde kurulmuş bir bankadır. Uzun uzun incelenmiştir. Kurulumuz bu kararını vermiştir. Sıfırdan yeni bir banka lisansı ile ilgili olarak hiçbir red olmamıştır. Ciddi başvuruda olmamıştır. Başvurular olmuştur. İstenen belgeler süresinde getirilmemiştir" diye konuştu.

-"ZİMMET RAPORLARINDA GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERİYORUZ"-

Bilgin, Milletvekillerinin "zimmetle" ilgili bir sorusuna şu cevabı verdi:

"Zimmet, kanunumuzun özel günlerde düzenlenen maddesidir. 2005'te de Meclis'imiz oyuyla yürürlüğü devam etmiştir. Zimmette esasen kurum olarak baktığımız esas, maddi unsur, manevi unsur, "illiyet bağı ve zararın doğmasıdır'. Bunların bir arada olması bizim için çok önemli. Ceza Kanunu da onu gerektiriyor. Biz bu konuda zimmet raporlarında bu hassasiyeti gösteriyoruz. Bir sicil affından dolayı bir banka, buna kredi verildi diye zimmet yazdıysa bu zimmete girmez. Başka nedeni olmalı. Benim 8 yıllık başkanlığım dönemimde binlerce karar arasında, zimmet diye verdiğimiz karar 50'yi geçmez" şeklinde konuştu.

-BABACAN: "ZİMMET MADDESİNE BİR SÜRE DAHA GEREK VAR"-

Milletvekillerinin zimmetle ilgili maddenin kaldırılmasını istemesi üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuya ilişkin açıklamalar yaptı. Babacan, Türkiye olarak hala normalleşmedik diyen Babacan, dünyada şartların normalleşmediğini belirterek, "Bu maddelere bir süre daha gerek var" dedi.

-SPK BAŞKANI AKGİRAY: "BU İMKANI VERMEK GEREKİYORDU"-

Komisyon'da SPK Başkanı Vedat Akgiray, "Halka açık şirketlerin kendi paylarını geri almasının, Türk Ticaret Kanunu'na aykırı olduğuna" yönelik bir soruya cevap verdi. Akgiray, şu anda dünya piyasalarının içinde bulunduğu koşulların, Türkiye piyasalarının içinde bulunduğu artan oynaklığın, bu çözümü "olmazsa olmaz" olarak gündeme getirdiğini dile getirdi. Akgiray, "Reel sektör firmalarımızın 9 aylık performansına baktığımızda borsalarımızın bunu çok olumlu karşılaması gerekiyordu. Olamadı. Belki de dünya yüzünden. Belki yabancı payının fazla olması nedeniyle dolaylı etki yüzünde, firmalarımız hisse senetlerindeki ciddi kayıplar nedeniyle firmaların muhtemel zararları söz konusu oldu. Bu imkanı vermek gerekiyordu. Kaldı ki dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu imkan vardır. Mevcut Türk Ticaret Kanunun 329. madde buna cevaz veriyor zaten. Doğru yorumlamak gerekiyordu. Bu nedenle orada Kanuna aykırı olduğu eleştirileri doğru değil" şeklinde konuştu.

-ÇANAKÇI: "UYGUNLUK VERİLMEYEN ÜÇ HESAP BULUNUYOR, BUNLARIN KONUSU TEK"-

Hazine Müsteşarı Halil İbrahim Çanakçı, Hazine İşlemleri Raporu'na yönelik soruları cevaplandırdı. Hazine İşlemleri Raporu yayımlanır yayımlanmaz, tüm birimleri toplayıp, eylem planı hazırladıklarını belirten Çanakçı, zaman içinde bakınca da tespit ve eleştirilerde de bir azalma olduğunun da görüleceğini vurguladı. Bu yılki raporda uygunluk verilmeyen üç hesap bulunduğunu, bunların konusunun tek olduğunu söyleyen Çanakçı, "Tamamen Geliştirme Destekleme Fonu tarafından, çok önce, geçmişte kullandırılan, daha sonra Fon'un tasfiyesinin ardından Hazine alacağına dönüşmüş kredi alacaklarıyla ilgili bir husus. Bunun Eximbank ve TOKİ boyutu vardı. Eximbank boyutu, beklentileri karşılayacak şekilde halledildi. Sorun kalmadı. Yalnız TOKİ boyutunda, gelen bilglier, ana para, faizin ayrıştırılmadığı için, TOKİ'nin takip sistemindeki bir takım sıkıntılar nedeniyle, hesaplara uygunluk verilmedi. Bununla ilgili Hazine denetim birimlerinin ayrıştırmayı yapması için çalıştırılması öngörülüyor. Bunu yapmak için çalışacağız. Önümüzdeki yıl bunu sonuçlandırmaya çalışacağız. Hazır değerlerle ilgili olarak, bu konu şu anda fiilen çözülmüş durumda. Gerekli yönetmelik değişikliği yapılmış, ayrıca hesap da reddedilmiş hesap değil. Yönetmelik değişikliği rapordan sonra yapıldığı için bu tespit orada duruyor. Ancak konu çözüldü. Teyitsiz kredilerle ilgili olarak, orada idari para cezası Sayıştay'ın önerisi. Biz de bir aksaklık varsa, bu aksaklıkları tekerrür etmesin diye böyle bir uygulamayı yapıyoruz. Milli Eğtiim Bakanlığı'ndan da 924 TL gibi küçük bir cezası var."

-ÖNERGE KABUL EDİLDİ, 27 MİLYON TL'NİN İZİ SÜRÜLECEK-

Komisyon'da AKP'li vekiller tarafından verilen bir önerge oy çokluğuyla kabul edildi. Geliştirme ve Destekleme Fonu'nun tasfiyesi sonrasında Hazine alacağına dönüşen tutarların sağlıklı olarak izlenememesi üzerine verilen Önerge ile, Geliştirme ve Destekleme Fonu aracılığıyla kullandırılan, Fon'un tasfiyesinin ardından takibini TOKİ'nin yaptığı Hazine alacaklarının sağlıklı bir envanterinin çıkarılması, hesapların izlenebilir şekle dönüştürülmesi öngörüldü. Önerge verilmesine neden olan konu şöyle gelişmişti: Geliştirme ve Destekleme Fonu aracılığıyla 2000 yılından itibaren Geliştirme ve Destekleme Fonu'nun kullandırdığı 82 milyon TL desteği kapsıyor. 2009 sonu itibariyle bu tutar 27 milyon TL'ye inmiş olduğu ifade ediliyor. Bu tutarın kesin bir rakam olmadığının da altı çiziliyor. Sayıştay, bugelişmelerin ardından 27 milyon TL'nin muhasebeleştirilmesi söz konusu olmadığı için, 2010 yılında da uygunluk vermedi.

Sözkonusu önergenin kabul edilmesinin ardından, Komisyon'da, Hazine Müsteşarlığı, BDDK ve SPK'nın 2012 yılı bütçeleri kabul edildi. - Ankara

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Ekonomi Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title