Bp'nin 2035 Enerji Görünümü Raporuna Göre Enerji Talebindeki Artışın Yüzde 95'i Gelişen...
Dünya petrol devi BP'nin yayımladığı "2035 Yılı Enerji Görünümü" raporu gelişmekte olan ekonomilerin neden olduğu artışlara rağmen global enerji talebinde büyümenin yavaşladığını ve enerji talebinde 2012 ile 2035 yılları arasında yüzde 41'lik artış beklendiğini ortaya koyuyor.
Dünya petrol devi BP'nin yayımladığı "2035 Yılı Enerji Görünümü" raporu gelişmekte olan ekonomilerin neden olduğu artışlara rağmen global enerji talebinde büyümenin yavaşladığını ve enerji talebinde 2012 ile 2035 yılları arasında yüzde 41'lik artış beklendiğini ortaya koyuyor. Enerji talebindeki artışın yüzde 95'lik kısmının gelişen ekonomilerden kaynaklanacağı tahmin edilirken, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'nın gelişmiş ekonomilerdeki enerji tüketiminin yavaş artması ve öngörülen dönemin ilerleyen yıllarında düşüşe geçmesi bekleniyor. Raporda,yakıt çeşitliliği gelişirken, fosil yakıtların egemen olmaya devam edecek. Petrol, doğal gaz ve kömürün 2035 yılına kadar her birinin pazar payı yaklaşık yüzde 26-27 oranlarında olacak. Nükleer, hidroelektrik ve yenilenebilir enerjinin pazar payları ise kategori bazında yüzde 5-7 düzeyinde gerçekleşecek.
-ÜÇ ÖNEMLİ SORU-
BP Group Başkanı Bob Dudley, rapora ilişkin açıklamasında şu değerlendirmede bulundu:
"Bu rapor bizi üç önemli soruya yöneltiyor: Artan talebi karşılamak için yeterli enerji var mı? Talebi güvenilir bir şekilde karşılayabilir miyiz? Ve talebi karşılamanın sonuçları nelerdir? Yani, kaynaklar yeterli mi, güvencede mi ve sürdürülebilir mi? İlk soruya cevabımız "Evet'."Güvenlik ile ilgili soruya gelince, rapor, genel anlamda pozitif olmak üzere karışık bir görünüm de sergiliyor. Günümüz enerji ithalatçıları arasında Amerika Birleşik Devletleri enerji konusunda kendi kendine yetebilme yolunda ilerlerken, Avrupa, Çin ve Hindistan'ın ithalat bağımlılığı artıyor. Asya'nın enerji ithali konusunda egemen bölge olması bekleniyor. Önemli tüketici bölgelerinde açılan yeni tedarik zincirleri ile birlikte, eğer piyasanın kendi işini yapmasına izin verilirse, bu konuda endişe edilmesine gerek kalmayacak. Sürdürülebilirlik ile ilgili soruya gelince, tüm artışın gelişen ekonomilerden kaynaklanması ile global karbondioksit emisyonlarının yüzde 29 artması bekleniyor. Buraporda bazı pozitif işaretler de belirtiliyor. Doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kömür ve petrolden pazar payı kazanması nedeniyle emisyon artışının yavaşlaması ve emisyonların özellikle Avrupa ve ABD'de düşmesi tahmin ediliyor."
-FOSİL YAKITLAR EGEMEN OLACAK-
Rapor, global enerji talebinin 2035 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 1,5 oranla artmaya devam edeceğini gösteriyor. 2035 yılına kadar OECD üyesi olmayan ülkelerdeki enerji tüketiminin 2012 yılına kıyasla yüzde 69 daha fazla olması bekleniyor. Buna kıyasla OECD ülkelerindeki tüketim yüzde 5 oranında artacak ve süregelen ekonomik artışa rağmen 2030 yılından sonra düşecek.Rapora göre,yakıt çeşitliliği gelişirken, fosil yakıtlar egemen olmaya devam edecek. Petrol, doğal gaz ve kömürün 2035 yılına kadar her birinin pazar payının yaklaşık yüzde 26-27 oranlarında buluşacağı ve fosil olmayan yakıtların - nükleer, hidroelektrik ve yenilenebilir enerji - her birinin ise yaklaşık yüzde 5-7 seviyelerine ulaşacağı öngörülüyor.
-PETROLE TALEP YAVAŞ ARTACAK-
Yılda ortalama sadece yüzde 0,8'lik talep artışı ile petrolün 2035 yılına kadar temel yakıtlar arasında en yavaş artan yakıt olması bekleniyor. Günde yaklaşık 19 milyon varil ile petrol ve diğer sıvı yakıtlara olan talep, 2012 yılına göre 2035 yılında daha yüksek olacak. Tüm net talep artışının OECD üyesi olmayan ülkelerden gelmesi bekleniyor. Çin, Hindistan ve Orta Doğu'dan gelen talebin toplamı, net talep artışının neredeyse tamamına karşılık gelecek.2035 yılına kadar petrol ve diğer sıvı (biyoyakıtlar dâhil) tedarikindeki artışın genel olarak Amerika Kıtası ve Orta Doğu'dan gelmesi bekleniyor. Büyümenin yarısından fazlası, Amerikan kaya petrolü, Kanada petrol kumları ve Brezilya derin deniz ve biyoyakıtlarının artan üretiminin başka bölgelerdeki hızlı düşüşleri azaltması ile OECD üyesi olmayan ülkelerden kaynaklanacak.Yeni kaya petrolü kaynakları ile üretimdeki artışın, 2014 yılında dünyanın en büyük üreticisi unvanını ABD'nin Suudi Arabistan'dan devralması ile sonuçlanması bekleniyor. ABD'nin petrol ithalatının 2012 ve 2035 yılları arasında yaklaşık yüzde 75 oranında düşeceği tahmin ediliyor. OPEC ülkelerinin pazar payının 2020 yılından sonra azalıp daha sonra tekrar artması bekleniyor.
-DOĞAL GAZA TALEP EN FAZLA SANAYİ VE ENERJİDEN GELECEK-
Yılda ortalama yüzde 1,9'luk talep artışı ile doğal gazın, fosil yakıtlar arasında en hızlı artan yakıt türü olması bekleniyor. OECD üyesi olmayan ülkelerin talep artışının yüzde 78'ini oluşturacağı öngörülüyor. Sektör bazında sanayi ve enerji üretimi, talepteki en büyük artışı oluşturacak. LNG ihracatlarının, yılda yüzde 3,9'luk oran ile gaz tüketiminin neredeyse iki katından fazla hızda artması ve 2035 yılına kadar global gaz tedarikinin yüzde 26'sını karşılaması bekleniyor.Kaya gazı tedarikinin, gaz talebindeki artışın yüzde 46'sını karşılaması ve 2015 yılına kadar dünya gaz üretiminin yüzde 21'e ve ABD gaz üretiminin yüzde 68'ine tekabül etmesi öngörülüyor. Kuzey Amerika kaya gazı üretimindeki artışın 2020 yılından sonra yavaşlaması ve diğer bölgelerdeki üretimin artması bekleniyor. Ancak Kuzey Amerika'nın hala dünya kaya gazı üretiminin yüzde 71'ini gerçekleştireceği tahmin ediliyor.
-ABD VE AVRUPA'DA NÜKLEERDE DÜŞÜŞ OLACAK,YENİLENEBİLİR ENERJİ ARTACAK-
2035 yılına kadar nükleer enerji üretiminin yılda ortalama yüzde 1,9 oranında artması bekleniyor. Beklenen nükleer tesis kapanmaları nedeniyle ABD ve Avrupa'da nükleer üretim düşerken, Çin, Hindistan ve Rusya, küresel nükleer enerji üretimi artışının yüzde 96'sından sorumlu olacak. Öte yandan, hidroelektrik enerji üretimindeki artışın neredeyse yarısı Çin, Hindistan ve Brezilya'dan kaynaklanacak şekilde 2035 yılına kadar yüzde 1,8 seviyesinde olması bekleniyor.
2035 yılına kadar yılda ortalama yüzde 6,4 oranında artacak olan ve küçük bir pazar payı kazanacak olan yenilenebilir enerjinin en hızlı büyüyen enerji sınıfı olmaya devam etmesi bekleniyor. 2035 yılına kadar yenilenebilir enerjinin küresel elektrik üretimindeki payının yüzde 5'ten yüzde 14'e yükseleceği tahmin ediliyor. OECD ekonomileri yenilenebilir enerjideki artışta başı çekerken, OECD üyesi olmayan ülkelerde yenilenebilir enerji üretimi bunlara yaklaşıyor ve bu üretimin 2035 yılına kadar toplam üretimin yüzde 45'ine tekabül etmesi bekleniyor. Biyoyakıtlar da dâhil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının 2035 yılına kadar nükleer enerjiden daha yüksek birincil enerji payına sahip olması öngörülüyor.