Haberler

"Çare, Spekülatif Olmayan Bir Bankacılık Modeline Dönmek"

Abone Ol

TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Uyan: "Fed likiditeyi azaltacak deniyor, dünya krize giriyor. Hala bu sorunlar devam ediyor. Çare, faizsiz bankacılık ve varlığa dayalı, spekülatif olmayan, gerçek ihtiyaçları karşılayan, üretime yönelik istihdam üretecek bir bankacılık modeline dönmek ve bu modeli daha da geliştirmek."

ZEYNEP DUYAR - Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Uyan, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) likiditeyi azaltacağı söylemleriyle dünyanın krize girdiğini belirterek, "Çare faizsiz bankacılık ve varlığa dayalı, spekülatif olmayan, gerçek ihtiyaçları karşılayan, üretime yönelik istihdam üretecek bir bankacılık modeline dönmek ve bu modeli daha da geliştirmek. Bizim yapmak istediğimiz de bu" dedi.

AA muhabirine faizsiz bankacılığın gelişimi hakkında değerlendirmelerde bulunan Uyan, Batının İslami bankacılığa ilgisinin yeni olmadığını ve 1985-1990'lı yıllarda konvansiyonel bankacılık içerisinde faizsiz bankacılık penceresi açtıklarını, şuan da uygulamanın devam ettiğini söyledi.

Faizsiz bankacılığa duyulan ilgiyi, "2008 global krizinde, katılım bankacılığının yani faizsiz bankacılığın bu krizlere karşı dayanıklılığının görülmesi"ne bağlayan Uyan, şunları kaydetti:

"Varlıkla ilişkilendirilmiş bir finansal ürün var. Dolayısıyla bu risklere tabi olmadı. Katılım bankaları ve bu ülkeler biraz daha korunaklı oldu. Şuanda gelişmekte olan ülkeler, finansal mühendislik ürünlerini ortaya koyan ülkelerin açtığı sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Amerikan Merkez Bankası (Fed) likiditeyi azaltacak deniyor, dünya krize giriyor. Hala bu sorunlar devam ediyor. Çare, faizsiz bankacılık ve varlığa dayalı, spekülatif olmayan, gerçek ihtiyaçları karşılayan, üretime yönelik istihdam üretecek bir bankacılık modeline dönmek ve bu modeli daha da geliştirmek. Bizim yapmak istediğimiz de bu."

Uyan, İslami bankacılık veya faizsiz bankacılığın, konvansiyonel batı ekonomileri içerisinde yer edinmeye, tutunmaya çalıştığını aktararak, İslami bankacılığın tamamen kendi sistemine kavuştuğu bir ortamın olmadığını ve konvansiyonel sistem içerisinde yüzde 6'lık bir paya sahip olduğunu dile getirdi.

Dünyada toplam faizsiz bankacılık aktiflerinin 2012 sonu itibariyle 1,6 trilyon dolar olduğunu belirten Uyan, sistemin batıdaki modelleri taklit ederek bu noktaya geldiğini, ancak taklidi bırakması gerektiğini vurguladı.

Uyan, taklit yapıldığı sürece sistemin faydalı olmasının zor olduğunu ifade ederek, "Taklit yapmaya mecbur kalıyor. Büyük sistem onu baskılıyor. Körfez ülkelerinde ve pek çok İslam ülkesinde hem parasal kaynak var, hem de teknik, teknolojik ve insan kaynağı var. Türkiye'ye baktığınız zaman parasal kaynak yok. Fon kaynağı sınırlı ama teknoloji var. İnsan kaynağı çok gelişmiş. İşte bunları bir araya getiren, kendi içimizde bir birlik fikrini yavaş yavaş oluşturmamız lazım. Mesele budur" diye konuştu.

- "Müşteri zaten risk olduğu için geliyor, korktuğu için değil"

Ufuk Uyan, Türkiye'de katılım bankacılığının dönüm noktalarından bir tanesinin, Hazine'nin kira sertifikası ihracı olduğunu dile getirerek, Hazine'nin kira sertifikası ihracıyla birlikte, katılım bankacığının hem likidite yönetimlerini daha da kolaylaştırdığını, hem de değişik alternatif piyasalara, sermaye piyasalarına adım atmaları imkanının geldiğini anlattı.

Faizsiz bankacılıkta, müşterilerin kar ve zarara ortak olması sebebiyle, onların zarardan korunması için bir takım çalışmalar yapıldığına değinen Uyan, şunları aktardı:

"Müşteri zaten risk olduğu için geliyor, korktuğu için değil. Her şey garanti olursa o zaman faiz olur. Onu istemediği için geliyor ama risk ortaklığı, kar-zarar ortaklığı tasarruf sahibiyle yapıldığı gibi vatandaşla da yapılabilir. Bizim fon kullandırma tarafımız biraz konvansiyonel bankacılığa benziyor. Peşin alıp vadeli satma biçiminde ama o da prensiplerimize uygun şekilde yapılırsa oluyor. Bunlar tamamen kar-zarar ortaklığı şeklinde. Bu o zaman girişimciliği de daha ön plana çıkartıyor. Korku yok, tam tersine burada seçim olduğu için geliyor müşteri."

Geçmişte yanlış uygulamalar olduğunu, özellikle tasarruf sahibinin ekonomiye katkı sağlayan bu tavrını yanlış yorumlayan yönetimler olduğunu ifade eden Uyan, şöyle devam etti:

"Bu kaynakları kendilerine aktardılar. Dolayısıyla biz de o krizde özellikle 2001 krizinden sonra Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na tabii olduk. Diğer konvansiyonel banka mevduat sahibiyle bir farkı kalmadı. 100 bin liraya kadar şu anda garanti altında. Ayrıca bunları koruyucu mekanizmalar da geliştirdik. Riskten kaçınmak, riski bertaraf etmek her zaman mümkün. Zaten o yönde politika izleniyor. Katılım bankaları, şuanda mesela bir pozisyon riski almazlar. Hiçbir zaman bir spekülasyon yok. Faiz riski de yok, ancak faizlerin hareket ettiği dönemlerde, tasarruf sahipleri likiditeyle ilgili bir mekanizmaya ihtiyaç duyabilir. Onları da yavaş yavaş geliştiriyoruz."

Uyan, faizsiz bankacılığının geldiği aşama itibariyle, sermaye piyasalarına eklemlendirilmesi yönünde birkaç adım kaldığını bildirerek, özellikle kira sertifikasının çıkarılmasından sonra, kira sertifikalarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) alışveriş yapabildiklerine işaret etti.

Kira sertifikası karşılığında TCMB'den likidite temin ettiklerini belirten Uyan, benzer şekilde kira sertifikalarının borsada da işlem görmesi şeklinde çalışmalar yapıldığını açıkladı.

Yakın zamanda TL sukuk ihraç edecekleri bilgisini veren Uyan, "Bunlar da orada işlem görebiliyor. Dolayısıyla orada bir piyasa oluşuyor. Bu açıdan katılım bankaları yüzde 6'lık bir pazar payına sahipler ama getirdikleri yenilikler ve dinamizmle borsanın da önemli oyuncuları olmak niyetindeler ve olacaklar" dedi. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Merkez Bankası Ufuk Uyan Ekonomi Fed Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title