Haberler

Çin'i Anlamak ve Çin ile İş Yapmak" Konferansı

Abone Ol

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türkiye ve Çin arasındaki iş birliğinin daha üst seviyeye ulaşması, ikili ticaret ve yatırım ilişkilerinin ivme kazanması açısından Vize Kolaylaştırma Anlaşmasında sürecin hızlanmasını çok önemsediklerini...

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türkiye ve Çin arasındaki iş birliğinin daha üst seviyeye ulaşması, ikili ticaret ve yatırım ilişkilerinin ivme kazanması açısından Vize Kolaylaştırma Anlaşmasında sürecin hızlanmasını çok önemsediklerini belirterek, "Ancak şubat 2016'dan bu yana Çin tarafından Türkiye vatandaşlarına uygulanan vize prosedürlerinde yapılan değişiklikle ek talepler getirildi, vize almak daha zor ve uzun bir hal aldı." dedi.

Başaran-Symes, TÜSİAD ve EAF (Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu) iş birliği ile dördüncüsü düzenlenen "Çin'i Anlamak ve Çin ile İş Yapmak" başlıklı konferansın açılışında, Çin'in bugün küresel ekonominin en etkili aktörlerinden biri haline gelmiş dev bir ekonomi olduğuna işaret ederek, "2015 yılında 10,86 trilyon dolarlık GSYİH ile tüm dünya ekonomisinin yüzde 15'ini oluşturmakta, ekonomik büyümesinin küresel ekonomiye katkısı yüzde 25'i bulmaktadır. Bu son derece önemli bir rakam. Önümüzdeki 5 sene boyunca bu katkının yüzde 25-30 civarında devam etmesi beklenmektedir." dedi.

Çin para birimi yuanın IMF'de geçen seneden beri yer almasıyla küresel finans sisteminde de Çin'in öneminin giderek artığını aktaran Başaran-Symes, diğer yandan Çin'in nispeten daha düşük ekonomik büyüme oranlarının hakim olduğu bir döneme girdiğini anımsattı.

Başaran-Symes, "İki haneli büyüme rakamlarının yerini, 'yeni normal' olarak nitelendirilen, 2015'te yüzde 6,9 olarak gerçekleşen, 2016'da OECD tahminlerine göre yüzde 6,7 civarında beklenen bir ekonomik büyüme almıştır. Bu yeni modelde ihracat ve yatırım harcamaları odaklı bir yapıdan iç tüketim, inovasyon ve hizmet sektörünün ağırlığının arttığı bir yapıya geçilmektedir. Geleneksel sanayi kolları dönüşmekte, yüksek teknolojiye sahip sanayinin gelişimi için yapısal reformlara hız verilmektedir. Bugünlerde böyle bir Çin'den bahsediyoruz." diye konuştu.

Bu yıl mart ayında yayınlanan 13. Beş Yıllık Kalkınma Planının da bu yeni ekonomik yapıyı destekleyici nitelikte tedbirler içerdiğine dikkati çeken Başaran-Symes, ayrıca geçen yıl açıklanan "Made in China 2025" planıyla da inovasyonun ekonomideki etkisini artırmak ve Çin sanayisini kapsamlı bir şekilde dönüştürmenin amaçlandığını ifade etti.

Başaran-Symes, Çin ekonomisinin ölçeğinden ötürü tüm bu dönüşümün küresel ekonomi üzerinde önemli yansımaları olduğuna dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunun yanı sıra, Çin hükümetinin geçtiğimiz yıl açıkladığı Bir Kuşak Bir Yol projesi, hem Çin ekonomisini canlandıracak hem de küresel piyasaları birbirine yaklaştıracak uzun vadeli oldukça önemli bir girişimdir. Bu projeyi hayata geçirmek için oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Bankasına Türkiye de kurucu üye olarak katılmıştır. Pek çok ülke ekonomisini önemli ölçüde etkileyecek olan bu dev proje içinde, Türkiye de tarihi İpek Yolunun devamı olan Orta Koridor çerçevesinde mutlaka yer almalıdır. Çin'den başlayarak Orta Asya ve Hazar bölgesini ülkemiz üzerinden Avrupa'ya bağlayan Orta Koridor, Asya'daki en kısa ve en rekabetçi güzergahtır."

- "Çin'e ihraç edilen ürünlerin çeşitlendirmesi gerek"

TÜSİAD Başkanı Başaran-Symes, Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ilişkilere bakıldığında, 2015'te 27,3 milyar dolar; 2016 yılının 10 ayında ise 23,4 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Çin'in, Türkiye'nin en önemli ikinci ticaret ortağı olduğunu söyledi.

Buna karşın Türkiye aleyhine gelişen dış ticaret açığının Çin ile olan ilişkilerde en önemli hususu teşkil ettiğini ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir alan olduğunu belirten Başaran-Symes, bunun iyileştirilmesi amacıyla öncelikle Çin'e ihraç edilen ürünlerin çeşitlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Başaran-Symes, Çinli firmaların Türkiye'de enerji, altyapı, turizm, finans ve bilişim teknolojileri gibi sektörlerde yatırım yapmalarının, dengesizliği her iki taraf açısından yarar getirecek şekilde düzeltilebileceğine inandıklarını, Türk ve Çinli şirketler arasında kurulacak ortaklıkların da bu gelişime ivme kazandıracağını düşündüklerini dile getirdi.

Bu anlamda devlet başkanları ve bakanlar düzeyinde üst düzey temasların olumlu sonuçlarını gördüklerini ve memnuniyetle karşıladıklarını anlatan Başaran-Symes, "Gerek eylül ayında Çin'in ev sahipliğinde gerçekleşen G20 Zirvesinde Cumhurbaşkanları düzeyindeki temaslar, gerek kasım ayında Ankara'da başbakan yardımcıları düzeyinde yapılan ilk hükümetler arası İşbirliği Komitesi, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı düzeyinde yıl boyu yapılan temaslar neticesinde enerji, nükleer güvenlik ve bitki sağlığı gibi pek çok alanda iş birliği anlaşması imzalanmıştır. TÜSİAD olarak tüm bu gelişmeleri büyük memnuniyetle karşılıyoruz." şeklinde konuştu.

Başaran-Symes, bununla birlikte Türkiye ve Çin arasındaki ticaret hacmini artırmak amacıyla 2012'de imzalanan swap (para takası) anlaşması kapsamında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Çin Merkez Bankası (PBoC) arasında ilk para takasının 30 Kasım'da gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "ICBC Türkiye tarafından yapılan 450 milyon liralık bir kullanımla hayata geçirilen bu anlaşmanın, ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi açısından önemli bir adım olduğunu düşünüyor, bu tür kullanımların artmasını temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Çin, 2015 yılında 120 milyon kişi ile dünyaya en fazla turist gönderen ülke"

Başaran-Symes, Türkiye ve Çin arasındaki işbirliğinin daha üst seviyeye ulaşması, ikili ticaret ve yatırım ilişkilerinin ivme kazanması açısından Vize Kolaylaştırma Anlaşmasında sürecin hızlanmasını çok önemsediklerini söyledi.

Ancak şubat 2016'dan bu yana Çin tarafından Türkiye vatandaşlarına uygulanan vize prosedürlerinde yapılan değişiklikle ek taleplerin getirildiğini, vize almanın daha zor ve uzun bir hal aldığını belirten Başaran-Symes, "Sayın büyükelçinin de huzurunda bu konuda desteğini almaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim." dedi.

Başaran-Symes, Türkiye'nin Çin'e ihracatında en çok potansiyel arz eden ürünler arasında gıda ve tarım ürünlerinin yer aldığını, Türkiye'nin Çin ile tarım ürünleri ticaretini artırması ve karşılıklı yapılacak yatırımlar Türkiye'nin Çin'e yönelik ticaret açığını azaltmasına büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.

İmzalanan anlaşmaların süratle uygulamaya konulması, her iki ülkedeki ilgili kurumların süreçleri hızlı bir şekilde tamamlamalarının büyük önem arz ettiğini vurgulayan Başaran-Symes, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Nitekim, 2015'teki G20 Zirvesinde Türkiye'den Çin'e ihraç edilecek kiraz ve süt ürünleri konusunda protokoller imzalanmış ancak halen bu anlaşmalar tam olarak uygulamaya geçememiştir. Ayrıca et ürünleri gibi çeşitli gıda ürünlerinin Çin'e ihracatının önündeki halen var olan engeller düşünüldüğünde, bu sürecin hız kazanmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu konuda Çin Ticaret Bakanlığı ve Çin Kalite, Kontrol, Denetim İdaresi ile düzenli temaslar büyük önem arz etmektedir.

Turizm alanında da iki ülke girişimcileri için büyük fırsatlar bulunmaktadır. Çin, 2015 yılında 120 milyon kişi ile dünyaya en fazla turist gönderen ülke olmuştur. 5 yıl içinde yurt dışına giden turist sayısının 600 milyonu bulması öngörülmektedir. Turizmden pay almak için çok ciddi bir rakam. Hızla zenginleşen Çinli nüfus, daha kaliteli ürün ve hizmetler arayışı içerisindedir. Buna bağlı olarak, kültür turizmi dışında, alışveriş turizmi, sağlık turizmi, golf turizmi gibi farklı turizm alanları da Çinliler arasında oldukça popüler hale gelmektedir. Çin'den bu alanlarda turist çekmek yönünde yapılacak çalışmalar 2017 yılında turizm sektörüne çok büyük katma değer yaratacaktır."

- "Çin ve Türkiye'nin yeni iş birliği olanakları araştırması gerek"

Çin'in Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang ise iki ülke arasında ocak-eylül arasında 14,8 milyar dolarlık ticaret yapıldığını, Çin'in Türkiye'nin 2 numaralı küresel ticaret partneri olduğunu söyledi.

Çin'in 2018'i Çin'de Türk turizm yılı ilan ettiği bilgisini veren Hongyang, bunun iki ülke arasındaki dostluğu artıracağını kaydetti.

Hongyang, iki ülke arasındaki ilişkilerin olgunlaşma ve istikrar dönemine girdiğine işaret ederek, şu anda yeni gelişim fırsatlarının olduğunu ifade etti.

Kuşak ve Yol İşbirliği kapsamında mayıs 2017'de Çin'de bir zirve olacağını vurgulayan Hongyang, bir çok politikacının bu zirvede bulunacağının altını çizdi.

Hongyang, Çin ve Türkiye'nin yeni iş birliği olanakları araştırması gerektiğini, kendilerine üçüncü pazar oluşturmaları gerektiğini bildirdi.

TÜSİAD Çin Network Başkanı Korhan Kurdoğlu da Çin'in yatırım ağırlıklı büyüme stratejisi ile son 20 yılda emtia piyasalarındaki talep artışında çok önemli bir etkiye sahip olduğunu belirterek, "2000 yılından beri petrol piyasalarındaki talep artışının yüzde 40'ı, çelik piyasalarındaki talep artışının yüzde 80'ini, bakırdaki tüm talep artışı ise Çin'den kaynaklanmaktadır." dedi.

Şu anda THY'nin Çin'de 5 kente uçuş yaptığını ve bu sayının artmasının beklendiğini aktaran Kurdoğlu, seyahatlerin artmasının yanı sıra vize konusundaki zorlukların da yakın dönemde aşılacağına inandıklarını dile getirdi.

Kaynak: AA / Ekonomi

Koç Üniversitesi Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title