Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli'den Ekonomi Destek Paketine İlişkin Açıklama
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, dün açıklanan ekonomi destek paketine ilişkin, "Kararlar dün açıklanmadan önce bazı çevreler hemen bunun büyümeye etkisi olmaz, doları düşürmez, özel sektöre bir faydası olmaz seklinde daha doğmadan boğmaya kalktılar.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, dün açıklanan ekonomi destek paketine ilişkin, "Kararlar dün açıklanmadan önce bazı çevreler hemen bunun büyümeye etkisi olmaz, doları düşürmez, özel sektöre bir faydası olmaz seklinde daha doğmadan boğmaya kalktılar. Büyüme seviyeleri istediğimiz oranda değil bunu zaten dile getiriyoruz bu önlemlerin alınmasının temel nedeni piyasaların likit ihtiyacını hızlıca karşılamak ve istihdam kaybına engel olmak" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gedikli, Başbakan Binali Yıldırım tarafından dün açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) alınan ekonomik tedbirle ilgili yaptığı açıklamada, "Kararlar dün açıklanmadan önce bazı çevreler hemen bunun büyümeye etkisi olmaz, doları düşürmez, özel sektöre bir faydası olmaz seklinde daha doğmadan boğmaya kalktılar. Büyüme seviyeleri istediğimiz oranda değil bunu zaten dile getiriyoruz bu önlemlerin alınmasının temel nedeni piyasaların likit ihtiyacını hızlıca karşılamak ve istihdam kaybına engel olmak. Türkiye de bir kesim var ki ne yapsanız beğenmeyen ve sadece yıkıcı eleştiri yapan. Hadi sen bir öneri de bulun dediğimizde ise OHAL i kaldır, teröristleri serbest bırak,hatta sen git istifa et diyen akla ziyan bir küresel çete söz konusu .Ancak buna müsaade etmeyecek olan bir liderimiz Sayın Erdoğan ve onu yalnız bırakmayan gerçek yol arkadaşları var. Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı kaynağının önemli risklerle karşı karşıya kaldığı bu dönemde bütçe açığı, kamu borç stoku, cari açık, bunların milli gelire kıyasla oranları gibi temel makro ekonomik göstergelere bakıldığında tablonun iyi olduğunu net görebiliyorsunuz. Ancak 13-14 Aralık FED faiz toplantısı başlarken yine bir volatilite yaratmaya çalışacaklar ve çoktan fiyatlanmış olan FED'in faiz artışını etkisini arttırmaya çalışacaklar.Tüm bunlar neden yapılıyor neden istikrar bu kadar rahatsız ediyor bazı çevreleri derseniz Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda geleceği noktayı bildiklerinden dolayı. Yeni Anayasa ve Başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı ki bence tam başkanlık sistemi daha uygun,bu reformların hepsi önümüzdeki döneme Türkiye'yi hazırlamayı amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
"'Faiz arttır tasarruf artar' demek sadece halkın algısına yönelik bir operasyondur"
Faiz indirimlerini bireye, tüketiciye ve esnafa yönelik yani yaşanan sürecin daralan şartlarından en fazla etkilenen kesimlerine yönelik olması için istediklerini kaydeden Gedikli, "Tekrar tekrar aynı şeyleri anlatıyorum anlatmaya da devam edeceğim. Faiz ile tasarruf arasında ilişki yoktur. 'Faiz arttır tasarruf artar' demek sadece halkın algısına yönelik bir operasyondur. İktisat tarihinde yok böyle bir şey. Türkiye ekonomisi için yeni bir modelle seferberlik başlattık. Sıcak para gelsin faiz verelim öyle büyüyelim diye bir büyüme sürdürülemez bunu istemiyoruz. Doğrudan yatırım gelsin, katma değeri yüksek ürün üretimi için teknoloji transferi yapalım ihracat ürünlerimizi çeşitlendirelim yükte hafif pahada değerli üretim yapabilelim. Reel faizi cazip bir seviyede tutalım FED faizi arttırınca para kaçmasın kampanyası yapılıyor. Faiz 0 olan dünyada Avrupa eksi faiz uygularken bizim faiz seviyemiz fazla fazla cazip, Türkiye'nin cazibesi faizden değil dinamizminden sağlam bankacılık sisteminden, üretim alt yapısından, demokrasi kültüründen, siyasi istikrarından verimli topraklarından geliyor" açıklamasında bulundu.
"Dövizini satma kampanyasında asıl önemli etkisini söyleyeyim; psikolojik olarak toplum açısından önemli etkisi oldu"
Yerli parayla ihracatla ilgili ise Gedikli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı yerli paraya dönelim kampanyasının en önemli ve stratejik hamlesi yerli parayla ticaret. Sayın Cumhurbaşkanımız bu süreci başlattığında uluslararası birçok kuruluş raporlarından anladığımız kadarıyla panik oldular ve bunun domino etkisi yapmasından korktuklarını dile getirdiler. Rezerv para olması dolayısıyla tüm ülke ekonomilerinin at oynatıcısı olan doların tahtını sallayabilir bu hamle dediler. 2008'den bugüne yaşanan ekonomik krizin etkilerinin sonucu olarak zaten bölgesel ve ikili serbest ticaret anlaşmaları, yerli para kullanımları ortaya çıkmaya başladı. Şöyle de söyleyebiliriz kendi tasarımları olan küreselleşmenin finans çağının sonuna geldik. Trump seçildiğinde de dile getirmiştim 'küresel finans çağının sonuna geldik mavi yakalıların zaferi bu aslında' dedim. Gelir adaletsizliği yüzünden yaşanan bir buhran var dünyada tüm savaşların kaosun milli iktidarlara ve liderlere yapılan operasyonların arkasında yatan neden budur. Aya bak derken parmağa bakanlardan değil, Türkiye ileriye bakıyor ona göre hamleler yapıyoruz. Gelelim yerli parayla ihracata dolara karşı pozisyon alma gerekliliğini azaltarak ticaret maliyetlerini düşürür ve karşılıklı ticareti daha avantajlı hale getirir. TL'nin rahatça el değiştireceği piyasalar oluşması gerekiyor. Bunun sağlanması içinse ülke merkez bankalarının birbirleriyle para takası yapması ya da yerli para cinsi ticari krediler verilmesi gibi adımlar gerekiyordu bunu da Çin'le geçtiğimiz gün Yuan takası yaparak gerçekleştirdik. Dediğim gibi bu bir süreç önemli olan harekete geçmek önem almak ve vizyon oluşturmak. Dövizini satma kampanyasında asıl önemli etkisini söyleyeyim; psikolojik olarak toplum açısından önemli etkisi oldu. Halk 15 Temmuz da nasıl 'darbeye dur' diyebildi ve demokrasiye sahip çıktı, istediğinde ekonominin iplerini de elinde tutabileceğini yön verebileceğini gördü. Birilerinin söylediği gibi öyle dünya batıyor Türkiye de batar hiç bir şey yapamazsın kaderine razı ol denilmesinin doğru olmadığını gördü. Milli irade diye boşuna söylemiyoruz hep Türkiye'nin en büyük serveti böyle bir milleti olması." - ANKARA