Haberler

'Diyarbakırlısın, Senden Mayocu Olur mu' Diyenleri Fena Yanılttı

Abone Ol

Diyarbakırlı Ömer Gümüş, 'Diyarbakır'da Deniz Yok, Senden Mayocu mu Olur' Diyenlere İnat 1975'te İstanbul'da, İşportacılıkla Başlayan Ticaret Hayatına Şimdi Ünlü Mayo Markalarını Zorlayan Argento'yla Devam Ediyor. Güngören'de 80 Kişilik İstihdamla Üretim Yapan Gümüş, Soyadının İtalyancası Argento ile Markalaştı.

Diyarbakırlı Ömer Gümüş, ’Diyarbakır’da deniz yok, senden mayocu mu olur’ diyenlere inat 1975’te İstanbul’da, işportacılıkla başlayan ticaret hayatına şimdi ünlü mayo markalarını zorlayan Argento’yla devam ediyor. Güngören’de 80 kişilik istihdamla üretim yapan Gümüş, soyadının İtalyancası Argento ile markalaştı.

MAYO markaları arasında Argento markasıyla kendine yer açmayı başaran, Gümüş Spor Giyim Tekstil Konfeksiyon İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin (Gümüş Tekstil) patronu Ömer Gümüş, "Ben işportacılık yaparken de mayo satıyordum. ’Diyarbakır’da deniz yok senden mayocu mu olur’ diyorlardı. Ama biz satışı ve müşteriyi çok öğrendik. Yıllarca işin en iyi markalarından birinin toptan bayiliğini de yaptım" diyor. Uluslararası marka olmaya hazırlanan Angento, Türkçe Gümüş anlamına geliyor ve firmanın sahibi Ömer Gümüş’ün soyadının İtalyacası Argento için 47 ülkede marka tescil başvurusu yapıldı. Ömer Gümüş şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya: "1975’te ailece İstanbul’a göç ettik. Diyarbakır Çermik’te doğdum. Babam orada esnaf tüccardı. Her şeyi alır satardı. Ben okul yıllarında babamın dizinin dibinde büyüdüm ve ticareti de ondan öğrendim."

ÖNCE İŞPORTA SONRA BÜFE:

1975’te İstanbul’a geldiklerinde kendisinin lise 1’inci sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen Ömer Gümüş şöyle konuşuyor: "Aynı zamanda Mısır Çarşısı önünde işportacılık yapmaya da başladım. Babam ise Haznedar’da bakkal açmıştı. Ben işportacılık yaparken ticaretin gücünü daha iyi anladım ve babama bakkallığı bıraktırdım. Bahçekapı’da minik bir baraka da ayakkabı ticaretine başladık. 1980’de ise askere gittim. Ben askerdeyken yerimiz yıkıldı. Bunun üzerine birikimlerimizle Çakmakçılar Yokuşu’nda Büyük Valide Han’da küçük bir büfeci dükkánı aldık. 1982’de büfeyi biraz daha zenginleştirdim ve döner, ayran, meyhane pilavı v.s. satmaya başladım. Fakat bir süre sonra büfecilikte de büyüme potansiyeli olmadığını gördüm."

TOPTAN TUHAFİYE VE MAYO:

Ticarette daha fazla büyüme potansiyeli aradığını anlatan Ömer Gümüş, "Babama ’ben büfeyi bozuyorum ve ticarete başlıyorum’ dedim. Topkapı’dan bir hurdacı çağırdım ve büfeyi söktürdüm. Elimdeki sermaye ile o küçük dükkanı toptan tuhafiyeye çevirdim" diye devam ediyor. Gümüş, toptan tuhafiyeye devam ederken 1986’da küçük çaplı ve fason olarak mayo imalatına girdiğini söylüyor ve şöyle konuşuyor: "Mayo, şort, eşofman, çorap ürettiriyordum. Mayolarımız çok tuttu. O dönemde markamız ’Gümüş Mayo’ydu ve aslında o tarihten itibaren markamı da belirlemiş oldum. Erkek kardeşim Mahmut Gümüş de işimizle ilgileniyordu ama bu arada da okuyordu. 1999’a geldiğimizde o Siyasal Bilgiler’i bitirdi ve kendisine ortaklık teklif ettim. O da işimizi tercih etti. Şimdi tasarım ve markalaşmayla o ilgileniyor."

FABRİKAMIZ DAR GELİYOR:

Ömer Gümüş 1992’de Güngören’de satın aldığı arsaya inşa ettirdiği mayo fabrikasını da 1997’de açtığını belirterek, "1999’da ’uluslararası markamız ne olmalı’ diye düşündük ve soyadımız Gümüş’ün İtalyanca karşılığı olan Argento’yu benimsedik. Markamızı 39 branşta tescil ettirdik. Sonra da 47 ülkede uluslararası tescil başvurumuzu yaptık. Sektörde 6 yıldır çok iyi bir çıkış yaşıyoruz. Şimdi en büyük sıkıntımız mevcut fabrikamız bize yetmiyor. Bin 400 metrekare az geliyor. Ofisimiz küçük, showroom’umuz yetersiz kaldı, yan tarafı aldık. Kesim çözüm herhalde Çorlu’da aldığımız arsaya büyük bir yatırım olacak" diyor.

Argento nasıl markalaştı yoluna nasıl devam edecek

Ömer ve Mahmut Gümüş, önce iç pazarda Gümüş Mayo olarak tanındı. Sonra Gümüş’ün İtalyancası Argento’nun uluslararası tescillerini yaptırdı.

Dubai, Mısır, Lübnan ve Cezayir’e Argento markasıyla ürün satmaya başladı ve yakında Dubai’de reexport için şirket kurulacak.

Gümüş Tekstil’de pazarlama, finansman ve üretime Ömer Gümüş, marka, tasarım ve tanıtıma Mahmut Gümüş bakıyor.

Mahmut Gümüş tasarım ve moda için İtalyan ve Fransızlarla birlikte çalışıyor. 2008 sezonu için şimdiden çok yoğun bir çalışma var.

Gümüş Tekstil’de çalışan sayısı sezon oynamaları nedeniyle 60-80 arasında oynuyor. Ömer Gümüş, Sultanhamam alışkanlığıyla her sabah 07.30’da iş başı yapıyor

Argento mayo Beylisyum Alışveriş Merkezi’nde bir de mağaza açtı. Mağazalaşma projesi mayonun yanına kış konsepti eklendiğinde hızlanacak.

Yerli mankenler çok kaprisli, yabancılar profesyonel çalışıyor

GÜMÜŞ Tekstil’in patronu Ömer Gümüş, Argento mayo markası olarak çok sayıda defile düzenlediklerini belirtiyor ve bu yıl sezon için Kemer’de düzenledikleri defilede yerli mankenlerle ciddi sorunlar yaşadıklarını anlatıyor. Ömer Gümüş şöyle konuşuyor: "O defilede Doğa Bekleriz’e ’melek kanadı’ adıyla bir bikini giydirdik. Kendisi bikiniyle podyuma çıkamayacağını söyledi ve üzerine pareo almak istedi. Biz de ’olmaz, ürünümüzü profesyonelce sergilemeniz gerekir’ dedik. Tatsız bir tartışma oldu. Bu olay magazin medyasına da yansıdı. Bunun üzerin de biz yerli mankenlerle çalışmama kararı aldık. Sen benim modelimi tanıtmak yerine ’Benim adıma karar veremezsin’ diyorsun. Ben ve kardeşim artık yabancı mankenlerle çalışıyoruz. Çünkü yabancılar çok profesyoneller ve sadece işlerini yapıyorlar, modelleri tanıtıyorlar."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title