Dolar ve Faiz Ezber Bozuyor
Garanti Yatırım Döviz ve Emtia Analisti İçer: "Fed politikalarına bağlı olarak yıl sonu dolar/TL beklentimizi 1,88'e revize etmiştik. Şimdilik bunu koruyoruz" Ekonomist Uğur Gürses: "Tahvil bono piyasasındaki likidite darlığı risklerini sınırlamak isteyenlerin döviz piyasasına yönelmelerine neden oluyor" Odeabank Stratejik Grup Müdürü Dernek: "Türkiye'de enflasyonun temmuz ayında yüzde 9 civarına ulaşsa da yıl sonunda yüzde 6,1'e gerileyeceği yönündeki beklentimiz doğrultusunda bono ve TL'nin yılın geri kalanında değerlenebileceğini tahmin ediyoruz"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) günü istisnai gün ilan etmesinin ardından beklentiler doğrultusunda faizler yükselişe geçerken, döviz kurlarının düşüşü sınırlı kaldı ve analistlerin beklentilerinin aksine tekrar yükselişe geçti.
Yurt içi piyasada TCMB'nin salı günkü faiz kararlarının ardından dolar karşısında değerlenme eğiliminde olan TL, dün ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki artış nedeni ile gelişmekte olan ülke para birimlerindeki değer kaybına paralel hareket etti.
Güne 1,9202 seviyesinden başlayan dolar/TL TCMB'nin bugünü istisnai gün ilan etmesinin ardından 1,9170 seviyesine kadar gerilese de bu seviyede tutunamadı ve 1,9313 seviyelerine kadar yükseldi. Dolar/TL şu dakikalarda 1,9254 seviyelerinde işlem görüyor.
Öte yandan faiz piyasasında ise dün ABD verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesinin etkisi ile ABD 10 yıllık tahvil faizinin yükselmesi ve TL'deki değer kaybının baskısı ile gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 9,24 seviyesine yükseldi.
Analistler, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yüzde 2,47 seviyesinin güçlü destek konumunda olduğunu ve bu seviyelerin aşağı yönlü kırılmadığı sürece yurt içinde faiz piyasasında satış baskısının devam edebileceğini belirtiyor.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Garanti Yatırım Döviz ve Emtia Analisti Gökalp İçer, dün ABD'de, 2011 yılının ortasından itibaren yükselme eğiliminde olan yeni konut satışları verisinin beklentilerin üzerinde açıklanmasının, doların tekrar güçlenmesine ve gelişmekte olan piyasa para birimlerinde değer kaybı yaşanmasına yol açtığını söyledi.
Bugün sabah itibariyle de TL'deki değer kaybının sürdüğünü ve sepet kurun 2,23'ün üzerine çıktığının görüldüğünü belirten İçer, bunun ardından TCMB'nin "istisnai gün" kararının geldiğini kaydetti.
İçer, TCMB'nin son PPK'da ek sıkılaştırmaya gideceği günlerde döviz satım ihalesi yapmayacağını duyurduğunu hatırlatarak, "Bu durumun, TL üzerinde baskı unsuru yarattığını düşünüyoruz" dedi.
Sabah saatlerinde istisnai gün ilan edilmesinin ardından bir miktar gevşeyen TL çaprazlarında artan dalgalanmanın, gün içerisinde açıklanacak olan ABD dayanıklı mal siparişleri ve haftalık işsizlik verisi ile süreceğini düşündüklerini aktaran İçer, kurda gerileme görülür ise 1,92 seviyesinin altına yaşanacak sarkmaların kalıcı olamayabileceği tahmininde bulundu.
TCMB'nin yurt dışı verilerine oldukça duyarlı olduğunu ifade eden İçer, "Bu anlamda, Fed'in para politikasındaki olası bir değişiklik ve doların küresel arenadaki güçlü seyri, TCMB'nin bundan sonraki kararlarında da etkili olacaktır" dedi.
Fed'in birkaç kez 2013 yılının sonunda tahvil alımlarında bir kısıntıya gideceğini ve 2014 yılında da tahvil alım programını sonlandıracağı belirttiğini dile getiren İçer, şunları kaydetti:
"Bu sebeple düşük faiz politikasına devam edilse de tahvil alımlarında kısıntıya gidilmesini bekliyoruz. Bu durumun, ABD 10 yıllık tahvil faizlerini yükseltirken, TL de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde baskı unsuru olabileceğini düşünüyoruz. FED politikalarına bağlı olarak yıl sonu dolar/TL beklentimizi 1,88'e revize etmiştik. Şimdilik bunu koruyoruz."
Ekonomist Uğur Gürses de hem faizlerin hem de döviz kurlarının aynı anda yükselmesiyle ilgili olarak, tahvil-bono piyasasındaki yatırımcıların likidite darlığı nedeni ile işlem yapamadaklarını ve risklerini sınırlamak amacıyla dolara talepte bulunduğunu ve bunun dolar kurunu yukarı çektiğini belirtiyor.
"Bono ve TL'nin yılın geri kalanında değerlenebileceğini tahmin ediyoruz"
Odeabank Stratejik Grup Müdürü Erkan Dernek ise gelişmiş ülkelerde tahvil faizlerindeki artışın, Türkiye'nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde finansal varlıkların değer kaybetmesine yol açtığını belirterek, TCMB'nin likidite ve faiz politikaları aracılığıyla değer kayıplarını sınırlamaya çalışsa da, gelişmekte olan ülkelere ilişkin risk algısındaki kötüleşme nedeniyle dünden itibaren TL'de ve Türk tahvillerinde değer kaybının yaşandığını söyledi.
Bu trendin ABD ekonomisinin seyrine ve dolayısıyla Fed'in tahvil alımlarını azaltacağına dair beklentiler nedeniyle, bir süre daha devam etmesinin beklenebileceğine dikkati çeken Dernek, son dönemde ABD'de toparlanmanın kaynağı olan konut sektörüne ilişkin verilere bakıldığında, mortgage faizlerinin de tahvil faizlerine paralel yükseldiği ve tıpkı tahvil faizleri gibi önemli bir gerileme de kaydetmediğinin görüldüğünü aktardı.
Dernek, ABD'de mortgage faizlerinin önümüzdeki birkaç ay da mevcut seviyelerinde veya daha yüksek değerlerde seyrinin ekonomiye konut sektörünün verdiği katkının azalmasına ve dolayısıyla ekonomik büyümenin yavaşlamasına sebep olabileceğini kaydetti.
ABD 10 yıllık tahvil faiz oranlarının geçen haftalarda yüzde 2,47 seviyelerine kadar gerilerken bu tip riskleri fiyatlamaya başladığını, fakat daha sonra gelen iyi verilerle yüzde 2,60 seviyesine kadar gelen faizlerin mevcut durumda büyümenin devam edebileceği beklentisini yarattığını dile getiren Dernek, "Dolayısıyla kısa süreli etkiler ortadan kalktığında ve yılın geri kalanında ABD ekonomisinde toparlanmanın yeterince güçlü olmadığı beklentimizin yerleşmesiyle beraber Türkiye'de de enflasyon temmuz ayında yüzde 9 civarına ulaşsa da yıl sonunda yüzde 6,1'e gerileyeceği yönündeki beklentimizin doğrultusunda bono ve TL'nin yılın geri kalanında değerlenebileceğini tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı. - İstanbul