Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Demircan, Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi'nde konuştu Açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, son 20 yılda Türkiye enerji sektörünün çok önemli ve sessiz bir başarı hikayesi yazdığını belirtti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, son 20 yılda Türkiye enerji sektörünün çok önemli ve sessiz bir başarı hikayesi yazdığını belirtti.
Demircan, Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi'nin açılış konuşmasında, Türkiye'nin hidroelektrik potansiyelinin 12-13 bin megavat seviyelerinden 32 bin megavata yükseldiğini ve neredeyse sıfır düzeyinde olan rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin bugün itibarıyla 30 bin megavatı aştığını ve bu kayda değer büyümede özel sektör girişimcilerinin katkısı ve rolünün oldukça belirleyici olduğunu söyledi.
Yeni hedeflerinin daha iddialı ve dikkat çekici olduğunu aktaran Demircan, "2035 itibarıyla, şu an 114 bin megavat olan toplam kurulu gücün 220 bin megavat seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. Bunun da yaklaşık 120 bin megavatı yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Bu hedeflere özel sektörün ilgisiyle ulaşacağız. Uzun süredir liberalleşen bir elektrik piyasası içerisinde, devlet artık yatırımcı rolünden çıkmış durumda ve bu fonksiyonu özel sektör marifetine bıraktık. Bugüne kadar iyi bir ilerleme kaydettik ve bundan sonra da önemli, ölçülü, başarılı bir süreç yaşamak zorundayız. Bu kapsamda hem özel sektör hem de ilgili kamu sektörlerinin dönüşmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Demircan, yeni dönemde başarıya ulaşmak için yeni söylem ve hikayelere ihtiyaç duyulduğunu, bu dönüşümün sağlanabilmesinin en önemli unsurlarından birinin iletim şebekesinin geliştirilmesi olduğunu vurguladı.
2035'e kadar yaklaşık 120 gigavatlık yeni bir potansiyele ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Demircan, "Bunun yaklaşık 80 milyar dolarlık bir yatırım büyüklüğü oluşturacağını öngörüyoruz. Bu yatırımların sisteme entegre edilmesi ve tüketiciye ulaştırılması için iletim şebekesinin de geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, iletim şebekesinin yenilenebilir enerjiye özel yeni bir işletme kültürüne sahip olması büyük önem taşıyor." diye konuştu.
Demircan, hidroelektrik santrallerin gelecekte üstleneceği kritik role dikkati çekerek, hidroelektrik santrallerin iletim şebekesinin esneklik katsayısının artırılmasında çok daha büyük katkılar sağlayacağını dile getirdi.
Elektrik üretiminin devam etmesinin yanı sıra, bu üretimin şebekede esneklik katsayısı artırılarak yönetilmesi ve tüketicilere olması gereken kalitede ulaştırılması için primer ve sekonder hizmetlerin, döner, motor, manyetik enerji gibi yan hizmetlerin devreye alınmasının önemine vurgu yapan Demircan, "Bu süreçte iletim şebekesinin kalitesini sağlamak için en önemli enstrümanlarımız yine hidroelektrik tesisler olacak." dedi.
Demircan, hidroelektrik tesislerin de bu yeni döneme doğru şekilde hazırlanması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Kuraklık, tüm dünyanın temel sorunlarından biri. Devlet Su İşleri bu konuda her türlü hazırlığı yapıyor ve bir Su Kurulu üyesi olarak süreci yakından takip ediyorum. Önümüzdeki yıllar, geçtiğimiz yıllardan daha kurak geçecek. Bu nedenle su, hem insani hem de enerji açısından çok daha kıymetli hale gelecek. Türkiye kuraklık tehdidine doğru giden bir ülke. Bunun farkındayız. Bu suyun çok daha iyi yönetimi ve yönetişimini gerektiriyor. Yani suyun varlığının korunması ve sudan elde edilecek faydanın maksimize edilmesi anlamına geliyor. Bu da muhakkak ama muhakkak sektörün çok iyi bir havza optimizasyonu, havza yönetimi kültürüne erişmesiyle mümkün."
"2035 yılına kadar ülkemize 11 bin megavatlık yeni HES kurulu gücü kazandırabiliriz"
Hidroelektrik Santralları Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) Başkanı Elvan Tuğsuz Güven de hidroelektrik sektörünün bugün itibarıyla 32 bin megavatı aşkın kurulu güce ulaştığını ve 30 binden fazla kişiye istihdam sağladığını, bu sektörün arz güvenliğinin yanı sıra sürdürülebilir ve kesintisiz enerji tedarikinin bel kemiğini oluşturduğunu ifade etti.
Türkiye'nin hidroelektrik kurulu gücünde son 20 yılda kaydedilen artışı değerlendiren Güven, 2005'te 12 bin 975 megavat olan hidroelektrik kurulu gücünün, 2015'e kadar 25 bin 900 megavata yükseldiğini ve bu süreçte kurulu gücün iki katına çıktığını, 2015 ile 2024 arasındaki 9 yıllık dönemde ise 6 bin 200 megavatlık bir artışla mevcut kurulu gücün 32 bin 200 megavat seviyesine ulaştığını aktardı.
Son 20 yılın hidroelektrik verilerini analiz eden Güven, şu bilgileri paylaştı:
"Son 20 yılın ortalaması, her yıl yaklaşık 1000 megavatlık bir HES kurulu gücünü sisteme kazandırmış olduğumuzu gösteriyor. 2035 hedeflerimize 11 yıl kaldı ve mevcut veriler, bu süre içinde toplam 11 bin megavatlık yeni HES kurulu gücünü ülkemize kazandırabileceğimizi ortaya koyuyor. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre, hidroelektrikte ülkemizde halen yıllık 180 bin gigavatsaat teknik ve ekonomik fizibiliteye sahip, yatırım yapılabilir bir potansiyel bulunuyor. Bu, sektör olarak büyük önem verdiğimiz bir veri. Hidroelektrik alanında, tüm regülatif ve çevresel sorumluluklarımızı tamamen yerine getirerek bu potansiyeli ülkemize kazandırabiliriz. Dün yapılan ufuk açıcı paylaşımlardan sektör adına önemli notlar aldık ve öngördüğümüz bu kapasiteyi mümkün olan en yüksek seviyede gerçekleştirmek için HESİAD olarak kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz."
Güven, ülke olarak cari açığı azaltmak için gerekli her adımı atmakla yükümlü olduklarını dile getirerek, "2035 itibarıyla yenilenebilir enerji ihracatçısı olmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, HES yatırımları sürdürmek, hibrit ve pompajlı HES'ler ile yüzer güneş enerjisi santralleri gibi günümüzün ihtiyaçlarına uygun uygulamaları öncelik listemizde daha üst sıralara taşımak büyük önem taşıyor. Bu yatırımlar, enerji arz güvenliğimizin sağlanması ve sürdürülebilir kalkınmamız için kritik bir rol oynuyor. Bu süreci bir milli mesele olarak görüyoruz ve aynı inançla çalışmalarımıza devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.