Haberler

Enerjimiz Pencerelerden Kaçıyor

Abone Ol

Kompen Genel Müdürü Erdal Küçükşehir, Türkiye'nin enerji konusunda yeni stratejiler belirlemesinin yanında enerjinin verimli kullanılması için ciddi adımlar atılmasının ülke ekonomisine kazanımlar sağlayacağını söyledi.

Kompen Genel Müdürü Erdal Küçükşehir, Türkiye'nin enerji konusunda yeni stratejiler belirlemesinin yanında enerjinin verimli kullanılması için ciddi adımlar atılmasının ülke ekonomisine kazanımlar sağlayacağını söyledi.

Kombassan şirketlerinden Kompen A.Ş'nin Genel Müdürü Erdal Küçükşehir, ısı yalıtımı olmayan binalar için mantolama konusunda ilgili bakanlığın çalışmalar sürdürdüğünü, kendilerinin de alanlarında vatandaşı bilinçlendirme adına sürekli bayilerine eğitim verdiklerini ifade ederek, "Isınmada kullanılan enerjinin yüzde 32'si bacadan, yüzde 28'i pencerelerden, yüzde 18'i dış duvarlardan, yüzde 16'sı çatıdan, yüzde 6'sı da zeminden kaçmaktadır. Demek oluyor ki, bacadan sonra gelen kısım pencereler. Çünkü, düne kadar yapılan ahşap pencereler belli bir süreden sonra aşınmaya başlıyor ve görevini yapamaz hale geliyor. Maalesef ülkemizde pencereler boşluğu kapatma olarak algılanıyor. Bu algının değişmesi gerekiyor. Pencere kadar binaların mantolanması da çok önemli ancak pencerelerin de sağladığı tasarrufları göz ardı etmemek gerekiyor. Isınmada harcanan her 100 TL'nin 28 TL'si pencerelerden kaçıyor" dedi.

Bu konuda sektör içerisinde birlik ve beraberliğin sağlanamadığını, sadece belli başlı birkaç firma olarak bilinçlendirme adına kendi bünyelerinde çalışmalar yaptıklarını belirten Küçükşehir, "Enerjinin yüzde 75'i ısınma amaçlı kullanılıyor. Ülkemiz maalesef enerji üretimi konusunda oldukça fakir bir durumda. Bu konuda da yetkililerin yaptıkları çalışmalar olumlu olsa da yeterli olmuyor. Türkiye olarak her yıl 50 milyar dolar enerji için harcanırken, ülkemizde sadece yüzde 20 hammadde karşılanıyor, yüzde 80'i ithal ediliyor. Türkiye'nin yeni petrokimya tesislerine acilen ihtiyacı var" şeklinde konuştu.

"SEKTÖRÜN SORUNLARI ÇOK FAZLA"

Kendi sektörlerinde de olumsuzlukların olduğunu ve zaman zaman da yayınlanan genelgeler yüzünden sıkıntı yaşadıklarını anımsatan Küçükşehir, "Plastik sektöründe 14 bin firma bulunuyor. Kapı-pencere alanında ise 70'e yakın üretici firma var. Onlarcası merdiven altı tabir edilen şekilde çalışıyor. Bu yüzden haksız rekabet ile karşı karşıya kalıyoruz. Ciddi denetim yapılmıyor. 10 yıl kadar önce ahşap kapı pencere söküp VC kapı pencere takarken, bugün PVC kapı pencere söküp, tekrar PVC kapı pencere takar hale geldik. Demek ki bu konuda bir standart olmalı ama ne yazık ki kimse uymuyor. Denetimlerin de yetersiz olması bu tür küçük kuruluşların işine geliyor. Bu durum aynı zamanda kayıt dışı istihdamın önünü açıyor. Ayrıca kamuda da sürekli olarak genelgeler değişiyor. Bunları takip etmekte de zorlanıyoruz. Ülkemizdeki kamu kuruluş binası oldukça fazla. Bazı teşkilatlarda kapı ve pencerelerin alüminyum doğrama ile değiştirilmesi kararı alındı. Enerjide dışa bağımlı olan ülkemizde bunun asgari seviyelere gelmesi için çeşitli çalışmalar sürdürülürken, ne yazık ki yöneticilerimiz ısınmada kullanılan enerjiyi ısı yalıtım değeri en düşük malzeme olan alüminyum doğramalarla kapı pencere yapılması için karar alıyor. Bunu anlamak da mümkün değil" diye konuştu.

"İHRACATLA BÜYÜDÜK"

Sektörleri hakkında da bilgi veren Küçükşehir, 2012 yılında iç piyasada çok ciddi bir daralmanın yaşandığını, bu daralmadan kaynaklı sıkıntıları ihracat rakamlarını artırarak aştıklarını, sektörü 2012 yılında ihracatın kurtardığını ifade etti. Kompen açısından piyasalardaki tüm olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ettikleri için mutlu olduklarını kaydeden Küçükşehir, "Ar-Ge yatırımlarına büyük önem veriyoruz. Ürünlerimiz ve kalitemizle 2008 yılı dahil olmak üzere 2012 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 15'e yakın büyüme rakamlarına sahiptik. Ne yazık ki 2012 yılında bu büyüme rakamını yakalayamadık ancak, 2012 yılında yüzde 4'e yakın bir oranda büyüme gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Bu büyümeyi ihracata ağırlık vererek yakaladık. 2012 yılında iç piyasadaki daralmayı yılbaşından itibaren öngörerek dış ticaret departmanımıza ağırlık verdik. 2012 yılında ihracatımızı yüzde 30 gibi ciddi bir oranda artırmayı başardık. Daralan iç piyasa ve sıkıntı yaşayan ekonomimize rağmen 2012 yılını da büyüyerek kapatmanın sevincini yaşıyoruz" dedi.

"2023 VİZYONUNU ÖNEMSİYORUZ"

Hükümetin belirlediği 2023 vizyonunu önemsediklerini de aktaran Küçükşehir, "Hükümet tarafından ortaya konan 2023 vizyonu ve bu vizyon doğrultusunda yapılan çalışmaları ülkemiz açısından çok önemsiyoruz. Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan tüketime dayalı değil, üretime dayalı büyüme rakamlarını artırabilmek adına çok ciddi çalışmalar yapıyor ve bu çalışmaları ilgiyle takip ediyoruz. Hamallıktan kurtulma dönemini geride bırakmayı başardığımız takdirde ülke olarak çok daha iyi noktalara ulaşacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Yabancı sermaye girişinin finans sektöründe ve borsada değil, üretim sektöründe değerlendirilmesi gerektiğini de söyleyen Küçükşehir, "Türkiye'nin sıcak para cenneti olmaktan kurtulması gerekiyor. Yabancı sermayeyi borsa ve finans sektörünün dışında imalat ve üretime yönlendirmeliyiz. Yabancı sermayenin üretime ve istihdama yatırım yapması, Suriye'de krizin son bulması, Kuzey Irak ile merkezi yönetim arasındaki gerilimin azalması, Libya'nın da istikrara kavuşması halinde Türkiye ekonomisi 2013 yılı içerisinde taşların yerine oturduğu bir süreç geçirecektir" diye konuştu. - KONYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Kombassan Türkiye Ekonomi Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title