Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Müteahhitliğe Döndü

Yaklaşık 2 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevinden istifa eden Erdoğan Bayraktar, şimdiler de aile şirketi Bayraktar İnşaat'ın başında. Bakanlık döneminde çıkan kentsel dönüşüm sürecini yakından takip eden Bayraktar, sürecin hızlandırılması gerektiğini söyledi. Süreci tıkamak isteyen açık gözlü vatandaş ve müteahhitlere devletin müdahale etmesi gerektiğini belirten Bayraktar, "Vatandaş dönüşümü yapamıyorsa devlet devreye girmeli. Durup beklemek değil, atmaca gibi kurt gibi bir modelle süreç hızlandırmak gerek. Kentsel dönüşüm Türkiye'nin olmazsa olmazı. Fay hattındaki ülkemizde 6.5 milyon riskli yapımız var" dedi.

AÇIK GÖZLÜLER VAR

Kentsel dönüşüm sürecini zora sokanlara karşı formüller geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, "Önce vatandaş müteahhitle anlaşsın diyeceksin. Sonra ona belediye, valilik ve bakanlık destek olacak. Şimdi görüyoruz ki 1 açıkgöz 1 daire hakkı yerine 2 istiyor. Devlet işte bunun önüne geçecek. Devlet hakim ve hakemdir. Vatandaş yapmıyor mu, devlet riskli binayı önce tespit edecek. Sahiplerine 3 ay 6 ay neyse bir süre verecek. Elektriği-suyu kesip evi yıkacak. Vatandaşı da mağdur etmeyecek ama dönüşümü hızlandıracak. Vatandaş devletin bu kararlılığını görürse dönüşümün kaçınılmaz olduğunu anlar ve kendi rızası ile evini yeniler." diye konuştu.

SIKI DENETİM

"Türkiye'nin önemli sorunu bürokratik oligarşi" diyen Bayraktar, özel sektörün müteşebbis olduğunu ancak devlet kapısına gidince de pişman olduğunu dile getirdi. Devletin önemli rollerinden birinin yatırım ortamını iyileştirmek olduğunu belirten Bayraktar, "Ruhsatta kolaylık sağlanmalı ama sıkı denetim olmalı. Ruhsatı almak için 60 yere gideceksin, aldıktan sonra yakasını bırakacaksın. Böyle şey olmaz. Ruhsatı kolay vereceksin ama ruhsata uygun yapıyor mu, çevreye zarar veriyor mu diye denetleyeceksin. Devlet olarak risk almamayım demekle olmaz. Özel sektör senin maaşını veriyor. Devlet ben bu milletin hizmetçisiyim demeli. Biz devlet kapsındaki zorluları kırıyorduk ama şimdi tekrar geriye düştü. Eğer düzelirse kentsel dönüşüm hızlanacak. Bu da Türkiye'nin kalkmasını tetikleyecek" dedi.

İLK TRAVMAYI ATLATTIM

17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması sonrasında görevinden ayrılan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar 1973'te kurulan Bayraktar İnşaat'ın başına döndü. Kiptaş başkanlığı, TOKİ Başkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan sonra asıl işi olan müteahhitliğe dönüş yaptığını belirten Bayraktar, "İlk travmayı atlattım. Şimdi 3-5 inşaat işi var onları kovalıyorum. Koşuyolu'nda bir iş var. Halkalı ve Sancaktepe'de de proje yapacağız. Ben yapı itibarıyla çalışkan biriyim. Bana büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum ve içimde bir ukde kaldı. Ama şükretmek lazım. Sağlığım iyi, işim var. İstesem taş üstünde ot bitiririm. Moralim gayet iyi. Ama benim defterim kitabım açık kaldı. Ben kapatabilirsem ben kapatırım, ben kapatamazsam başkası" dedi.

VATANDAŞ LEHİNE YORUM GEREK

Kentsel dönüşüm yasasında bazı konuların yoruma açık olduğunu belirten Erdoğan Bayraktar, böyle durumda konuyu vatandaş lehine kullanmak gerektiğini söyledi. Son aylarda tartışılan bir konudan örnek veren Bayraktar, "Mesela 10 dönüm arsa üzerinde 100 metrekare yapı riskli. Şimdi bütün arsada yasanın sağladığı vergi muafiyetini kullanmak haksızlık. Müteahhittin değil, vatandaşın faydasına karar vermek lazım. Yani Maliye bu alandan vergi harç almalı. Çünkü oraya giden para bize hizmet olarak dönüyor. Ben bakanlık dönemimde bunla ilgili bir genelge yayınladım ama benden sonra kaldırdılar" dedi. Erdoğan Bayraktar'ın İstanbul Koşuyolu'ndaki arsası üzerinde kentsel dönüşüm kapsamında Ofton İnşaat tarafından bir proje yapılıyor. Bu projede de aynı konu gündeme gelmiş, Ofton İnşaat yetkililer 10 dönüm arsada tek bir riskli yapı olduğunu ve projenin dönüşüm kapsamına alındığını açıklamıştı. Eleştirdiği durumun arsa sahibi olduğu projede de uygulandığını sorduğumuzda ise Bayraktar şunları söyledi: "Ofton yapıyorsa da karşıyım. Ama zannetmiyorum öyle olduğunu. İşin başında öyleydi ama şimdi nasıl bilmiyorum." (Kaynak:Hürriyet)